2000 yılında ilçesi olduğu Gaziantep’ten ayrılarak il olan Kilis’in nüfusu ilçeleriyle birlikte 130, merkez nüfusu ise 90 bin. Fakat bu sayılar kentte yaşayan gerçek nüfusu göstermiyor, çünkü Suriye iç savaşıyla birlikte il geneline gelen Suriyeli sayısı 150 bin, bunlardan yaklaşık 90 bini merkeze yerleşmiş.
Suriyeliler kısa zamanda kente uyum sağlayıp tüm ticari alanlarda faaliyet göstermeye başlamışlar, öyle ki kentteki ilk “holding” Suriyeliler tarafından kurulmuş.
İşyeri açan, ticaret yapan Suriyeliler statüleri gereği vergi vermiyorlar. Haksız rekabete yol açan bu durum ayrı bir yazı konusu.

***

Kilis’teki Suriyelilerin varlığı, özellikle de kente sağladıkları uyum IŞİD’i rahatsız ediyor. Bu açıdan bakıldığında kentin dört aydır IŞİD roketlerine hedef olması bir rastlantı değil. Roket mermileriyle can veren 17 kişiden çoğu aralarında çocuklarında bulunduğu Suriyeli.
Terör örgütünün amacı sistematik roket saldırılarıyla Suriyeli mültecilerin huzurunu kaçırıp onları Kilis’i terke zorlamak. Çünkü Kilis’teki Suriyelilerin konumu IŞİD’in kendi işgal bölgesindeki nüfus için “kötü örnek” oluşturuyor. Böyle bakıldığında AKP hükümetinin “roketlerin topraklarımıza tesadüfen düştüğü” ya da Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Bir kısmı tesadüfen, bir kısmı hedefli olduğu” yolundaki söylemleri gerçeği yansıtmıyor.

***

IŞİD saldırılarına angajman kuralları gereğince top atışlarıyla misliyle karşılık vermenin terör örgütü üzerinde etkili olmadığı görülüyor. Devreye sokulması planlanan insansız hava araçlarının da saldırıları durdurmada etkili olacağını pek sanmıyorum.
Bu saldırıların nasıl ve hangi yöntemlerle önü alınır? Bilemiyorum. Savaş stratejisti değilim. Bunu bilmek, uygulamak hükümetin ve emrindeki güçlerin işi!
Ben, Kilis’te tepelerine her an bir bomba düşme korkusuyla yaşayan, korkuları nedeniyle kenti terk etmek zorunda kalan Türkleri, Türkmenleri, Arapları, Ezidileri düşünüyorum.

***

Kilisliler kendilerine dayatılan koşullara haklı olarak isyan ediyorlar. İsyanlarını dile getirmek için sokağa çıktıklarında üzerlerine TOMA’lar sürülüyor. Devletin biber gazına boğuluyorlar. Coplanıyorlar.
AKP iktidarı karşı ses duymak istemiyor.
Varsın insanların tepelerine mermiler yağsın!
Tek sussunlar, ağızlarını açmasınlar!
Bakalım bu devran daha ne kadar sürecek?