Bağış Erten

Yeni beste değil nakarat

12 Mart 2018 Pazartesi

Sinemamızda hep olumlu yüzüyle resmedilir ama; disiplinli, inatçı Cumhuriyet kuşağı öğretmenlerin tek türü ‘Mahmut Hoca’ değildir. Dediğim dedik, muhafazakârlığıyla hayatı dar eden, yeniliğe, deneyselliğe karşı bir varyasyonu daha vardır. Aykut Kocaman bu ikisi arasında salınıp duruyor. Bazen duruş, tavır insanı. Bazen de inadıyla, takımı ketleyen oyunuyla öne çıkıyor. İşte bu yüzden dünkü galibiyet önemli olsa da kaygıları pek gidermiyor. Çünkü ortada yeni beste yok, nakarat var.
Eğer Fransa’nın başaltı ekiplerinden birinin başında olsaydı, bu hesap-kitaplarla büyük sükse yapabilirdi Aykut Hoca. Oysa Türkiye’de, Fenerbahçe’nin başında ondan ilk beklenen şey disiplinli marş söyleyen bir koro değil, dans edebilen bir akışkanlık. Solistin Volkan ya da Aatıf olmadığı bir orkestra yani. Oysa o hep askeri marş söyleyen 1980’lerin TRT çocuk korosunu arıyor. Dün taktik disiplin vardı evet, ama iki takım arasında epey bir klas farkı da vardı. Tutarak değil oynayarak kazanılacak maçtı. Gene çok zor oldu.
Kadro aynıydı. Ekici yedekti. Aatıf onbirdeydi. Tutukluk bakiydi. Gol yenmediği için şükredilen bir ilk 30 dakika vardı. Sonra duran topla gelen gol, arada bol bol kapanma, derken Giuliano’yla gelen cila. Klasik deplasman takımı gibi kazanmak yani!
Doğru, bu ruh haliyle bu plan size üç puanı getirebilir ve makuldür. Ama aynı oyun sizi şampiyonluğa götürmez, bunu da görmek şart. Tek maçlık böyle oynansa sorun yok. Ama Kocaman futbolu sezon boyunca üç aşağı beş yukarı böyleydi. Tereddütler işte tam da burada yoğunlaşıyor.
Gündüz maçının çekiciliği olmasa seyretmesi zor bir maçın ‘muzafferi’ olarak Sarı - Lacivertlilerin önünde haftaya memleketin en büyük derbisi var. Üstelik Kadıköy’de. Bir yanda fenci Kocaman, diğer tarafta sosyalci Terim. Kimin hesabı tutacak bakalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bu sezon o sezon değil 2 Eylül 2018
Herkes biliyor 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları