COVID-19 postmodernizmi yendi- 1

31 Mart 2020 Salı

Postmodernizm, esas olarak “Toplumsal ve nesnel gerçek önemli değildir, asıl gerçek insanın inandığı şeydir” ilkesine dayanıyor.

Yaklaşım olarak pozitivizme, deneyselciliğe ve materyalizme karşı, inancı ve dogmatizmi destekliyor.

Böylece bilim karşıtlığına, tarikat-cemaat yapısını kullanan dinci politikacılara da destek veriyor.

***

Postmodernizm, Soğuk Savaş döneminde Marksizm (Diyalektik Materyalizm) ile pozitivizmi birbirine karıştıran cahil Amerikalıların, Sovyetler Birliği’ne karşı ideolojik mücadele stratejilerinden biri olarak ortaya çıktı. 

Kadını ikinci sınıf vatandaş olarak simgeleyen türbanın özgürlük adına, dinci diktatörlüklerin demokrasi adına savunulabilmesi gibi gariplikler işte bu postmodernist yaklaşımın ürünleridir. 

Türkiye’de dinci politikacılara yaranmak için dalkavukluk yapan, kötü bir şair, sözde bir felsefeci olan konuşmacının televizyonda bir canlı yayında postmodernizmi savunmak için söylediği şu sözleri kulaklarımla duymasam, onun bunları söylediğine inanamazdım:

Bir dışımızdaki gerçek var, bir de içimizdeki hakikat. Elbette esas olan içimizdeki hakikattir” diyerek cemaatlerin ve dinci politikacıların bilim karşıtlıklarına ve cehalete övgülerine destek vermeye çalışıyordu. 

***

COVID-19, dışımızdaki bir salgın hastalık gerçeğidir: 

İnsanın postmodern yaklaşımla bu salgını reddetmesi sadece kendisini değil, içinde yaşadığı toplumu da hasta edecek ve belki de ölüme kadar sürükleyecek büyük bir yanlıştır. 

Bu nedenle, seçmenini cahil bırakarak iktidarlarını sürdürmek isteyen iktidarlar da dahil olmak üzere, bütün yöneticiler, COVID-19’la savaşta bilimsel önerileri ve bulguları kullanmaya başladılar. 

Ama bir yandan kurban kesmekten, öte yandan birlikte cuma namazı kılmaktan hastalığa karşı medet umanlar, dinci politikacıların bazılarının bugün de hâlâ sürdürdükleri yanlış destekle, cahil direnişlerini sürdürüyorlar. 

Özdemir İnce de pazar günkü yazısında bu noktaya işaret ediyordu: 

Postmodernizmi icat edenler ve Türkiye’ye ithal edenler, 1923’ün kamucu ve toplumcu Cumhuriyeti karşısında bozguna uğradılar. 

Akıl ve bilim, akılsız ‘ortak akıl’ı, dinsel hurafeleri, dinci rejimi yendi. 

Ama bunlar da korona kadar yedi canlıdır.

***

Cehalet de aynen terör ve diktatörlük gibidir: 

Sonunda döner dolaşır, kendisini kullananı, besleyeni de vurur! 

YAŞASIN BİLİM… 

YAŞASIN SAĞLIKLI YAŞAM… 

YAŞASIN HUKUK DEVLETİ… 

YAŞASIN DEMOKRASİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları