Ayşegül Yüksel

Füruzan: Ezilenlerin dostuydu

27 Şubat 2024 Salı

Ülkemiz bir büyük yazarını daha yitirdi. Füruzan en önemli öykücülerimizdendi. Dahası, yazın türlerinin çoğunda ürün vermiş, sinema için senaryolar yazmış, film yönetmenliği de yapmıştı. Okumayı ve sinema izlemeyi yaşamı boyunca yoğunlukla sürdürdü.

11 Şubat’ta aramızdan ayrıldığında dünya üstünde ne çok dost biriktirdiğinin bilincine bir kez daha vardık. Yalnız güçlü bir yazın ustası değil, dünyayı güzele boyamış insanlardandı.

Füruzan’la çoğumuz gibi 1970’lerde üç ünlü öykü kitabı aracılığıyla tanışmıştım: “Parasız Yatılı”, “Kuşatma”, “Benim Sinemalarım” günümüzde de en çok okunan kitaplar arasında yer alıyor. Bu yapıtlarda anlatılan kadınlar, cinsellikleriyle olduğu denli, toplum içindeki hırpalanmış konumlarıyla öne çıkar. Sınıf farklılıklarının ve yoksulluğun, kadın-erkek ayrımı tanımadan, insanları nasıl ezdiğini, çoğunlukla kadın karakterler üstünden gösteren sarsıcı Füruzan öyküleri, okurları anlatılan koşullara başkaldırmaya yönlendiren sihirli bir değnek işlevi taşır. Füruzan, Türk dilini görselleştiren bir sinematik anlatım kullanmaktadır.

ŞIK VE ZARİF AMA ALABİLDİĞİNE ALÇAKGÖNÜLLÜ

Gerçek tanışmamız ise 2000’li yılların başında Füruzan’ın Sevda Dolu Bir Yaz öyküsünün Vacide Öksüzcü tarafından tek kişilik bir oyun olarak sahnelenip oynandığı Ankara’daki Oda Tiyatrosu’nda oldu. Füruzan daha önce gazete ve dergilerde çıkmış fotoğraflarında gördüğümüz gibi son derece şık ve zarifti. Kişiliğinin en şaşırtıcı yanı ise sanki uluslararası düzeyde ünlenmiş bir yazar değilmiş gibi, yapıtıyla ilk sınavı veren alçakgönüllü bir amatör duruşu sergilemesiydi.

Dostluğumuz o gün başladı. Yazdığım eleştiri yazısı beğenilmişti. Çünkü “Sevda Dolu Bir Yaz” başlıklı öykü kitabının kapağında yer alması öngörülmüştü. Bu kitap ve belli başlı Füruzan kitaplarının yeni baskıları imzalı olarak tarafıma iletilmişti. Teşekkür etmek için telefonla aradım. Dostluğumuz ender de olsa telefon konuşmalarıyla sürdü. Son kez yüz yüze gelişimiz İstanbul Kitap Fuarı’nda olmalı. Kalabalığın içinde iki tabureye ilişip çay içerek söyleşmiştik.

2008’DE İSTANBUL KİTAP FUARI ONUR YAZARIYDI

Füruzan 2008’de İstanbul Kitap Fuarı Onur Yazarı olarak gündemdeydi. Onur Yazarı kitabını hazırlayan gazeteci Faruk Şüyün’ün yazı isteği üstüne “Şarkılar Kitabı” başlıklı öykü kümesinin incelemesini yapmıştım. Bu yazıyı da içeren “Füruzan Adlı bir Öykü” kitabı yine imzalanmış olarak çıktı postadan. Kitaptan öğrendiğime göre, Füruzan İstanbul’un çeşitli semtlerindeki ilkokullarda okumuş. Bu okullardan biri benim ve kardeşimin gittiği Kadıköy Halit Ağa Caddesi’ndeki Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’ymuş. Kitaba sınıf fotoğraflarının çekildiği çok merdivenli ana girişin ve vitraylı pencerelerin yer aldığı koridorların resimleri de konmuş. Dahası, benim birinci sınıfta öğretmenim olan Mebrure Hanım Füruzan’ın da öğretmeni olmuş. Demek aynı sınıflarda devinip, aynı bahçede teneffüse çıkmış, aynı sokaklarda koşturmuşuz. Bu hoş rastlantıyı Füruzan’la paylaşamadım çünkü çok yoğun bir dönem yaşıyordu.

SAHİPSİZ İNSANLARIN, HAKÇA BİR DÜZEN ARAYANLARIN DOSTUYDU

Aradan epeyce zaman geçiyor. Füruzan’ın 90, benimse 80 yaşına yaklaştığımız 2020 yılında, DTCF Tiyatro Bölümü’nden eski öğrencim Aslı Esma Karaca, 12 Mart dönemindeki hareketlerin içinde yer almış gençlerden birinin tanıklığıyla yazdığı “Hasan” başlıklı kitabı için “önsöz” arayışında. Füruzan’ın “47’liler” romanını öneriyorum. Yazarın izniyle romandan bir bölüm “önsöz” olarak kullanılıyor. Ardından telefonda Füruzan’ın sesi: “Ne güzel öğrenciler yetiştirmişsin, kutlarım.” Sanki aradan hiç zaman geçmemiş gibi konuşuyoruz. Son kez olduğunu bilemeyiz...

Füruzan sahipsiz genç kız ve kadınların, ezilen emekçilerin, hakça bir düzen arayanların dostuydu. Onu okuyanları, tanıyanları, sevenleri de o dostluğa ortak etti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özdemir Nutku anlatıyor 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları