Attilâ İlhan sağ olsaydı, “Hangi Türkiye?” diye sorardı…

Avrupa’dan görünen Türkiye mi?

Ortadoğu’dan görünen Türkiye mi?

***

Bir varlığa bakarken hangi referans çerçevesini kullandığınız önemlidir.

Bir ülkeye bakarken de onu hangi bağlamda değerlendirdiğiniz önem kazanır:

Dinine, mezhebine, ırkına mı bakacaksınız?..

İnsan hakları ve demokrasinin gelişmesine mi?..

Milli gelirine, büyüme oranına ve refah artışına mı?..

Yoksa bütün insani değerleri dikkate alan kalkınma göstergelerine mi?..

***

AB’den dışlanma…

ABD ile yakınlaşma…

Suriye’ye savaş çığlıkları…

İran’la gerginlik…

KCK tutuklamaları…

İktidarın düzenlediği yeni yargı…

“Önce hapse at sonra yargıla” ilkesine göre alınan kararlar ve yapılan uygulamalar…

İktidarın tam yörüngesine giren medya…

Başbakan’ın ameliyatı ve bu ameliyatın gündeme getirdiği sözde “sağlık reformu(!)” sorunları…

Türkiye’nin nereye gittiğini sorgulayan, otoriter eğilimleri eleştiren yorumları gölgede bıraktı.

***

Güncel sorunların gölgede bıraktığı, ama aslında hemen hemen bütün bu güncel sorunları doğuran rejim çelişkilerini son derece çarpıcı bir biçimde özetleyen 29 Kasım 2011 Salı tarihli iki haber geçen hafta kimsenin pek dikkatine çarpmadı.

İlk haber AA’dan, Avrupa bağlamında Türkiye’yi değerlendiren bir politikacının sözleri:

“Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) toplantısında söz alan Hollandalı ırkçı milletvekili Barry Madlener, ‘Türkiye gibi bir ülke AB’ye ait değildir. Çünkü geri kalmış İslami bir ideolojisi vardır ve bu Avrupa’ya ait bir durum değildir. İslam ve özgürlük bir arada yer alan iki kavram olamaz’ dedi.

Türkiye’de basının ve internetin kısıtlandığını, kadınlara ve eşcinsellere şiddet olaylarının gittikçe arttığını savunan Madlener, ‘Hatta Türkiye’deki karikatüristler dahi mahkemeye çıkarılmaktan korkar hale geldiler. Bu büyük bir skandaldır’ dedi.”

İkinci haber ntvmsnbc’nin sitesinden, Siyasal İslam açısından Türkiye’yi değerlendiren sözler:

“Hürriyet’in haberine göre; (Mısır’da yapılan seçimlerin en büyük favorisi, İslamcı Müslüman Kardeşler’in Hürriyet ve Adalet Partisi örgütünün sözcüsü) Gazlan, Der Spiegel’in internet sitesine yaptığı açıklamada, ‘Türkiye’de kadınlar üniversitede başörtüsü takamıyor. Zina ve eşcinsellik var. Buna Mısır’da müsamaha edemeyiz. Mısır, İslami bir ülke. Şeriat her şeyin temelidir’ dedi.”

***

Laik demokrasi İslamla bağdaşır mı, bağdaşmaz mı?

İslam ve özgürlük bir arada olabilir mi, olamaz mı?

Türkiye’de zina ve eşcinsellik mi var, yoksa kadınlara ve eşcinsellere şiddet mi uygulanıyor?

Buyrun size biri Avrupa’dan öteki Ortadoğu’dan iki çelişik görüş!

***

Türkiye, Müslüman bir toplumda Laik ve Demokratik bir rejim kuran, tüm dünyaya örnek olan, İslam âleminde kimsenin yapamadığı reformu gerçekleştirmiş öncü bir ülke.

Keşke ABD, AB, AKP ve Gülen Cemaati, bu öncülüğün farkında olsalar, avantajlarından yararlansalar ve onu Sünni Arap diktatörlüklerinin rejimlerine benzetmeye kalkmasalar!

\n\n