24 Aralık, dünya mimarlık kamuoyunun iyi tanıdığı bir mimar ve şehir plancısının, Bruno Taut’un 75’inci ölüm yıldönümüydü. Bruno Taut genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kucak açtığı Avrupalı bilim ve sanat adamlarının belki de en ünlüsü, en önemlisi. Taut’un, bizdeki izlerinin yanı sıra çok ilginç bir yaşamöyküsü var. 1880’de Königsberg’de doğmuş, 1938’de İstanbul’da ölmüş ve vasiyeti uyarınca İstanbul’da gömülmüş. Taut’un öyküsüne göz atalım.
Bruno Taut Almanya’yı terk etmek zorunda kaldığı 1933 yılına değin ülkesinde başarılı mimarlık ve eğitim çalışmaları gerçekleştirerek üne kavuşmuş. 1921’de Magdeburg kentinin başmimarı, 1930’da da Berlin-Charlottenburg Teknik Yüksekokulu’nda profesör olmuş. Parlak bir meslek başlangıcı olan Taut, nasyonal sosyalizmin en azgın dönemindeki baskılar nedeniyle ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış. Önce İsviçre, sonra da Japon Mimarlar Birliği’nin çağrısıyla Japonya... Taut, 1936’da İstanbul’a gelerek Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalığa başlamış.
Genç Türkiye Cumhuriyeti, o tarihlerde Nazi yönetiminin baskısı nedeniyle Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden uzaklaşmak zorunda kalan bilim ve sanat adamlarına kucak açmış durumdaydı. O yıllarda mimar sayısı çok azdı Türkiye’de. Buna karşılık, savaşlardan yeni çıkmış ülkenin yoğun bir yapılaşma gereksinmesi vardı. Böylece Taut, MEB Mimari Bürosu’ndaki görevinin yanı sıra, bir yandan da Akademi’de, mimarlık öğretim üyeliğini sürdürecekti. Ankara, İzmir ve Trabzon için okul projeleri çiziyor, Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi binası ile İstanbul’da Ortaköy yamacında kendi evini gerçekleştiriyordu. O ev hâlâ ayaktadır; Boğaziçi Köprüsü’nün Ortaköy çıkışında sağ tarafta, taşıdığı Japon etkileri ile, mimariyi görmeyi bilenlerin dikkatini çeker. Taut, Akademi’deki eğitsel çalışmalarının arasına, “Mimari Bilgisi” adlı kitabını da sığdıracaktır.
Taut’un son mimari işi, büyük Atatürk’ün cenaze töreninde saygı geçişi için Ankara’da TBMM önünde kurulan katafalkın tasarımı ve yapımı olmuştur. Söylendiğine göre, astım hastası olan Taut, katafalk için çalışırken rahatsızlanmış ve kırk gün sonra 58 yaşında bu dünyadan ayrılmış.
Güzel Sanatlar Akademisi’nin holündeki tabutunun başında ünlü kemancı Mischa Elman, Beethoven’in bir sonatını çalmış. Önal’ın anlattığına göre bu da Taut’un vasiyetiymiş; tıpkı, kendisine kucak açan ülkenin toprağına gömülmek üzere ebedi istirahat yeri olarak İstanbul’daki Edirnekapı Şehitliği’ni seçmesi gibi… Güzel Sanatlar Akademisi hocalarından mimar Arif Hikmet Holtay’ın tasarladığı kabir son derece sade. Musevi geleneğine uygun büyükçe kalın bir mermer kapaktan ibaret. Üzerinde, çok yalın bir şekilde oyulmuş,
“BRUNO TAUT 4. V.1880 - 24. XII. 1938” yazısının yanı sıra, oyulmuş bir de ayak izi var. Ayak izi merakımı çekti; dinsel bir simge olabileceğini düşünerek sonradan epeyce soruşturdum. Sonuç şöyleydi: İz bıraktığının simgesiymiş bu ayak izi. Gerçekten de dünyanın saygıyla andığı mimar Bruno Taut, Türkiye’de de iz bırakmıştı.
Taut’un, “Mimari Bilgisi” kitabında bir deyişi var: “Her milli mimari fenadır, fakat her iyi mimari millidir.” O deyiş, bugünün, eski mimarlıkların kopyalarından medet uman geriye dönük resmi anlayışına, Osmanlı-Selçuklu tarzı arayışlarına karşı, 75 yıl önceden gelen uyarıcı bir ışık niteliğindedir. Tabii, anlayana!..
Modern mimarlığın ilk taşlarını koyanlar arasında saygın yerini almış olan ünlü mimar Bruno Taut’un bir bakıma hazin öyküsü işte böylece İstanbul’da, bir Türk mezarlığında noktalanmış.
Doğan Hasol
Son Köşe Yazıları
Şehitlikte Bir Alman
Yazarın Son Yazıları
Anlamsız bir kavga: Mektepli-mektepsiz
Anlamsız bir kavga: Mektepli-mektepsiz
Devamını Oku
27.03.2019
G.Saray bu duruma bir anda gelmedi
G.Saray bu duruma bir anda gelmedi
Devamını Oku
29.07.2017
Maçlarda İstiklal Marşı
Maçlarda İstiklal Marşı
Devamını Oku
31.12.2014
Şehitlikte Bir Alman
Şehitlikte Bir Alman
Devamını Oku
26.12.2013
Çağın Ruhunu Kavra(ma)mak
Devamını Oku
26.08.2013
'Başka İstanbul Yok!'
Devamını Oku
08.08.2013
TMMOB'ye, Mimarlara, Mühendislere Ceza
Devamını Oku
21.07.2013
Kente Sahip Çıkma Bilinci
Devamını Oku
25.06.2013
Taksim Cumhuriyet Meydanı ve Gezi Direnişi
Devamını Oku
13.06.2013
2020 İstanbul Olimpiyatları Hayal mi?
Devamını Oku
23.05.2013
Gelişmişlikte Türkiye'nin Yeri
Devamını Oku
30.04.2013
Harem'e Olimpiyat Stadı
Devamını Oku
08.04.2013
Taksim'e Kışla (!)
Devamını Oku
10.03.2013
Kentler, Planlama ve Siyaset
Devamını Oku
24.02.2013
Galatasaray Üniversitesi Yangını
Devamını Oku
30.01.2013
Taksim'e Yazık Oluyor!
Devamını Oku
28.12.2012
İstanbul Nereye Gidiyor?
Devamını Oku
30.10.2012
Demir Ağlarla Ördük Anayurdu...
Devamını Oku
21.09.2012
Camiler ve Mimarlık
Devamını Oku
01.09.2012
İki 'Altın Boynuz' ve İki Köprü
Devamını Oku
04.08.2012
Dünden Bugüne: İnsanlar Eşit, Mevkiler Farklı
Devamını Oku
23.04.2012
İnönü Stadı Yıkılamaz (09.04.2012)
Devamını Oku
09.04.2012
Taksim'e Kıymayın!
Devamını Oku
29.03.2012
Haydarpaşa'ya Buruk Veda!
Devamını Oku
18.02.2012
Deprem 'Geliyorum' Der!
Devamını Oku
13.01.2012
İyi Mimarlık İçin...
Devamını Oku
19.12.2011