Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Savaş demokrasisi ve savaş diplomasisi
Kurtuluş Savaşımızın en önemli evrelerinden olan Büyük Zafer’in yüzüncü yılını kutladık dün. Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri, siyasi, diplomatik dehasının büyüklüğünü bir kez daha kavradık. Yerelden, bölgeselden ulusala örgütlenen yurtsever teşkilatların, Ankara’da Meclis çatısı altında toplanmasıyla Meclis iradesi, idaresi ve meşruiyetiyle yürütülen Kurtuluş Savaşı’nın haklı, halklı ve katılımcı yönünü yine ve yeniden anımsadık. Atatürk’ün, milleti örgütlerken, Meclis’i kurarken, orduyu yönetirken, cephedeki muharebelerin sonuçlarından, diplomaside, müzakere masasında nasıl yararlandığını hatırladık.
Bir kez daha belirtelim, Türk Kurtuluş Savaşı ve bu savaşla kurulan Cumhuriyet; ideolojik, politik, stratejik ve diplomatik düzlemde hem bütünsellik içerirler hem de süreklilik. Güç, önce Anadolu’da toplanmıştır. Yerel kongreler ulusal çapta, tek bir çatı altında bütünleştirilmiştir Sivas Kongresi’nde. Ardından Ankara’da Meclis açılmıştır. Tarihsel bir kırılma noktasında, ulusal, bölgesel, küresel bir altüst oluş döneminde, tarihin en meşru, onurlu ve destansı bağımsızlık savaşı verilmiştir.
DÜŞMANI YALNIZLAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Kurtuluş Savaşı’nın bir de diplomatik yönü vardır elbette. Afganistan, bizi tanıyan ilk devlettir, SSCB ise ilk büyük devlet. Savaşta, düşmanı kendi içinde parçalamak, Fransızların ve İtalyanların, İngilizlerle yaşadıkları çelişkiyi derinleştirmek, diplomasideki önceliklerimiz arasında olmuştur. Bunun sonucunda Fransa ve İtalya, Kemalist hareketle görüşmüş, onu muhatap almış, onunla anlaşma imzalamıştır. Hatta Ankara Hükümeti, Fransız ve İtalyanlardan silah alabilecek siyasi güce ulaşmıştır. Türk ordusu da bu güçle, donanımını daha da pekiştirmiştir. Sonra da Sakarya Meydan Muharebesi’nin ardından savunmaya geçen Yunan ordusuna yaptığı baskın taarruzla, Anadolu’yu dar etmiştir.
Ardından Türk ulusu; gücünü Mustafa Kemal Paşa ve TBMM’den alan İsmet Paşa’yla Lozan’da, dünyanın en büyük diplomatik zaferlerinden birini kazanmıştır. Genç Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında eşit, saygın, onurlu yerini almıştır.
Büyük Zafer’in yüzüncü yılı, henüz savaş cephede devam ederken kazanılan diplomatik başarılarla da önemlidir, özgündür ve derslerle doludur. Çünkü askeri zaferler, siyasi ve diplomatik zaferlerle taçlandırılmıştır. Mehmetçiğin cesareti, kararlılığı, özverisi ve kahramanlığı, müzakere masasındaki diplomatların elini güçlendirmiştir.
Büyük Zafer’in yüzüncü yılı hepimize kutlu olsun.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama