Bağış Erten

Taht Oyunlarına Bordo-Mavi Ayar

20 Nisan 2015 Pazartesi

Ligin belki de dönüm noktası. Rakipler dişli, hesaplar ince. İşte böyle haftalar için sevilir futbol. Ligin bitimine az kalmıştır. Mukayeseli teoriler yazılır, tribünler dolar, tansiyon yükselir. En zevkli zamanlarıdır futbolun.
Tamam, tadımız kaçık. Tamam tribünde de, tempoda da işler vasat. Tamam tansiyon bize hiç iyi gelmiyor. Ama o dolu tribünleri görünce kanımız kaynamaya başlıyor işte. Belki de Süper Lig tarihinin en zevksiz/renksiz sezonu da olsa top birazcık güzel dönünce başımız dönüyor işte.
İlk dakikadan ortalık Bordo- Mavi’ye kesiyor, heyecanlanıyorsunuz. Trabzonspor’un baskısı ve hevesi insanı havaya sokuyor. İkinci devre Sarı- Kırmızılıların yavaş yavaş devreye sokmak istediği oyun aklı hemen zihin cimnastiği yaratıyor. Ardından goller geliyor. İçiniz kıpırdanıyor işte. İzleniyor kardeşim. Futbol denen iptila, nüksetmek için her daim teyakkuzda. Tabii ki sondaki kavgaya dek...

2’yi 3’ü bulabilirdi
Trabzonspor golü attığında baskının sonuç vereceğini herkes tahmin ediyordu. 37. dakikada 1-0 öndeydiler ve dördüncü kez orta saha presiyle top kapıp tehlike yaratmışlardı. Rüzgârın da desteğiyle ilk devreyi fırtına gibi geçtiler. Bir penaltı itirazı, bol bol atak vardı hanelerinde. Özer’in gol vuruşu kadar, Ekici ile birlikte oyunu olgunlaştıran pasları da başarılıydı. Ki devamı da geldi. İkiyi, üçü de bulabilirlerdi. Tekte kaldılar. Hatta devre sonunda 1-0’a şükredeceklerdi neredeyse.
İkinci yarıda da oyunun kipi değişmedi. Hız da vardı, heyecan da. Ama bu sefer dümene Sarı-Kırmızılılar geçmişti. Emre Çolak’lı yeni orta saha hareketli ve işlevseldi. Burak ve Umut biraz kıpırdansa golü daha erken bulurdu Cim Bom. Tabii Hakan Arıkan bu kadar formda olmasa.

Basketbola döndü
Dakikalar geçtikçe ev sahibi ekip oyunu soğutacak formülü üretemediği için paniğe girmeye başladı. Oysa pas dolaştırma yetileri rakiplerin daha iyiydi. Kullanamadılar. Galatasaray alan buldukça akıyordu artık. 60 dönülürken baskı elle tutulur hale geldi. 67’de de gol geldi. Emre’nin şık vuruşu ikinci devredeki oyunun ödülüydü. Artık format basketbola döndü. Sürekli fast-break atıyordu takımlar. Bir takımın ikiyi bulması an meselesiydi. O an 85’te geldi. Aslında tam yiyebilecekken attı Trabzonspor. Belki de en kritik zamanda.
Memleket futbolunun iki tık ötesindeki bu ziyafetten Bordo-Mavililer galip çıktı. Galatasaray ise hesap makinesini yeniden ele alacak artık. Sonuçta bu lig daha çok su kaldıracak gibi.
Peki tam maçtan mutlu ayrılacakken ne oldu sonunda? İki takım birbirine tekme tokat girdi. Böylece kendimize gelmiş olduk. Bir anlığına memlekette futbolu severiz diye düşünmüştük. Tekzibi yiyiverdik.

Anlamak zor
NOT: Maç öncesi ‘Osmanlı’ temalı koreografisini pek anlamlandıramadım ben. Hamasetle mi öne çıkacak Trabzon şehri? Fetihçi padişahların torunu olunca birilerine cevap mı vermiş oluyorlar? Anlamak zor. Oradaki futbol seven muhalif ruhlar için ise her şey daha da zor. Hem İstanbul’la uğraşıyorlar, hem de önyargıları besleyen bir dolu hemşerileriyle. Kolay gelsin vallahi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları