Erinç Yeldan

'Mali Disiplin' Kavramı ve 2009'da Beklentiler

01 Ocak 2009 Perşembe

Piyasa oyuncuları diye anılan (bizim ise yazılarımızda çoğunlukla finans kapital diye adlandırmaya özen gösterdiğimiz) kesimin 2009a ilişkin beklentileri artık açıkça belirginleşti. Umulan odur ki, küresel krizin etkileri Amerikada konut fiyatlarının yükselişe geçmesiyle birlikte 2009un ikinci yarısından itibaren azalacaktır. Hatta krizden bir an önce çıkmak üzere Amerikanın yeni başkanı Barack Obama, IMFnin ve danışmanlarının telkinlerine uyarak, en az 1-1.5 trilyon dolarlık genişletici bir maliye paketini de uygulamaya sokacaktır. Bu arada bize düşen görev yanlış işler yapmamak”; “mali disiplinden uzaklaşmamak”; “ulusal ekonomiyi işsizliği azaltmak, ya da yatırımları canlandırmak gibi gerekçelerle aşırı genişletici maliye politikalarıyla istikrarsızlığa sürüklememektir. Zaten IMF ile anlaşmamıza sayılı günler kalmış durumdadır. IMFden gelmesi beklenen yaklaşık 20-25 milyar dolarlık bir yardım paketi Türkiyenin 2009 boyunca küresel ekonominin canlanacağı günlere kadar durumu idare etmesine yetecektir...

Bu hülyalı beklentiye kapılanlara -haddimiz olmadan- bir uyarıda bulunmayı borç biliyoruz: Küresel finans piyasalarında 2001 sonrasında yaşanan çılgınlık dönemi artık geride kalmıştır. Küresel kapitalizmin son 20 yıldır bir iskambil kâğıdı kulesi gibi tasarlanmış olan mevcut ticaret, finans ve üretim kalıpları sürdürülemez niteliktedir. Türkiyede piyasaların 2003-2007 arasında yaşamış olduğu coşku dönemi artık sona ermiştir.

Her şeyden önce şu gerçeği vurgulayalım: Şu anda yaşamakta olduğumuz bunalım birkaç teknik hata ya da kendini bilmez bazı piyasa oyuncularının dizginleyemedikleri kâr hırsıyla aşırı risk almalarından ibaret basit bir kriz değildir. İçinde olduğumuz bunalım, kapitalizmin sistemik olarak karşılaştığı darboğazlarını finansallaşma ile aşma çabalarının doğrudan bir ürünüdür. Kriz, doğrudan doğruya finansal varlıkların değerlerindeki şişkinlik ve istikrarsızlıktan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla 2009un ileriki aylarında Wall Street borsalarındaki dahi beyinlerin küresel finans piyasalarını gene benzer biçimlerde olası canlandırma girişimleri, sonuçta sürdürülemez nitelikte yeni şişkinliklere ve olası daha yoğun krizlere yol açacaktır.

Kapitalizmin reel dünyayla yüzleşme zamanı gelmiştir.

***

Türkiyenin uygulamaya koyacağı olası bir istikrar paketinde mali disiplin kavramının önemi, geçen hafta sonu Ankarada Türkiye Ekonomi Kurumunun düzenlemiş olduğu Küresel Bunalım ve Türkiye Ekonomisi çalıştayında bir konuşma yapan TC Merkez Bankası Başkanı Sayın Durmuş Yılmazın da ana vurgusunu oluşturmaktaydı.

Ancak, Sayın Durmuş Yılmaz, iktisadi faaliyette ciddi bir yavaşlama yaşandığı mevcut dönemde, gelişmekte olan ülkelerin birtakım mali önlemler almaları gerekmektedir. Bütçede, ekonominin genel dengesini bozmayacak, para politikalarını zorlaştırmayacak ölçüde gevşemeye gidilmesi mümkündür şeklinde sürdürdüğü konuşmasında, yatırıma yönelik kamu harcamalarına bir anlamda olur veriyordu. Nitekim, adı geçen konferansta Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Aziz Konukmanın kamunun yatırım harcamalarının özel sektörün yatırımlarını da uyararak, bir türiçe doğru kalabalıklaştırma(crowding-in) etkisi yaratabileceği ve kamunun sosyal altyapıyı güçlendirici nitelikteki kamu yatırımlarının korunması ve hatta arttırılması gerektiği yönündeki yorumuna, Merkez Bankası Başkanı Sayın Durmuş da katıldığını ifade etmekteydi.

Özetle, kamunun orta ve uzun vadede sürdürülebilir nitelikli bir borç yapısına uygun düşecek ve özel sektör yatırımlarını canlandıracak kamu yatırım harcamalarının sürdürülmesi, Merkez Bankası başkanlığına göre de krizden çıkış sürecini destekleyici niteliktedir ve bu tür kamu harcamalarının korunması önem arz etmektedir.

Ancak konferansın dağıldığı akşam saatlerinde, Mecliste onaylanmış olan 2009 Yılı Bütçe Yasa Tasarısında Merkezi Yönetim Bütçesinin başta ulaştırma ve enerji olmak üzere kamunun yatırım ödeneklerinde toplam 9-9.5 milyar YTLlik bir indirim yapıldığı haberleri paylaşılmaktaydı. Böylece, kamunun çoğunlukla yatırım ödeneklerine yönelik kesintileri önceki 3.6 milyar YTL ile birleştirildiğinde toplam 14 milyar YTLye (ulusal gelire oran olarak yaklaşık yüzde 1e) ulaşmaktaydı.

Türkiye 2009 yılına ekonomi idaresinde büyük bir kaos ve belirsizlik içinde girmektedir. IMF gelsin, bizi kurtarsın hayalleriyle ve körleşmiş, dogmatik inançlarla Türkiye ekonomisinin 2009da yükselişe geçmesi hiç gerçekçi gözükmemektedir.

***

Bütün bu olumsuzluklara inat, 2009un barış, sağlık, mutluluk ve esenlik dolu aydın günlerin habercisi olacağı inancını koruyan siz tüm Cumhuriyet okurlarının yeni yılını kutluyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları