Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Gezi’nin Diyalektiği
Gezi Direnişi, tipik bir “zıtların etkileşimi” sürecidir...
Bu nedenle, bugün devam ettiği gibi, gelecekte de sürecektir!
***
Bu diyalektik süreçte, kendi içlerinde çeşitli farklı kesim ve yaklaşımları barındıran, bu nedenle de bir “sentez” niteliği taşıyan iki karşıt güç görünüyor.
1) İnsanlığın evrim çizgisine koşut olan bir toplumsal değişmenin, demokratikleşme yönündeki itici gücü.
2) Değişmeyi, doğal mecrasından saptırmak, kendi ideolojik-siyasal kalıpları çerçevesinde yönlendirmek isteyen, bu arada cebini de dolduran, ceberut bir iktidarın müdahaleci gücü.
***
Gezi Direnişi, insanlığın evrim çizgisinin yeşile ve çevreye dönük olan, çok önemli ama çok küçük bir yönü ile gündeme gelmiştir.
Buna karşılık bu evrim çizgisini kendi görüş ve çıkarları doğrultusunda yönlendirmek isteyen iktidar, akılcı, bilimsel ve demokratik gerekçeler bulamadığı için, bu masum eyleme zorbalıkla müdahale etmiştir...
Çünkü insanlığın evrimini durdurmak isteyen iktidarların elinde, din gibi, milliyetçilik gibi mukaddes inançların istismarı ile kaba zorbalık dışında başka bir alet yoktur.
İktidarın bu zorba müdahalesi, karşı tepkiyi doğurmuş, küçük bir azınlığın Gezi Parkı’nda başlattığı çevreci eylem, bütün ülkeye yayılan bir demokrasi ve özgürlük direnişine dönüşmüştür.
İktidar bunun karşısında, zorbalığı ve baskıyı hem artırmış hem de tüm ülkede uygulamaya başlamıştır.
Ne yazık ki bu zorbalık tepkisi, insanların gözünü çıkaracak, gençlerin canını alacak noktalara ulaşmıştır.
O zaman toplumun karşı tepkisi daha da şiddetlenmiş ve yaygınlaşmıştır...
Sadece çevre, insan hakları ve demokrasi değil, salt insan olmanın getirdiği beşeri duygular da bu uygulanan şiddet karşısında devreye girmiş hekimler, avukatlar gibi meslek grupları, gençlerin, kadınların, mimarların, mühendislerin yanında yer almıştır.
İktidar buna karşılık baskı ve zorbalığı bu kesimlere, sivil toplum örgütlerine yöneltmiş, ulusal ve uluslararası medyaya, büyük sermayeye, yabancı devletlere saldırmaya başlamıştır.
Elbette bu tutum ve davranışı, AKP’nin “İleri demokrasi” maskesini bütünüyle düşürmüştür.
***
Gezi Direnişi’nin ortaya çıkardığı etkileşim sarmalının kısa dinamiği bu denli basittir:
Bir başka deyişle, AKP iktidarı “kendi ektiğini biçmektedir”!
Üstelik bunu “bilinçli” yapmakta, bu diyalektik süreç yoluyla, demokrasiyi tümüyle rafa kaldırmayı hedeflemektedir.
Türkiye’nin demokratikleşmesine ve evrimleşmesine zorbalıkla karşı çıktığı sürece de Gezi Direnişi varlığını ve etkisini sürdürecektir!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı