Milli cehalet eğitimi

08 Aralık 2023 Cuma

İktidar, iş bilmediği, eğitimden anlamadığı, politikayı bilmediği için değil...

Çok iyi iş bildiği, eğitimden çok iyi anladığı, politikayı da çok çok iyi bildiği için...

Milli Eğitimi, tarikatların dernek ve vakıflarına ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın personeline havale etmiş durumda.

Böylece, düşünen, sorgulayan, araştıran, gerçeğe, iyiye, doğruya, güzele ulaşmaya çalışan, hem özgür hem de özgürlükçü olan, kendi alanında dünya ile rekabet edebilecek bir gençlik yerine...

Düşünmeyen soru sormayan, araştırmayan, ezberci, dogmatik, bilime, bilimsel gerçeklere kapalı, sabit fikirli, çağdaş dünyadan kopuk, özgür olmayan, hem bağımlı olan hem de bağımlıktan yana olan, biatçı, “evet efendimci” bir gençlik yetiştirmek istiyor.

Bunun için de din ve mezhep gibi, ırk ve milliyet gibi mukaddes kimlikleri ve ideolojileri, kendi siyasal meşrebine uygun olarak saptırıp yozlaştırıyor...

Saptırdıkları bu ideolojilerle de daha dört yaşından başlayarak çocuklarımızın beyinlerini yıkıyor.

Böylece, kendine destek verecek bir seçmen kitlesi yaratmak için, bir yandan Ortadoğu’dan İslam ülkelerinden milyonlarca nüfus ithal ederken öte yandan kendi ülkesindeki insanları cahilleştiriyor.

Dün yazdığım PISA araştırmasının trajik sonuçları, iktidarın bu “Cehalet Eğitimi” politikasının başarısını(!) simgeliyor.

“Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür” sözü bir “Halk Filozofu” olan Sakallı Celal’e atfedilir.

Bu iktidar, Sakallı Celal’in söylediği türde bir eğitim, yani “Cehalet Eğitimi” yapmakta, çocuklarımızı eğitim yoluyla cahilleştirmektedir.

Bu vesile ile Sakallı Celal’i anımsayalım:

Sakallı Celal’in asıl adı Celal Yalınız’dır.

II. Abdülhamit’in Bahriye Nazırı Amiral Hüseyin Hüsnü Paşa’nın oğludur.

Hakkındaki bilgiler Orhan Karaveli’nin “Sakallı Celâl, Bir ‘Bilinmeyen Ünlü’nün Yaşam Öyküsü” adlı kitaptadır. (Pergamon Yayınları, 2004)

Galatasaray Lisesi’nde Tevfik Fikret’in öğrencisidir. Fikret’in “Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin” dizesinde ifade edilen ilkeye uygun biçimde, bağımsız, isyankâr ve yalnız bir hayat sürmüştür. Üsküp’te Fransızca öğretmenliği yapmıştır.

Ben Sakallı Celal’in kim olduğunu Üsküp göçmeni olan babamdan öğrenmiştim.

Rasih Nuri İleri, bir protesto için valilik binasının önünü süpüren ve bu nedenle çöpçü sandığı Sakallı Celal’in elini, hocası Profesör Kerim Erim’in öptüğünü görünce şaşırdığını yazar.

Sakallı Celal yazılı bir eser bırakmamıştır ama yakın arkadaşları onun adını bir efsane haline getirmişlerdir. 

Haldun Taner, Ali Sami Yen, Yusuf Ziya Ortaç, Ahmet Haşim, Nâzım Hikmet, Ordinaryüs Profesör Ali Yar bu arkadaşları arasındadır.

İktidar, bu “cahillik eğitimi” ve bu “nüfus ithalatıyla”, ülkeyi Ortaçağ’a geri götürmeyi hedeflemektedir ama bu hedefi gerçekleştirdiği anda, kendisinin de Ortaçağ karanlığında boğulacağının farkında değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları