Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Mısır Devrimi Devam Ediyor
Mısır Devrimi’nin ateşi yeniden alevlendi. Üstelik bu kez alevlerin renginde daha önce zayıf olan bazı “tonlar”ın güçlenmeye başladığı görülüyor.
\nYeniden Tahrir
\n8 Temmuz Cuma günü Tahrir Meydanı, Mübarek’i deviren 147 günlük direnişten sonra, ilk kez bu kadar dolmuştu. Meydandakiler, eski rejimin kalıntılarının temizlenmemiş, haklar ve özgürlüklerde beklenen gelişmelerin gerçekleşmemiş, askeri cuntanın yetkilerinin hâlâ azaltılamamış, yönetimin “sivilleşememiş” olmasını protesto ediyorlardı.
\nBuraya kadar bir yenilik yok. Hatta meydandakilerin bir kısmı yeni bir oturma (meydanı işgal etme) eylemi başlatma kararı aldığında, Müslüman Kardeşler örgütünün, Selefi grupların meydanı, “oturma eylemi kaos çıkarır” gerekçesiyle terk etmeleri de yeni bir tutum değil... Onların bu tutumu, devrim başladıktan az sonra ortaya çıkan ayrışmanın yansımasıydı. Mülk sahibi, kapitalist ve toprak ağası sınıfların yönetiminde olan Müslüman Kardeşler akımı, istikrar adına ve yeni hükümeti belirleme umuduyla hemen eski rejimin kucağına atlamıştı. Selefiler de MK’yi izlemekte gecikmemişti. Devrim ilerleyecekse artık bunlarsız ve hatta ancak bunlara karşı ilerleyebilecekti.
\nAma meydanda oturma eylemi (işgal) başladıktan sonra gündeme gelen gelişmeler, artık yeni bir şeylerin de başlamakta olduğunu düşündürüyordu.
\nDevrimin safları berraklaşıyor
\nMeydanda kalarak devrimi sürdürmeye kararlı olduklarını açıklayan gruplara bakınca iki özellik dikkati çekiyor.
\nBirincisi, bu grupların hepsinin, aralarındaki siyasi farklılıklara karşın, seküler ve sol olarak tanımlanabilecek bir kümeye ait olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu da bize devrimin, özgürlükten ve demokrasiden, işçi haklarından ve sınıflardan söz etmemizi olanaklı kılan evrensel özelliğini (ait olduğu Aydınlanma geleneğini) veriyor. Bu ana kümenin içine bakınca, çeşitli komünist grupları, sosyal demokratları, liberal demokratları, çeşitli özgürlük taleplerini savunan grupları ve sendikaları görüyoruz. Sınıfsal özellikleri açısından, meydandakileri, proletaryanın “yeni orta sınıf” olarak adlandırılan kesimi, artık giderek proletarya saflarına katılmakta olan gençliğin temsilcileri, proletaryanın bel kemiğini oluşturan kesimin, geleneksel işçi sınıfının örgütlenmesi olarak sendikalar, daha önceki mücadelelerden ayakta kalmış devrimciler (radikal entelijansiya) olarak tanımlayabiliriz. Bu çeşitlilik Mısır devriminin daha birçok ayrışma yaşayabileceğini düşündürüyor.
\nİkincisi, Mısır devriminde, dinci akımların devrime ihanet ederek rejimle bütünleşmeye başlamasına bağlı olarak yaşanan bu ayrışma, Tahrir’de kalanların, dikkatlerinin giderek devletin yapısı ve ekonomik haklar üzerinde yoğunlaşmasına olanak sağlıyor. İki farklı gruplaşma tarafından açıklanan iki talepler listesinin de, devletin sivilleştirilmesinin, eski rejimin temsilcilerinin, işbirlikçilerinin cezalandırılmasının ötesinde, grevleri ve gösterileri yasaklayan yasaların kaldırılması, devletin yeni bütçesinin geri çekilerek, yoksullardan yana ve tartışmaya açık bir bütçe yapılması talebinde birleştikleri görülüyor.
\nDevrimci blokun, komünistleri ve bağımsız sendikaları da içeren sol kanadını oluşturan kesimin talepler listesindeki iki maddeyse özellikle dikkat çekiyor. Bunlardan birincisi, eski rejimin aracı olarak çalışmış olan Mısır Genel İşçiler Sendikası’nın kapatılması, ikincisi de yeni devlet bütçesinde asgari ücretin 1200 Mısır Lirası olarak saptanması, en yüksek devlet memuru ücretinin asgari ücretin 15 katını geçmemesi isteniyor. Kısacası, Mısır devrimi, kendine yol açmaya çalışırken yoksullardan yana ekonomik talepler öne sürerek, genelde “halkçı” bunun içinde de giderek sınıfsal bir karakter sergilemeye başlıyor.
\nSüveyş’te göstericilerin, kanaldan Kahire’ye mal taşıyan anayolu kapatmaları, cuma gününe kadar talepleri yerine gelmediği takdirde bu kez kanalı trafiğe kapatacaklarını açıklamaları da devrimin sınıfsal karakter kazanma süreciyle uyumlu. Dahası, Süveyş’te devrimin, rejimi dünya ekonomisinin ana arterlerinden birini kapatmakla tehdit etmesi, emperyalizmi de karşısına almaya hazır olduğunu gösteriyor.
\nBen bu yazıyı hazırlarken, Tahir Meydanı’ndaki gruplar, bir milyon katılımlı bir protesto yürüyüşü için çağrı yapmışlardı. Göstericiler salı akşam saat 17’de (bu yazı basıma girerken) Tahrir Meydanı’nda toplanacak ve bakanlıkların olduğu binaya yürüyecekti. Siz bu yazıyı okurken rejime karşı bir meydan okuma anlamına gelen bu yürüyüşün nasıl sonuçlandığını da öğrenmiş olacağız.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Araştırma: Olası bir savaşta Türkiye'nin kaybı ne olur?