Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gül ve Erdoğan:Fark Nerede?

04 Ekim 2012 Perşembe
\n

Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın 30 Eylül 2012 Pazar günü Adalet ve Kalkınma Partisi kurultayında yaptığı konuşma ve ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün 1 Ekim 2012 Pazartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisindeki açılış konuşması, iki lider arasında bazı önemli farklar olduğunu açıkça ortaya koydu.

\n

Bu farklar nedir, ne kadar derindir, bir çatışma ifadesi midir, sadece bir üslup farkı mıdır, Türkiyenin önündeki üç yılında art arda gelecek seçimleri nasıl etkiler?

\n

Önce içerik farklarından başlayalım, çünkü bunlar her ne kadar Gülün konuşmasında, kimi zaman üstü kapalı bir biçimde ifadesini bulmuşsa da, Türkiyenin sorunları açısından önemli yaklaşım farklarını ortaya koymaktadır:

\n

1) Erdoğan konuşmasında İslam âlemine odaklanmış, Avrupa Birliği perspektifini ihmal etmiştir.

\n

Gül Avrupa Birliğini vurgulamıştır.

\n

2) İfade ve basın özgürlüğü konusunda Erdoğan muhalif bazı gazetelere ve televizyonlara akreditasyon engelikoyarak bir nevi baskı uygulamış, ayrıca konuşmasında da yine basını suçlamıştır.

\n

Gül son derece açık seçik bir biçimde fikir ve basın özgürlüğünün önemini vurgulamış, medya üzerindeki baskıları eleştirmiştir.

\n

3) Silivride yargılanan milletvekilleri konusunda Gül, kararlar çıkana kadar, tutuklu milletvekillerinin yerlerinin Meclis olduğunu gayet net olarak ifade etmiştir.

\n

Erdoğan, bu görüşe katılmadığını derhal ve hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak bir biçimde açıklamıştır.

\n

4) Erdoğan mevcut parlamenter rejimin, başkanlık, yarı başkanlık ya da partili cumhurbaşkanlığı çizgisinde yeni bir yapıya kavuşturulması gerektiğini vurgulamıştır.

\n

Gül, bu konuda acele edilmemesi ve dikkatli davranılması gerektiğini söylemiş, bir anlamda Erdoğanın bu projesine kuşkuyla baktığını ifade etmiştir.

\n

5) Erdoğan BDPye yüklenmiş ve zaten daha önce ifade etmiş olduğu, dokunulmazlıklarının kaldırılacağını işaret eden bir yaklaşım sergilemiştir.

\n

Gül, buna karşı olduğunu belirtmiştir.

\n

6) Dış politika konusunda Erdoğan bugüne kadar izlediği atak ve çatışmacı çizgiyi sürdürmüştür.

\n

Gül, dış politika ve özellikle Suriye krizi konusunda daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulamıştır.

\n

***

\n

Bu farklara bakıldığında, konuların ve yaklaşımların hiç de önemsiz olmadığı anlaşılmaktadır.

\n

Bu durumda akla şu sorular geliyor:

\n

1) Acaba bu farklar sadece bir kişilik ve üslup farkından mı kaynaklanmaktadır?

\n

Gülün daha sakin, daha temkinli bir kişiliği olduğu, Erdoğanın ise daha atak daha çatışmacı bir tutum ve davranış içinde olduğu bilinmektedir.

\n

Farklar buradan kaynaklanıyor denilebilir mi?

\n

Bence bu kişilik ve üslup farkları önemlidir ama bunlar, ana konularda birbiriyle çatışan yaklaşımları açıklamakta yeterli değildir.

\n

2) Gülün ve Erdoğanın siyasete, demokrasiye temel ve felsefi yaklaşımları farklı mıdır, ortaya çıkan bu ayrışma noktaları bu farklardan mı kaynaklanmaktadır?

\n

Bu soruya yanıt vermek zor

\n

Bugüne dek, hem AKP içindeki, hem hükümet ile cumhurbaşkanlığı arasındaki ilişkiler düşünüldüğünde, hem de bu ikili arasında olup bitenlere bakıldığında, temel ve felsefi farklardan söz etmek zor.

\n

Ama öte yandan dışa vurulan farklı yaklaşımlar da ihmal edilebilecek gibi değil.

\n

Bu nedenlerle, bu iki liderin ilerde, birbirinden farklı siyaset ve demokrasi çizgileri izleyip izlemeyeceklerini kestirmek zor, ama bu olasılık var!

\n

3) Acaba bu farkların bugün dile getirilmesi, birbirine bağlı olan, Gülden boşalacak Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanı olmak isteyen Erdoğandan boşalacak Başbakanlık koltuğu üzerindeki rekabetten mi kaynaklanmaktadır?

\n

Bence söz konusu olan koltukların henüz hangi yetkilerle donatılacağının ve nasıl paylaşılacağının belirlenememiş olması da bu farkların dışavurumunda önemli bir işlev sahibidir.

\n

Belirsizlikler, cumartesiye!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları