Erdener Yurtcan

Anayasa Değişikliği Teklifinde Yargı -I-

04 Nisan 2010 Pazar

Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından hazırlanan anayasa değişikliği teklifi 30 Mart 2010’da TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Teklifin son şeklini, bu sayfanın ölçüsü içinde değerlendirmek istiyorum.

1. Anayasa Mahkemesi’nin yapısı Teklifle Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) on dokuz üyeden oluşması öngörülmektedir. Üye sayısının artması olumludur, çünkü AYM’nin görev alanı genişlemektedir. Batı ülkelerinin anayasalarında yer alan “anayasa şikâyeti” kavramı bu alanda yerini almakta, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne (İHAS) aykırılıkların da AYM’de karara bağlanması öngörülmektedir.

AYM’ye üye seçecek kurum ve makamlarla ilgili olarak şu hususların altını çizmek isterim: Cumhurbaşkanının AYM’ye üye seçmesinin çerçevesi çok geniş tutulmuştur. Cumhurbaşkanlarının taşıyacakları siyasal kimlikler göz önünde bulundurulduğunda, AYM’nin cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş üyeler ağırlıklı bir mahkeme olması yadırganmalıdır. Bu konuda söz gelimi, Yargıtay ve Danıştay kendi üyeleri içinden doğrudan doğruya AYM’ye üye seçebilmelidirler.TBMM’nin Sayıştay’dan üye seçmesi kanımca uygundur. TBMM’nin avukatlardan üye seçerken, baroların çatı örgütü olan Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) saf dışı bırakılması uygun bir çözüm değildir. Aday seçiminde TBB ile baroların ortak iradesinin aranması uygun bir çözüm olabilirdi. AYM üyesi olabilmek için 45 yaşın aranmasını yüksek bulduğumu ifade etmek isterim.

Yüce Divan’da yargılanacaklar

2. Yüce Divan’da yargılanacak olan kişiler Teklifte, anayasanın 148/3. maddesinden sonra gelecek olan yeni 4. fıkra ile, Yüce Divan’da yargılanacak olan kişiler arasına, Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da eklenmektedir. Bu kişiler görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanacaklardır. Gerek 148/3. gerek 148/4. maddedeki hükümler ceza yargılaması hukukunda “kişiler yönünden yetki” kavramı içinde ele alınmaktadır. Bu yetkiler istisnaidir. Bu istisnalar bu kişileri korumak ve kayırmak için öngörülmezler. Aksine, olağan yetki ayrımı içinde ortaya çıkabilecek olan durumları önlemek için, bu kişiler daha üst yargı organlarında yargılanırlar. Anayasanın bugünkü yapılanması içinde devlet hizmetinin en üst katında yer alan kişilerin Yüce Divan’da yargılanmaları öngörülmüştür. Bu açıdan bakıldığında en üst düzeydeki asker kişilerin de görev suçlarından ötürü Yüce Divan’da yargılanmaları sisteme uygundur. Bu çözüm, askeri mahkemelere olan bir güvensizlik olarak algılanmamalıdır. Teklifle ortaya çıkan sorun Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) teklifteki yeni oluşumu ile ilgilidir. Bu oluşumda sorun oluşturan noktalar düzeltildiğinde, bu norm sistemle bağdaşacaktır.

Kurulun başkanı Adalet Bakanı

3. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kamuoyunda fırtınalar koparan HSYK konusunda teklifin satırbaşları şunlardır: HSYK yirmi bir asil ve on yedek üyeden oluşacak; üç daire halinde çalışacaktır. Kurulun başkanı Adalet Bakanı’dır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı kurulun tabii üyesi olacaktır. Kurulun 4 asil üyesini cumhurbaşkanı seçecektir. Bu kişiler, yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar olabilecektir. Öteki üyeler Anayasa Mahkemesi’nden, Yargıtay’dan, Danıştay’dan, adli ve idari yargıda görev yapan yargıç ve savcılardan seçileceklerdir. Kurulun yönetimi ve temsili Adalet Bakanı’na aittir. Bakan dairelerin çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri arasından daire başkanlarını seçer.

Kurul, adli ve idari yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet Bakanlığı’nın, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar; ayrıca, anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.

Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; Adalet Bakanı’nın oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Kurula bağlı genel sekreterlik kurulur.

Teklifin değerlendirilmesi:

- HSYK’nin 21 üyeden oluşması ve 3 daire halinde çalışacak olması olumludur. Eskinin, 7 kişiye tabi olmak, eleştirisinin bir sonucudur.

- Kurulun başkanının Adalet Bakanı olması, madde tümüyle gözden geçirildiğinde, bakanın kurul çalışmalarına katılmayacak olması ve bununla bağlı olarak oy hakkının da bulunmaması, temsili bir görevin yerine getirilmesi anlamını taşır. Bu yaklaşımla, müsteşarın kurulda yeri olmaması gerekir.

- Kurula cumhurbaşkanının üye seçmesi uygun bir çözüm değildir. Cumhurbaşkanının siyasal kimliği, eleştirileri her dönemde birlikte getirecektir. Anayasaların kalıcı hukuk metinleri olduklarını göz ardı edemeyiz.

- Kurul oluşturulurken idari yargı ikinci derecede önemli sayılmıştır. Bu yaklaşım, idari yargıda çalışanların sayı itibarıyla daha az olmaları ile mi açıklanacaktır?

- Teklifle yargıç ve savcıların denetlenmesinde yeni bir kurum getirilmektedir: HSYK müfettişliği. Bu olumlu bir adımdır; anayasanın 144. maddesine karşı yükselen seslere bir kulak vermedir.

- Meslekten çıkarma dışındaki kararlara yargı yolunun kapalı tutulması, anayasanın hak arama özgürlüğüne açık bir aykırılıktır. Türkiye bu fırsatı değerlendirmelidir. Unutmamak gerekir ki, bir yargıç ya da bir savcı için hukuka aykırı en hafif bir disiplin cezası ya da önlem de, derin yaralar açabilecek bir uygulamadır. Bu kişilere meramını anlatma hakkını vermekten kaçınmayı anlamakta zorlanıyorum.

- HSYK bünyesinde genel sekreterlik kurulması, elbette olumlu bir adımdır; “eskiye” yapılan eleştirileri ortadan kaldırma amacını ortaya koyar.

Buraya kadar teklifte HSYK ile ilgili düşünülen değişiklikler konusundaki düşündüklerime yer verdim. Ancak bir hususu yine gözler önüne sermek isterim: Çağdaş bir hukuk düzeninde, ülkemiz için uygun çözüm HSYK değil, fakat yüksek adalet kurumunun kurulmasıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İçimden Geldiği Gibi... 19 Aralık 2013

Günün Köşe Yazıları