Cesaret ve cüret...

28 Haziran 2021 Pazartesi

“Bir Memlekette Namuslular, Laakal (en az) Namussuzlar Kadar Cesur Olmazsa O Memlekette Kurtuluş Yoktur.”

İsmet İnönü

Cesaret, pervasız davranmak değildir.

Cesur olmak da gösterilere gerek duymaz.

Cesaret; korkuyu tanımak, iliklerine kadar korkmak, sonra da korkudan korkmamayı öğrenerek kazanılan bir güç. 

Korkunu yenersin ve artık korkmazsın.

Cesaret, sakin bir güçtür. Gösteriş istemez.

Cüret; cahilin ardını, önünü hesaplamadığı, ölçüsüz bir hamledir.

“Cahil cüreti” bu nedenle gösterilere gerek duyar, yaygaracıdır, şamatacıdır. Ortaya çıkar, meydan okur, göğsünü yumruklar. Aslında içinde gizlenen korkuyu örtmeye çalıştığı çabalardır bütün bunlar. 

Bir boks eğitmeni, “Boksta kazanmak yumrukla değil, beyinle olur” dediği zaman öğrencileri şaşırmıştı.

Eğitmen, yumruk sallamanın boks olmadığını, enerjinin akıllı kullanılmasının tekniklerini anlatıyordu.

Cesaretle cüret arasındaki fark da budur. 

Aklın ve bilincin yönetimiyle dürtülerin güdümü arasındaki fark.

CÜRET NASIL KAZANIR?

Cüretin nasıl kazandığına hep şaşılır.

Bu kazanç kimi zaman sezgilere mal edilir, kimi zaman rastlantı olduğu söylenir ama gerçek bu değildir.

Cüret çoğunlukla kaybeder ama kaybını örtmek için başvurduğu hileler gözden kaçar.

Cüretin kazanması, akıl ve bilincin duraksaması nedeniyledir.

Cahilin cüreti hamle yapıp ilerlediği zaman, akıl ve bilinç sahipleri duralar ve “Acaba haklı olduğu yerler var mı?” diye araştırmaya başlar.

Ya da bu küstah pervasızlıktan ürker ve çekinir.

İşte “cahilin cüreti” o zaman kazanır.

Akıl ve bilincin durgunluğu, hareketsizliği cahilin cüretini daha da artırır. 

Bu yolla kazandığını görünce de pervasızlaşır, küstahlaşır ve ezici bir güç haline gelir.

ÜLKEMİZDEKİ DURUM DA BU MUDUR?

Ülkemizdeki durum tam da budur.

Bunca yalanın pervasızlığı nereden kaynaklanıyor?

Bunca sahtekârlığın böyle rahatça yapılabilmesi nedendir?

Yok Çiftlikbank soygunu, yok Sezgin Baran Korkmaz sahtekârlığı, yok Venezüella’dan gelecek beş ton kokain kaçakçılığı bu ülkede, nasıl rahatça yapılabiliyor?

Hırsız ve soygun şebekelerinin cüretiyle yapılabiliyor.

Şimdi, Amerika’nın soyguncu ve karapara aklayıcısı olarak peşine düştüğü Sezgin Baran Korkmaz neden “kendi ülkesinde yargılanmak” istiyor?

“Kendi ülkesi”nin, anlatacaklarından korkup onu kurtaracağını bildiği için istiyor bunu.

Bizim için ne acı bir durumdur.

Biz ki, bizler ki “kendimizi akıllı ve bilinçli sayıyoruz”, yaşamımızı ülkemizin uygarlaşmasına adamışız, kendimiz için bir şey istemeyi bile hak görmemişiz, namusumuz ve onurumuz için yaşamışız, şimdi bu durumların seyircisi oluyoruz. 

Cahilin cüreti kazanıyor ve bizler kaybediyor muyuz?

GERÇEK BU MUDUR?

Elbette gerçek bu değil.

Gerçek, akıl ve bilinç sahiplerinin duraksamalarını, beklemelerini bırakıp harekete geçmelerinde yatıyor.

Bu yalanların, bu hırsızlıkların, bu sahtekârlıkların pervasızlığını durdurup onları hak ettikleri sonuca ulaştırmak “akıl ve bilincin” acil görevidir.

İşte CESARET, bu göreve hiç duraksamadan sahip çıkmaktır.

HAYIR diyeceksiniz.

BİZ KABUL ETMİYORUZ diyeceksiniz.

BİZİM ÜLKEMİZ BUNLARI KALDIRMAZ diyeceksiniz.

Bunları her yerde dile getireceksiniz.

Topluma cesaretle anlatacaksınız.

“Oy kaybederiz” kaygısıyla hareketsiz kalmayacaksınız. 

Aslında bu nedenle oy kaybedersiniz. 

Kürsülerden konuşmaktan medet ummayın. 

Halka gidip insanlara bunu anlatın. 

Yolsuzlukları anlatın. 

Hırsızlıkları anlatın. 

Soygunları anlatın. 

Onların neler kaybettiklerini anlatın. 

Onların asıl bundan kaybettiklerini anlatın.

Eğer bu ülkenin kaderi oyla değişecekse oylarını kime vereceklerini anlatın.

“Oyunu soygunlara mı, dürüstlüğe mi vereceksin?”

“Oyunu zulme mi, adalete mi vereceksin?”

“Oyunu yoksulluğuna mı, refahına mı vereceksin?”

“Oyunu namussuzluğa mı, namusa mı vereceksin?”

Bunları sorun. Açıkça sorun. Net sorun.

Duraksamayın, çekinmeyin. Korkmayın.

Cahilin cüretinden yılmayın.

Cahilin pervasızlığına pabuç bırakmayın.

Onu gizlediği korkusuyla karşı karşıya bırakacaksınız.

Cahil elbette yenilecektir.

Akıl ve bilinç tarih boyunca kazanmıştır, gene kazanacaktır.

Ne pahasına olursa olsun.

Nasıl olursa olsun.

Biz kazanacağız biz...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları