Doğan Satmış

Türbanlı Köşe Yazarına Erdoğan’a Soru Siparişi

14 Mart 2015 Cumartesi

Yarın, 2 milyonu aşkın öğrenci YGS’ye girecek. Gerçi, 4 yıl okuyup bitirince yine iş bulamayacaklar ama yine de amaçları bir üniversiteye girebilmek.
Keşke, 12 yıllık ilk+orta+lise yıllarında spor yaparak, iyi birer futbolcu veya basketbolcu olsalardı. Voleybolcu olmak da, iyi bir yüzücü olmak da işe yarardı. Hele tenisçi olsalardı, köşeyi dönmeleri işten bile olmazdı.
Ancak burası Türkiye, ilköğretimin ilk 4 yılında değil ama en azından ikinci dört yılın yarısından itibaren dershaneye gittiler. Dershaneye gittikleri için spor yapamadılar. Böylece bu fırsatı kaçırdılar.
Peki, dershaneye gitmeleri, Anadolu’nun sıradan liselerinde okuyan öğrencilerini, İstanbul’un kolejlerinin veya özel liselerinin mezunlarının önüne çekecek mi? Mesela, mezunları arasında Türkiye’ye ilk ve tek Nobel’i kazandıran bir yazarı, Orhan Pamuk’u olan Robert Kolej’in mezunlarını sollayabilecek bir Anadolu genci çıkacak mı?
Ne mümkün?
Emin olun ki bu 2 milyon üniversite adayının 1 milyon 900 bini, Türkiye’nin en başarılı özel lisesi olan Robert Kolej’in yerini bile görmemiştir. 150 yıl önce, daha Boğaz sırtları bomboş tarla iken Amerikalıların alıp üzerine liseyi kurduğu bu arsa, iyi ki hâlâ onlarda. Yoksa bu “kupon arazi” şimdi kimbilir hangi yandaş müteahhite milyar dolar kazandırmış olurdu.
2 milyon üniversite adayı olan bir ülkede, birkaç yüz mezun veren Robert Kolej ne yapsın?

Otomatiğe bağlı
Eski bir AKP’li bakanın ifadesiyle eğitimi son 12 yıldır “otomatiğe bağladılar” biliyorsunuz. Bu otomatiğe bağlamak, öğrencileri hiç eğitememek, dünya listelerinde her gün biraz daha geriye çekmek demek.
İki yıl önce bütün normal liseler imam hatibe çevrilip buralara gitmek istemeyenlere lise kalmayınca, belki de Erdoğan’ın bundan haberi yoktur diye safça düşünmüştüm.
Sonra da o zaman çalıştığım gazetenin Erdoğan’ın uçağına akredite türbanlı köşe yazarı iş arkadaşıma, bir gezi öncesi “Yahu lütfen, bunu Erdoğan’a uçakta sorsana, mesela Suadiye’de aileler, çocuklarını gönderecek normal lise bulamıyorlar. Bir iki lisede de eğitim ikiye bölünmüş, sabahçı- öğlenci diye. 15-18 yaşındaki gençler, günün yarısını nasıl geçireceklerini bilemiyorlar. Aileler perişan oldu” demiştim.
Erdoğan’ın gezisinin sonunda, o köşe yazarını çevirip merakla sordum:
“Ne oldu, Erdoğan’a sorabildin mi?” diye.
Kös kös yüzüme baktı, “Evet sordum” dedi ve ekledi:
“Bana, ‘Bilmiyorum, bir bakayım’ dedi.”
Tabii ki gerisi gelmedi.
Erdoğan’ın işi mi yok, liseli gençlerin derdiyle uğraşacak. Bakanları nasılsa eğitimi otomatiğe bağlamış, nesini kontrol edecek.

Gerisini sayma
Meşhur hikâyedir. Napolyon savaşı kaybedince, bir subayına sorar, “Savaşı neden kaybettik?” diye. Subay, “Efendim birçok nedeni vardı. Birinci olarak mermimiz bitti” der. Napolyon sözünü keser, “Tamam gerisini sayma” der.
Eğitimin durumu Türkiye’de maalesef tam bu durumda.
Okullarda yeterli eğitim yokken dershaneler bir ölçüde açığı kapatıyordu, bu sayede sıradan lise öğrencileri, birer “test makinesi” gibi çalışıp biraz öne çıkabiliyordu.
Ama cemaatin dershaneleri kapatılacak diye yasa çıkardılar. Üstelik bunu, Erdoğan’ın kendisi, “Cemaatin dershane oranı sadece yüzde 25” dediği halde yaptılar ve dörtte bir için tüm yorganı yaktılar.

Bir de 3 çocuk yapın diyorlar
Tamam kanun çıkardınız, bari uygulayın.
Onu da yapamıyorlar.
Hafta içinde Cumhuriyet’te okudunuz, dershaneler ad değiştirerek yeraltına inip faaliyetlerini sürdürüyorlar, fiyatlarını katladılar ve “Bu yıl voliyi vuracağız” diyen densizler var.
Eskiden liseliler dershanelere giderdi, şimdi TEOG filan derken, nerdeyse ilkokulda dershane modası da çıktı. Hatta bu öyle gelişti ki, bazı dershaneler çocuğunu ailesiyle sınıfa alıyor. (Bu da dünyada olmayan, bize özgü bir komedidir.)
Ama bakanlığa sorarsan, memlekette dershane filan yok.
Aahhh ahhh. Bir de “3 çocuk yapın” diyorlar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Volkan nasıl patladı? 21 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları