Tüm oyuncuları ‘yardımcı oyuncu’ kategorisinde olan bir film, Oscar almaya ne kadar yaklaşabilir? Bu alakasız sorunun cevabı Galatasaray’ın Sivasspor karşısındaki futbolunu anlamanızı sağlayacak! Zira, hepsi birbirlerine eşit şekilde ‘görev sever’ ama hiçbiri ‘lider’ olmayan bir kadro var sahada. Herkes ‘rolünün hakkını’ veriyor ama esas oğlanı olmayan bir film, ne kadar sürükleyici olabilirse o kadar oluyor işte! Özeti; Galatasaray, rakiplerinin hepsinin puan kaybettiği bu haftada, ‘sağlık için spor’ yapıyor sahada. Bir o yana bir bu yana koşan ama pozisyon yaratmakla alakası olmayan bu 11, oyuna liderlik edemediği için rakibinin oyununa maruz kalıyor. Sivasspor’un avantajı, birbirine gayet alışık kadrosuyla, oyunu rakip sahaya itebilme becerisi. Savunma bandını ileri kurup, Galatasaray’dan baskı da görmeyince rahatça top oyunuyorlar. Saldırgan ve baskıcı değiller ama nasıl ki, kurbağa, içinde beklediği su tam kaynayana kadar pişeceğini fark etmezse, öyle azar azar açıyorlar ateşin altını.
İlk yarıdaki uyutan tempo içerisinde ele geçen tek fırsatı da kaçırmıyorlar ama: 16. dakikada Galatasaray’ın en büyük zaafı olan ‘duran top’ avantajını, bir kornerle yakalayıp, N’Dinga ile topu ağlara yolluyorlar. Böylece Galatasaray, okuldaki ‘teneffüs maçları’nda bile görülmeyecek bir performansla, tüm savunması hazır beklerken kornerden bir gol yemeyi başarıyor. İkinci yarıda, oyuna hükmetmesi gereken Galatasaray, suyun içinde kaynama noktasını beklemeye devam ediyor! Suyu kaynatan, 58. dakikadaki penaltı kararı oluyor! Kone’nin vuruşuyla fark 2’ye çıkıyor. Sivasspor artık bu ‘pazarın hakimi’… Olan bütün pozisyonlar onların hanesine yazılıyor. Fatih Terim’den peş peşe gelen müdahaleler Galatasaray’ı hareketlendiriyor, evet… Hatta 79. dakikada Eren’le gol de geliyor ama gelmekte olan puanların lezzetini almış, bırakmamakta kararlı bir Sivasspor var sahada. Son dakikalar Galatasaray’ın artan baskısı ve girdiği tüm pozisyonlar, sadece bir şarkı mısrası getiriyor akla: ‘Daha önceleri nerelerdeydiniz?’
Sağlık için spor
Yazarın Son Yazıları
Galatasaray’ın, ilk düdükten son düdüğe; performansını düşürmeden yüksek tempolu, baskılı ve organize bir futbol sergilediği doğru.
Belki maç başlamadan önce, Galatasaray’ın Avrupa yorgunu olması ve birinci kalecinin sakat olması avantaj gibi gözükmüştür Antalyaspor teknik heyetine.
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!