Yaşamı savunmalıyız!

22 Ağustos 2014 Cuma

Doğa Derneği'nin, Damocracy İnsiyatifi ile organize ettiği Dünya Nehirler Konferansı'nda nehirlerin korunması ve büyük barajlara karşı mücadele edenler biraraya geldi. Büyük barajlara ve HES’lere karşı farklı coğrafyalarda yürütülen mücadelede halkların biraraya gelerek ortak davranıp, birbirlerini desteklemeleri şart! Mapuçi Halkı Lideri Moira Millan, “Devletler çözüm üretmiyor. Ulus devletlerin söylediği büyüme, kalkınma ölüm demek. Biz yaşamı savunmalıyız. Devletler büyük değişikliklere izin vermeyeceklerdir. Onların koyduğu sınırların dışına çıkmalıyız” diyor.

“Brezilya hükümeti bizim yaşam tarzlarımıza son vermek istiyor. Bunu demokratik hükümet adı altında yapıyor. Yaşam tarzlarımızı ve doğayı korumak için mücadele ediyoruz ve edeceğiz.” Megaron Txucarramae (Amazon Kayapo Kabilesi Şefi)

“Ortada bir pasta var. İster kapitalizm olsun, ister komünizm bu pastayı bir bıçak ile keserek dağıtıyor ve eşitsizlik yaratıyorlar. Biz Mapuçiler bu pastadan pay istemiyoruz. Çünkü içindeki malzemeleri istemiyoruz. Biz başka bir pasta yapmak istiyoruz. Tüm sistemi yeniden gözden geçirmezsek mücadele imkansız olur.” Moira Millan (Mapuçi Halkı Lideri)

“Devletler çözüm üretmiyor. Ulus devletlerin söylediği büyüme, kalkınma ölüm demek. Biz yaşamı savunmalıyız. Devletler büyük değişikliklere izin vermeyeceklerdir. Onların koyduğu sınırların dışına çıkmalıyız.” Moira Millan (Mapuçi Halkı Lideri)

Xingu (Şingu)

Yiyeceklerinizi nereden alıyorsunuz? Bakkaldan, marketten, pazardan?

Onlar nehirden alıyorlar.

Nerede yaşıyorsunuz? Apartman dairesinde, şehirde?

Onlar nehirin kıyısında yaşıyorlar.

Nehirde yıkanarak temizlenip arınıyorlar.

Nehrin sesini dinleyerek uyuyorlar.

Doğadaki kutsal ruhlara saygı duyuyor, ölülerini nehir kıyılarında sonsuz yolculuğa uğurluyorlar.

Onların nehirler ile ve genel olarak doğa ile kurdukları ilişki farklı. Doğa üzerinden, nehirler üzerinden varlık elde etmek istemiyorlar. Bu yüzden hükümetin verdiği parayı reddediyorlar. Nehirleri onlar için dünyada satın alabilecekleri her şeyden daha güzel. Doğaya, nehirlerine teşekkür ediyor ve onları kendilerini korudukları gibi koruyorlar.Amazon Kayapo yerlisi Mayalu, herşeyin ruhu olduğunu ve doğanın bir sahibi olduğunu söylüyor. “Doğadaki kutsal ruhları rahatsız ederseniz, tepki verirler ve bunların karşısında insan acizdir” diyor. Mayalu’nun büyük amcası ormanda bir ruh ile konuştuğunu, ruhun kendisine beyaz insan ormanı yok ettiğinde çok yağmur yağacağını, rüzgarların çok sert eseceğini ve herkesin çok mutsuz olacağını haber verdiğini anlatmış.Kayapo yerlilerinin kutsal nehri Xingu (Şingu) üzerine dünyanın en büyük üçüncü barajı olan Belo Monte inşa ediliyor. Belo Monte’yle birlikte Brezilya hükümeti Amazon’un büyük kolları üzerine yirmi yıl içinde 60-70 baraj kurmayı planlıyor. Tek başına Belo Monte barajı 20 bin ile 40 bin arasında insanı yerinden yurdundan edecek. Megaron bu barajın Brezilya’ya mı yoksa başka ülkelere mi elektrik sağlayacağını ve hangi müteahitlere para kazandıracağını bilmediklerini söylüyor. Barajların kim için yapıldığını ve nasıl fayda sağlayacağını sorguluyor. Acı çektiklerini, mücadele sırasında ölen ve yaralananların olduğu fakat torunlarının acı çekmesini istemedikleri için kararlılıkla mücadeleye devam edeceklerinin altını çiziyor.

Mapuçi Toprakları

Mapuçi halkı 12 bin yıllık bir geçmişe sahip ve hep aynı topraklarda yaşamışlar. Ulus devletler Şili ve Arjantin’in çizdiği sınırlar nedeniyle bölünmüşler. Sonra topraklarından akan nehirlerin üzerine barajlar yapılmaya başlanmış ve bu sefer topraklarını terk etmek zorunda kalmışlar. Göç edenler şehirlerde yaşıyorlar. Toprakla ve doğayla bağları azalınca kültürlerini unutmaya başlamışlar. Moira’nın anneannesi hala o bölgede yaşıyor. Kültürlerinin bir parçası olan doğa ile konuşan kutsal şarkıları, türküleri Moira’ya öğretmiş. Mapuçi geleneğine göre bu kutsal şarkıları yalnız kadınlar söyleyebiliyor. Nehirlerin kimisi hızlı, kimisi yavaş akar, bir kısmı taşlara çarpa çarpa ilerlerken kimisi toprak ve kumun üstünde sessizce kayar. Bu nedenle her nehrin bir şarkısı olduğuna inanıyorlar. Moira dört çocuğu ile nehir kıyısında yaşıyor. Çocuklarına nehirin şarkısını dinlemeyi ve bu şarkıyı söylemeyi öğretiyor. Evleri yedi barajın tehditi altında ve suların altında kalacak. Moria’ya göre üzerine baraj yapılması demek nehirleri susturmak demek. “Nehirlerin sesi susturulduğunda halkların da sesi susturulur” diyor ve ekliyor “Barajlar çok tüketen yeni bir yaşam tarzını diretiyor. Tüm sistemi yeniden gözden geçirmeden mücadele imkansız. Barajlara direnen Mapuçi’leri devlet terörist ilan ediyor. Çünkü, Arjantin’de yasalar yasal izin ile çalışan şirketlerin kalkınma uygulamalarına karşı çıkanları terörist kabul ediyor. Bu büyük haksızlık gösteriyor ki devletler bir çözüm üretmiyor ve büyük değişikliklere izin vermiyorlar. Tek umut halkların bir araya gelmesi”.

Dicle, Yusufeli, Çoruh, Munzur ve Diğerleri

Kayapo yerlilerinin barajlara karşı verdiği cesur mücadeleyi Hasankeyf’liler bu kadar açık yürütmüyor veya yüretemiyor. Doğa Derneği’den Dicle Tuba Kılıç, yaptıkları anketteki “Ilısu barajına karşı mısınız­?” sorusuna yüzde 70 Evet dendiğini fakat Hasankeyf halkının şartlardan dolayı sesli olarak düşüncelerini ortaya koymaya çekindiğini anlattı. Peki Türkiye’de diğer büyük baraj projelerine karşı etkin ve dinamik bir hareket var diyebilir miyiz? Ülkemizde HES’lere karşı mücadele yürüten yerel halklar, neden Yusufeli, Çoruh gibi büyük baraj projelerine karşı sessiz kalıyor? Megaron, Mayalu, Moira’nın mücadelesinin, Solaklı Vadisi’nden Murat, Fırtına Vadisi’nden Vatandaş Mustafa, Şenöz’lü Gürgen Nine’nin mücadelesinden farkı yok. Büyük barajlara ve HES’lere karşı farklı coğrafyalarda yürütülen mücadelede halklar biraraya gelerek ortak davranıp, birbirlerini destekleyebilirler.

Nehirler Özgürce Akmasa Yaşam Olmazdı

Güven Eken, “su boşuna akar” sözünün ne kadar yanlış olduğunu söyledi ve su aktığı için yaşadığımızı hatırlattı. Yaşamın olması için suyun varlığı yeterli değil. Yaşamsal öneme sahip su döngüsü olmasa ve bu döngünün önemli bir parçası olan nehirler özgürce akmasa dünyada yaşam olmazdı. Nehirlerin akmasını engelleyerek yaşamsal öneme sahip pek çok döngüyü bozan, binlerce insanı yurdundan eden, hayvanların, bitkilerin yaşam alanlarını yok eden, pek çok canlıya mezar olan, baraj göllerinden yayılan metan gazı ile küresel ısınmayı artıran barajlar “temiz enerji” sağlıyor diyebilir miyiz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları