Akisleri hâlâ sürüyor. Öyle ya haksızlıklara adaletsizliğe hiç tahammül edemeyiz biz (!). Hakem hataları birilerinin canını yakınca konuşması tabii ki normal. Fakat kendimiz için adalet ararken başkalarına adaletsizlik yapmak gibi bir huyumuz var.
Oysa ki ona göre buna göre adalet olmaz. Beşiktaş-Trabzonspor maçını izlemeye başladığımızda hakem Mete Kalkavan’ı faullerle oyunu kesmeme gayreti içinde görünce “Napoli maçının İngiliz hakemi Clattenburg’un olumlu etkisi mi yoksa bu” demiştik. Ve genç hakemi cesaretinden ötürü beğenmiştik. Zaten karşılaşmanın bütününe baktığımızda öyle büyük bir hatası da yoktu. Taa ki 62. dakikada Quaresma’ya Yusuf’a yaptığı hareketten sonra kırmızı yerine sarı kart göstermesine kadar.
İyi de böylesi hatalar yani kırmızı yerine sarı kart göstermeler falan hiç mi olmuyor bizde. 40 senedir olan fahiş hakem hatalarını anlatmaya kalksam kitap olur.
En iyisi sadece bir hafta daha geriye gidelim ve 5-0’lık Fenerbahçe-Karabük maçını hatırlayalım. Karabük’ün daha maçın 29. dakikasında Ceyhun’un ilki uyduruk 2. sarı karttan atılmasıyla 10 kişi kalmasını ve dahası çok tartışılır bir pozisyondan 18. dakikada Fenerbahçe lehine penaltı kararının çıkmasını mesela. Yani bu tarz hatalar o kadar çok ki… Ya üzerinde pek durulmadan öylesine geçiştiriliyor. Ya da konuşuluyor. Konuşulduğunda ise hemen iş boyut değiştiriyor ve takım taraftarlığına bağlanıveriyor.

Vicdanlar için
Bakmayın siz Beşiktaş-Trabzon karşılaşmasında Beşiktaş lehine verilen bir-iki karara bu kadar fazla tepki gösterilmesine.
Ne de olsa insanların vicdanlarını temizlemek için küçük molalara gereksinimleri var. Ya da işlerini iyi yapamadıklarında onların üstünü örtecek bahanelere. Belki de dertleri, futbolu ve takımı bir yana bırakmış ve hakemleri saplantı haline getirmiş bazı Trabzonspor taraftarlarını ve yöneticisini ajite edip reyting yapmak. Bu arada Ateş Bitnel gibi bir hakemin eşi işine, çocuğu okula gidemez hale gelmiş kimin umurunda. Keşke herkes adalet için savaşsa. Keşke herkes hak-hukuk peşinde koşsa.
Ne yazık ki burada amaç yine aynı; adaletsizlikten kendine daha fazla pay çıkarabilmek. Öyle olmasa neden sadece kendilerine yönelik bir haksızlıkta seslerini çıkarıyorlar da kendi lehlerinde olan haksızlıkları görmezden geliyorlar. Bilmiyorlar mı bir yerde adaletsizlik varsa bir gün onların da kapısını çalar. Ve hepimiz kendimizden önce başkasının hakkı ve hukuku için mücadele etmediğimiz sürece de bu kargaşa devam eder…