Adam da adamları da rüşvet marifetlerini öyle savundular, savunuyorlar ki, bu manzarayı Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in halkın TV’den canlı yayınla izlemesine partizanlık kalıbıyla engel olmasına karşın…
… Olan bitene, alınan, cebe konulan milyarlarca dolarcıklara Avrolara ek; gıcır gıcır yeni rüşvet bilgileri Meclis Genel Kurulu duvarlarını aştı ve…
… Tsunami dalgaları gibi Türkiye’nin sathı mailini aştı.
Yeni satın aldığı, -küçücük- köşk misali evinde, şarkıcı eşinden “Derdimi Ummana Döktüm” benzeri şarkıları dinleyerek dinlenceye çekilen Rıza Sarraf…
… Meğer Zafer Çağlayan’a -değeri 2 milyon 680 bin dolarcık olan- armağan ettiği iki takı setinden birini eşinin boynuna layık görmüş!..
Vay sen misin bu basit takıların bakanımıza armağan edilmesini rüşvet diye namlandırarak konuyu tutanaklara geçiren CHP milletvekiline, onu savunan arkadaşlarına...
AKP’li vekillerinden kurulu rüşveti savunma hattı, bariz kültürleri gereği küfürlerle yumruklarla taarruz eyledi...

***

Bu iktidarın başta liderleri RTE, bilumum bakanları, vekilleri, Mustafa Kemal’in basit bir yatak odası, basit bir yemek masasından ibaret Ankara-Polatlı yakınlarına sokulan düşmanla günlerce savaştığı Alagöz’deki iki katlı, sade, şimdilerde müze karargâh binasını bir gün, bir saat olsun ziyaret etmediklerine kalıbımı basarım ama…
… Bu milletin paralarıyla, lüks odalarda, arabalarda görev yapan, rüşveti çıtır çıtır yiyen kardeşlerini korumak, aklamak için AKP... Meclis’te, taarruz nitelikli savunma hattı kurdu.
Poturuna, cüppesine, sarığına sarılarak övdükleri birinci Meclis’te bu konulara duyarlılık nerede... Bugün çoğunlukta oldukları önceki günleri yaşayan Meclis nerede?
Arada sade kılık kıyafet değil, kafa, ahlak, namus kavramlarında da derin bir uçurum var.
Sanki bugünün kuralı; devletin malı deniz yemeyen domuz!
Bugün rüşveti alanı vereni savunmayı adeta meslek haline getirdiler.
Halk ve iktidar dalkavukluğu yapmaktan da artık vazgeçelim..
Demokrasi açısından ne mal oldukları ve eserleri meydanda.
Bireysel ve toplumsal özgürlüklerin canına okudukları yetmiyormuş gibi, bir de rüşvetin olmadığına halkı inandırmaya çalışıyorlar...
Ne yazık ki 30 Mart seçim sonuçları bu yargıyı yalanlamıyor.
Bugünleri yaşamamızın baş sorumlusu AKP lideri ve kaç seçimdir ona ulusal irade yetkisini veren seçmenler de bir o kadar sorumlu!

***

Oysa devir değişti.
Ne yapsalar, ne etseler başta liderleri, bu iktidar kadroları, daha önceki yıllardaki rüşvet ve yolsuzluk olaylarını, toplum belleği zaten zayıf halkımız nasılsa unuttu diye bugün artık ayyuka çıkan ve Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu diye damgalanan, dört bakanla ilgili rüşvet olaylarına 17 Aralık’a kadar bigâne kalan sorumlu başbakan olarak RTE asla unutulmayacak…
Her fırsatta bu skandalı ve sürecini nasıl örtmeye giriştiklerinden, aklama çabalarına dek olan biten mutlaka anımsanacak, kafalarına, yüzlerine vurulacak!..

***

Adeta kaderin yazdığını kanıtlamaya çalışıyoruz.
Yaptıkları, yapacaklarının kanıtı ve güvencesidir kuralı sanki RTE için geçerli değil...
Cumhurbaşkanlığı adeta Türkiye’ye yeni ufuklar açacakmış gibi daha bugünden sindirildi...
Muhalefet partileri, RTE ile geleceğin getireceklerini bilmelerine karşın hâlâ aralarında bir ortak cumhurbaşkanı adayı bulup çıkaramadılar.
Oysa gün particilik cakasının satılacağı gün değil...
Bu ülkede tarafsızlığı, kültürü ve topluma aşıladığı saygı ve sevgi ile cumhurun başkanı olmaya RTE’den çoook daha fazla layık insanlarımız var...
Mustafa Kemal devrimleri böyle bir nesil yetiştirdi.
Hâlâ başta ana muhalefet, aday arayışında...
Nihayet MHP lideri Bahçeli’den ortak adaya yeşil ışık yakan açıklamalar geldi.
MHP lideri hayli gerçekçi...
İki üçgen yapmış; birinci üçgen RTE yalnız bırakılırsa yüzde 64 oy alması olasılığına, ikinci üçgen ortak bir muhalefet adayının RTE’nin ilk turda yüzde 36 oyda kalmasına işaret ediyor bence...
Ne türlü yorumlanırsa yorumlansın muhalefetin ortak adayı RTE’nin önünde mutlaka önemli bir etken olacak; almayı umduğu oyların düşlediği gibi ilk turda yüzde 50’lerin üstüne çıkmaması olasılığını gündeme taşıyacak...
Amma velakin…
Ortak akıl neredesin?..