Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Terörün İki Kaynağı ve İki Tuzak
Dış kışkırtmaları ve desteği bir yana bırakırsak, bir toplumda terörü besleyen iki sosyolojik, sosyal psikolojik ve psikolojik kaynak vardır:
\n1) Kimlik siyaseti.
\n2) Nefret söylemi.
\n***
\nBunlar hem sosyolojik, hem sosyal psikolojik hem de psikolojik boyutları olan iki kaynaktır:
\nKimlik siyaseti ve nefret söylemi, hem toplum, hem grup hem de birey düzeyinde teröre kaynaklık eder:
\nÇünkü “kimlik bilinci” ve “nefret duygusu” toplumdaki farklılıklardan, bireyin toplumla bütünleşmesi, eğitimi bağlamında, “ötekileştirme” süreçlerinden doğar…
\nGrup içinde pekiştirilir…
\nVe bireyin kişiliğini oluşturur.
\n***
\nKimlik siyaseti ile nefret söylemi birbirini pekiştiren iki süreçtir:
\nKimlik siyaseti insanları dinsel-mezhepsel veya etnik çizgiler ekseninde böler, ayrıştırır, ötekileştirir…
\nNefret söylemi ise onları “hainlik” çerçevesinde birbirine düşman eder, bu ayrışma ve bölünmeyi teröre, isyana ve savaşa kadar giden bir yoğunlukta derinleştirir.
\n***
\nTarihe bakıldığında bugünkü devlet sınırlarının çoğunun bu tür kimlik siyaseti üzerinden ve nefret söylemi ile oluştuğu görülür.
\nEn klasik örnekler, Osmanlı’nın bölünmesi, Sovyetler’in dağılması, Yugoslavya’nın parçalanması ve bu arada Hindistan-Pakistan ayrışmasıdır.
\nEn son örnekleri Mısır’da ve Suriye’de görüldüğü gibi, aynı sınırlar içinde yaşayan halkların arasındaki huzursuzlukların, devlet baskısının ve şiddetinin yanında çatışmaların ve isyanların temelinde de yine bu iki kaynak yatar.
\nAyrıca IRA’dan ETA’ya, Tamil Kaplanları’ndan PKK’ye kadar, dünyanın her yerindeki terör eylemlerinin temelinde bu tür kimlik siyasetinin ve nefret söyleminin yattığı açıkça görülür.
\nBurada dikkat edilmesi gereken nokta, kimlik siyasetinin sadece terör örgütleri değil, bu örgütlerle mücadele edenler tarafından da kullanılmasıdır.
\nHer iki taraf da kimlik siyaseti ve nefret söylemi üzerinden ayrışır, saflar keskinleşir ve sonunda şiddet ve bölünme kaçınılmaz olur.
\n***
\nBu çerçevede, son günlerde ülkemizin tümünü sarsan terör olaylarına soğukkanlı bakarak çözümler aradığımızda ortaya iki genel strateji çıkmaktadır:
\n1) Ayrıştırıcı, bölücü kimlik siyasetinden kaçınmalı…
\n2) Ve hiç kimse, kendini ait hissetmediği etnik gruba (Kürtlere veya Türklere) karşı asla nefret söylemine başvurmamalıdır.
\nNe yazık ki Sovyetler çöktükten sonra başlayan küresel dönemde, Huntington’un teorik öncülüğünde, ABD’nin desteğiyle, kimlik siyaseti bütün dünyaya egemen olmuştur.
\nÜlkemiz de bundan kaçınamamış, özellikle son on yılda bölücü kimlik siyaseti, iktidar tarafından da kabul görmüş ve ülkemiz birinci tuzağa yakalanmıştır.
\nBereket versin en azından şimdilik, PKK’nin bütün çabalarına karşın, toplumumuz yine de etnik nefret söylemi tuzağına düşmemiş, nefret söylemini terör örgütü ile sınırlayabilmiştir.
\n***
\nTeröre boyun eğmek istemiyorsak, onu lanetlemeli…
\nAma bir an önce kimlik siyaseti terk edilmeli…
\nVe etnik kökenli nefret söyleminden özenle kaçınılmalıdır.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Tanrıkulu'ndan Diyarbakır iddiası: Kayyım atanacak mı?
- Akşener'den oy bölme tartışmalarına cevap!
- YURTTAŞLAR KABİNEYE ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
- Ekonomik kriz tiyatronun yolunu unutturdu
- Yerel seçime son 5 gün
- Akşener Özel'in o sözlerini hatırlattı
- İmamoğlu önceki dönemi anlattı
- Mart ayı 1. Dönem Çocuk Meclisi toplandı
- İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile Vefa Bozacısı'na gitti
- Özel İYİ Partili ve AKP'li adayları yerden yere vurdu
En Çok Okunan Haberler
- Büyükşehirlerde başa baş seçim
- 'Mahremimizi ortaya saçıyor'
- Belediye çalışanlarına miting ‘yoklaması’
- '30 yıl sonra aynı yanlışın tekrarlanmaması için...'
- Erdoğan'dan 'emekli maaşı' açıklaması
- Özgür Özel'den 'anket' açıklaması!
- 'Tutulma öncesi yiyecek, su, yakıt stoklayın!'
- Bakliyat ve kuruyemiş devi iflas etti
- Ali Koç'tan Ankara hamlesi!
- ‘İçişleri Bakanlığı’nın izni olmadan taktık’