Yandaşlık bedava değil, tersine çok iyi paralar kazandırır yapana.

Şu anda başta TRT olmak üzere 8-10 kanal yandaş gazetecilere açıktır. Ama bu yandaşlara para akıtma mevzu gizli tutulur. Hangi yandaşın, hangi kanaldan kaç para kazandığını kimse bilmez.

Mesela bir zamanlar Fehmi Koru’ya canlı yayında “Gerçekten aldığınız telifler ayda 105 bin lirayı buluyor mu?” diye sorulmuştu.

Fehmi Koru, soruyu cevaplamayıp, kaçamak yanıt vermişti.

Gerçi bugünlerde Fehmi Koru, muhalif yazıları nedeniyle aşırı teliften yoksun ama telif kanalları açık olanlar da var.

Star yazarı Ahmet Kekeç köşesinde, Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi için şöyle yazdı:

“Star gazetesini pek güzel doğramıştın... Kötülükleri düzelten kılıcın, neden Doğan Medya Grubu canibinde işlemiyor? İşin içinde ‘yüksek telifli’ televizyon programları olduğu için mi?”

internethaber’e konuşan Abdülkadir Selvi ise “Gazeteciler, Cumhurbaşkanı’nın uçağına haber için binerler. Telifli programlar kapmak için değil. Anlaşılan kendisi bu uçaklara telifli program koparmak için binmiş. Benim telifli programım yoktur. Ama kendisinin en az 3 kanalda telifli programı var” yanıtı vermiş.

Anlıyoruz ki Ahmet Kekeç’in 3 kanalda telifli programı var.

Ali Tezel emekli oldu, maaşı 3.136 lira

Türkiye’de sistem, “vatandaşın sorununu çözmemeye” dayalı olduğu için, bu sistemi iyi bilenler hep revaçtadır.

Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel de onların başında gelir. İşçinin, emeklinin, Sosyal Güvenlik Kurumu karşısındaki tüm haklarını, çok iyi bilir.

AKP muhalifi olduğu için de, iktidardan korkan tüm kanallar ona kapandı zaman içinde.

İşte Ali Tezel sonunda kendisi de emekli oldu ve dün bunu Facebook’tan da duyurup, “Mum dibine ışık verdi, terzi kendi söküğünü dikti, nihayet milyonlardan sonra kendimi de emekli ettim” dedi.

“Başmüfettiş” sıfatıyla ve 1’inci derece 4’üncü kademeden emekli olan Ali Tezel’e 3 bin 136 lira 47 kuruş maaş bağlandı. Tezel ilk maaşını ekim ayında alacak.

İzmir firmasının takdire şayan duyarlılığı

Amerika’nın meşhur New York Times gazetesi, mültecilere can yeleği satan İzmir’deki mağazanın fotoğrafını irice kullanıp, “Dükkânları can yeleği ile doldurup, mültecilerden para kazanıyorlar” diye manşetine taşıdı.

Cumhuriyet’in de New york Times’tan alarak kullandığı fotoğrafta, bir de “Ruba Pantolon” markası gözüküyordu. Çünkü vitrinde böyle bir tabela vardı.

Ruba Giyim Sanayi, dün Cumhuriyet’e bir yazı göndererek, “Fotoğrafa bakınca, can yeleklerini sanki Ruba Pantolon satıyormuş gibi bir izlenim doğuyor. Oysa, bu işi yapan firma İzmir Fevzipaşa Bulvarı’ndaki Emin Collection mağazasıdır. 40 yıllık Ruba Pantolo’nun bununla ilgisi yoktur. Tüm dünyanın gözünü diktiği bu mesele üzerinde, insanlık suçu gibi etkisi yüzyıllarca unutulmayacak bir konu üzerine ismimizin yan yana durmasını arzu etmemekteyiz” dediler.

Firma yetkililerini bu duyarlılıktan ötürü kutluyoruz.

Keşke her firma bu kadar duyarlı olsa.

Marslıları ölü yıkama dersi için bekliyoruz

Büyük keşfi duydunuz, Mars’ta su bulunmuş.

Ama eminiz ki, orada imam hatip olmadığı için gençler ölü yıkamayı bilmeden mezun oluyorlardır.

Marslıları Türkiye’ye davet ediyoruz.

Hem Kaçak Saray’ın boş odalarında kalırlar, hem de ölü yıkama kurslarına bedava katılırlar.

Sevabı da cabası...