Panayır yerindeki canbaz tüm dikkatleri üzerine topladı…
Akıllarınıza ve ceplerinize mukayyet olun!

Eski terörist, yeni aktivistler Türkiye’yi silahlı mı terk edecekler silahsız mı...
Terk ne zaman yaşanacak, yoksa başlanacağı belirtilen tarihten çok önce zaten bitti mi...
Gidenler Suriye’de yeni bir ordu mu kuruyor…
Barış mı önemlidir, ülkenin bütünlüğü mü…
Türkiye barışa mı gidiyor, bölünmeye mi…
Demokrasi mi önemlidir barış mı…
Barış olmadan demokrasi, demokrasi olmadan barış olur mu…
Türkiye Başkanlık rejimine mi geçiyor…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan artık totaliter bir başkan mı olacak…
Akil adamlar ne kadar akildir…
Taraf gazetesinde neler oluyor…
Medyadaki iktidar dalkavukları artık meslek ahlakından sonra, bireysel ahlak sınırlarını da mı aştılar…
Kimler, ne yalanlar söyleyerek olayları saptırıyor…
Yerel seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri, genel seçimler ne zaman olacak…
Birlikte mi, ayrı ayrı mı…
Başkanlık rejimi, referanduma sunulacak mı…
Milli içkimiz ayran mıdır…

Canbazda oyun çok…
Hepimiz nefesimizi tuttuk heyecan içinde seyrediyoruz…
Bu arada İstanbul’un üçüncü havaalanı ve Sinop’a ikinci nükleer santral ihaleleri yapılıyor…
Yaşam alanlarımız sınırlanıyor ve kısıtlanıyor…
Ormanlarımız tahrip ediliyor, soluyacak havamız, ekilecek toprağımız kirletiliyor …
Geleceğimiz, çoluk çocuğumuzun, torunlarımızın yaşamları, ipotek altına alınıyor…
Kimseden çıt yok…
Panayır yerinde canbaza bakan çocuklar gibiyiz!
(*) Sözcüğün aslı Farsçadan gelen “canbaz”dır. Canı ile oynayan (“baz” oynayan anlamında) demektir. Ama Türk Dil Kurumu bunu “cambaz” olarak almış. Çünkü “b” sessizi kendinden önceki “n”leri “m” yaparmış! “Çenber”: “Çember” gibi. Ama “Düzenbaz”: “Düzembaz” olmuyormuş. Yani “düzenbaz”dan kurtulamıyoruz!