Gülengül Altınsay

Avcı’nın şanssızlığı

22 Ağustos 2019 Perşembe

Kimse görmüyor ama Abdullah Avcı’nın elinde bir enkaz var. Eldeki takım artık bir-iki yere yama koyarak kör topal da olsa yürüyebilecek gibi değil. İflas bayrağını çoktan çekmiş durumda.
Söyleye söyleye bıktım ama bir kez daha yineleyeyim. Beşiktaş’ın iki yıl üst üste şampiyon olmasının temelinde “feda” yılında yapılan zorunlu doğru adımlar, orta alanda Atiba-Oğuzhan ikilisinin başarısı ve tabii forvette bitirici oyuncularının olmasıydı. Şenol Güneş geriden pas yaparak hızlı çıkan ve sonuç almada sıkıntı çekmeyen bu takımla iki yıl üst üste başarılı oldu. Hem ülkede hem de ülke dışında.
Ve fakat iki yılın ardından Atiba-Oğuzhan ikilisinin etkili olabileceği takım yapısı ve oyun anlayışı kalmayınca bir de devre arası Cenk de gönderilince Beşiktaş’ın fişi çekildi.

Bir-iki futbolcu yetmez
Ne var ki Beşiktaşlılar o iki sene üst üste gelen şampiyonlukların görkemini unutmadı ve takımdan hep aynı başarıyı bekledi. Şimdi bile sanılıyor ki bir-iki futbolcu alarak iki sezon öncesinin futboluna dönülecek. Oysa ki hem futbolcu yapısı hem de futbol anlayışı tamamen değişmiş ve de yaşlanmış bir kadroyu bir-iki futbolcunun kurtarması imkânsız.
Takımda çok köklü değişiklikler gerek. Bunun için teknik direktör değişikliği bir bakıma iyi oldu. Avcı da yeni bir takım yaratabilecek, genç oyuncuları parlatabilecek yetiye sahip bir isim. Nitekim gelir gelmez oyun anlayışında değişikliğe gitti. Başakşehir’de de uyguladığı gibi geriden oyun kuran, iyi pas yapan bir Beşiktaş yaratmak istiyor. Ne var ki en son Sivas maçında da gördüğümüz gibi takım paslaşıyor, topa sahip oluyor ama hep geride yapıyor bunu, bir türlü ileri gidemiyor. Sürekli birinci bölgede yapılan ağır paslaşmalar, ileri çıkamayınca kendi kalesinde tehlikelere de yol açıyor. Tamam günümüz futbolunda geriden oyun başlatmak çok önemli fakat asıl önemli olan topu nasıl kullandığınız. Amaç sadece paslaşmak değil. Topu en kısa sürede rakip alana götürebilmek. Bu da ancak topu iyi kullanan futbolcu kadrosu ile mümkün. Savunmadan gelen topun orta alandan çabuk ileri taşınması, kanatların ve forvet hattının kesintisiz bu pas trafiğine olumlu katkısı ile mümkün. Orta alanda Atiba-Oğuzhan gibi oyuncular bunun için önemli. Ama dediğim gibi iş iki oyuncuyla bitmiyor. Çünkü paslaşma tek kişilik bir eylem değil. Pası karşılayan oyuncuların da olması lazım. Pas atıyorsun alan yoksa hatalı pas atan oyuncu durumuna düşmek de cabası. Adem Ljajic’in de Sivas maçında onca çabasına rağmen etkili olamamasının nedeni buydu. Yani takımda etkili pas yapacak fazla sayıda oyuncuya ihtiyaç var. Bu iş Quaresma gibi aldığı topu ezen, Caner gibi gelişi güzel top şişiren oyuncularla hiç olmaz.

Hayal kırıklığı
Tüm bunların ardından Avcı’nın da sezonun ilk maçına yine Q7 ile başlaması benim için büyük hayal kırıklığı oldu açıkçası. Kendi teorisini de baştan yok etmiş oldu böylece. Quaresma’yı takıma onu hâlâ beğenen taraftarlara gerçeği göstermek için mi koydu yoksa başka çaresi mi yoktu orasını bilemem. Ama takım yenilenecekse eğer, buna Q7’den başlamazsanız son iki yılı bile ararsınız.
Tam tersine Avcı’nın hiç korkmadan köklü değişiklikler yapması gerek. Bu iş şampiyonluk beklentisi içindeki kulüplerde büyük cesaret ister. Ama cesur olmadan da hiçbir zafer kazanılamaz. Günü kurtarma çözümleri ise bu saatten sonra hiçbir işe yaramaz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024
Takım ne yapsın? 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları