Akşener ile Saray Görüştü mü?
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Akşener ile Saray Görüştü mü?

06.04.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Pazar akşamı Halk TV’de ilk kez anlattım. 104 imzalı bildiride ilk sırada yer alan emekli Amiral Ergun Mengi, İYİ Parti’de görev yapıyordu. Partinin kendi belgelerinde Mengi için “Uluslararası Siyasi Kuruluşlar ve Jeo-Stratejik Analizlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı” yazıyordu. Haliyle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklama için “zevzeklik” demesi daha karmaşık görünüyordu.

Programdan sonra İYİ Parti’nin çok önemli bir ismiyle konuştum. Belli ki Akşener’in “zevzeklik” açıklaması, parti içinde de kriz yaratmıştı. Kritik isim, bana Akşener’in yanlış anlaşıldığını söyledi. Ona göre Akşener “zevzeklik” diyerek yükselen tansiyonu yatıştırmaya çalışıyordu. Olayların daha vahim noktalara gitmesini engellemek istiyordu.

Daha da ilginci…

İddia o ki: Akşener, pazar günü Cumhurbaşkanlığı ile bir telefon görüşmesi yapmıştı. O görüşmeye kadar gündemde 104 amiralin sabaha karşı gözaltına alınması masadaydı. Görüşmede sağduyulu davranılmasını isteyen Akşener’in girişimleriyle “sadece bildirinin öncüleri” denilerek gözaltı sayısı azalmıştı. Akşener’in muradı gözaltı olmamasıydı ama gücü buna yetmişti. Partinin kritik isminin tezine göre Akşener, hem açıklamalarla hem yaptığı görüşmelerle yangını söndürmeye çalışıyordu.

Bunları not aldım. Ama aynı gece (pazar) enteresan bir şey oldu. Yargı kulislerine göre, amirallerin bulunduğu şehirlerdeki savcılar, gece yarısı adliyeye çağrıldı. Bu tabii ki “operasyon geliyor” demekti. Acaba kaç kişi olacaktı? Sabah 10 gözaltı ve 4 arama kararını görünce “belki de kritik isim haklıdır, Akşener’in etkisidir” dedim.

Dün Akşener’in Özel Kalem Müdürü Esma Bekar ile de konuştum. Kendisi “Bizim Cumhurbaşkanlığı ile böyle bir görüşmemiz olmadı” dedi. Konuştuğum kritik isim ise verdiği bilgi konusunda ısrarcıydı.

Hangisi doğru bilmiyorum. Bir gerçek var ki ne karar verirse versin yargı feci şekilde politikleşti.

‘BİZ EMİR KULUYUZ’

“Acının ödülü deneyimdir” der Aiskhylos. Fakat işte milattan önce söylendi bu söz; şiirdeki gibi hasret hep onlara mı düşecekti? Öyle ya giden gidiyordu da arkada kalanlardaydı asıl ağırlık. O ağırlık ki aslında tam ortasındaydı şu sözlerin: “Sen benim bavulumu hazırla” dedi Cem Gürdeniz. Eşi Rengin’in “Nereye” sorusuna, tek kelimeyle yanıt verdi: “Silivri.” Espri gibiydi ilk işittiğinde. Malum henüz kapıyı çalan da yoktu, ancak konuşan “deneyimdi”.

“Çok masumane bir açıklama” demişti, kahve içerken Cem Amiral. “İçinde kızdığım insanlar da var ama imzalayacağım ben de” diye devam etmişti söze.

Rengin Gürdeniz’in “Mavi Vatan doktrininin yaratıcısı olan adam bir komployla korkutulmaya çalışılıyor” sözlerine de karşılık, “Biz emir kuluyuz” dedi bir polis.

Emekli de olsa askerlikten kalma bir alışkanlıktı; tıraş takımını da bavuluna koydu. Ayrılırken son sözleri “Bunları da atlatacağız. Biliyorsun, neler geçti” oldu. Sarıldılar ve o gitti.

“Aklımdan geçmedi değil ama yakıştıramıyorsunuz. Sabaha karşı 4’te uyuduk, 2 saat sonra geldiler.” Bekliyor muydunuz, soruma böyle yanıt verdi Ebru Sevim. Telefondaki sesten, gözlerinin dolduğunu düşündüm. Eşi Alaettin Sevim’i almaya gelen polis, kendilerinin de aramada gözlemci olacak komşularının da yumruklayarak çalmıştı kapısını.

Aynı kâbusu bir kez daha yaşattığı için özür diledi oğullarından. “Özür dilenecek bir şey yok, gurur duyuyoruz seninle” sözünü duydu, gitti Alaettin Amiral.

“Anayasal haklarımızı bilen bir aileyiz. Kocam üniforma giymeyen, yaptırım gücü olmayan biri. Ben nasıl kadın hakları için imza atıyorsam, eşim de kendi birikimi konusunda düşüncesini paylaşıyor” diyordu Selver Sağdıç. Eşi Kadir Sağdıç’ı tansiyon aletiyle uğurladı.

Alaettin Sevim ve ailesi (üstte)

Rengin-Cem Gürdeniz (altta)

Bilen bilir; böyle anlarda önce yalnız bıraktığını düşünüyorsun. Yine öyle oldu. “Beni merak etme ve kendine iyi bak” dedi Kadir Amiral. “Asıl sen beni düşünme” diye yanıt aldı, gitti.

Pek bilinmez; Ali Sadi Ünsal kanser tedavisi görüyordu. Eşi Filiz Hanım’ın aklında Ali Sadi Amiral’in henüz olmadığı ikinci doz aşısı vardı. “Ya korona kaparsa” diye endişeleniyordu.

Acılar tarihin topraklarına böyle yağıyordu.

YARGI KULİSLERİNDE SICAK GÜNLER

Hani bugün hukuksuzluk yaptığına inandığımız yargı mensupları var ya... Onları o koltuklara oturtan yer Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK).

İşte o HSK’yi oluşturan üyelerin 4 yıllık görev süresi mayıs ayında doluyor. Adalet Bakanı ile yardımcısı dışında kalan kurulun 4 üyesi kürsüdeki hâkim ve savcılardan, 7 üyesi ise Meclis Genel Kurulu tarafından seçilecek. Yargıtay üyesi, Danıştay üyesi, avukat ve akademisyenler arasından gösterilen 3’er aday için oylama yapılacak. Eğer Meclis’teki oylamada nitelikli çoğunluk bulunmazsa, üyeler kura ile belirlenecek. Daha doğrusu, doğal süreç bu. Evet, temkinli yazıyorum; zira Meclis’teki seçimlerin tıkanacağı da kulislerde konuşuluyor. Çünkü AKP ve MHP’nin Meclis’teki sayısal gücü, isteyecekleri adayın seçilmesine izin vermiyor.

Peki, her şey “yolunda” giderse kimler bu göreve talip?

Yargı kulislerinde soruşturdum. Öncelikle, mevcut kurul üyelerinin birçoğu bu görevi yeniden istiyor ancak iddiaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen hemen hiçbirini yeniden seçmeyecek. Bir kaynak, tarikat bağlantısı olanların tercih edilmesine Erdoğan’ın müsaade etmeyeceğini de ısrarla söylüyor. 2014 yılında yapılan HSYK seçimlerinde FETÖ’cü adaylara karşı başarı elde eden Yargıda Birlik Platformu’nun önemli isimlerinin yeniden aday olabileceği de konuşuluyor.

İSİM İSİM KİMİN ADAYI KİM

Daha da netleştireyim ve adayları yazayım.

Yargıtay’da muhafazakâr kanattan; Bilgin Başaran, Ergun Şahin, Feyzullah Taşkın, Şaban Kazdal, Harun Kodalak, Mustafa Erol...

Milliyetçi kanattan; Metin Yandırmaz, İbrahim Temur, Hakan Yüksel, Mehmet Durgun, Mustafa Ercan...

Sosyal demokrat kanattan; Ömür Topaç, Gülsüm Mısır, Ali Nevzat Açıkgöz, Lütfi Aksoy...

Danıştay’da muhafazakâr kanattan; Cafer Ergen, Musa Heybetli...

Milliyetçi kanattan; Hasan Odabaşı ve Metin Arıtı isimleri ön plana çıkanlar olarak belirtiliyor. Avukat ve akademisyen camiasından da birçok ismin gelecek hafta Meclis Karma Komisyonu’na başvurularını yapacağı söyleniyor.

Bu arada, eski Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın da en güçlü adaylardan olduğu dile getiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa hapislik deneyiminde cezaevi savcısı olan Kocaman’ın HSK Başkan Vekili olmak istediği ileri sürülüyor.

İstanbul ekibinin de HSK’deki etkinliğini devam ettirebilmek için yoğun bir çaba ve aday belirleme çalışmaları içinde olduğu konuşuluyor. İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Okan Albayrak’ın ve eski HSK Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu’nun en güçlü adayları olduğu iddia ediliyor.

Evet... Haziran ortasına doğru görevlerine başlaması beklenen yeni kurul üyeleri kimler olacak, hep birlikte göreceğiz. Ama kim olursa olsun, mevcut sistemde hukukun üstünlüğünün sağlanabileceğine inanmak çok zor.

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025