Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bile bile Paok
Highbury’de Selanikli arkadaşım Yorgo ile Arsenal-PAOK maçını izliyorum. Yıl 1997, aylardan eylül. UEFA Kupası’nda ilk maçı PAOK 1-0 kazanmış. Ve Arsenal de kendi evinde 1-0 öne geçiyor hemen, sürekli de 2. golü arıyor. Dakikalar ilerliyor ve nihayet son on dakikaya giriliyor. Ben artık bildiğim tüm duaları -Selanikli Atatürk’ümüzü de içine katarak tabii- sıralamaya başlıyorum. Ne olduysa oluyor ve bitişe az kala PAOK bir penaltı kazanıyor. Durumu 1-1 yapıyor ve kendine göre çok daha güçlü olan Arsenal’ı Londra’da eliyor. Hep tatlı bir anı olarak kalacak bu maç benim için.
Ne var ki on gün önce oynanan Beşiktaş-PAOK maçını hiç de tatlı hatırlayamayacağım kesin. Çünkü Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında PAOK’a elenerek çok büyük bir fırsatı kaçırdı Beşiktaş. Şampiyonlar Ligi yolunda erken havlu atmanın hem maddi hem manevi tahribatı büyük. Kayıp Avro cinsinden ve milyonlar çerçevesinde. Ayrıca takıma ne katacağı baştan şüpheli yeni transferlerin düşük performansları da düşündürücü.
Bahaneler çok
Şimdi bahaneler üretiliyor. Ve Sergen Yalçın çok erken girdi bu polemiklere. Belli ki sıkıntı var. Tabii ki haklı tarafları var açıklamalarının. Transferler tamamlanmamış, takım birlikte çalışamamış falan. Ama PAOK maçı sürecinin çok acemice yürütüldüğü de açık. Mesela yüksek rakımlı bir yerde kamp yapılabilir, kondisyon meselesi çözülebilirdi. PAOK’a benzer takımlarla, mesela 3’lü savunma yapan takımlarla hazırlık maçları yapılabilirdi. PAOK’un özellikleri incelenebilirdi. Fakat bunlar öngörü isteyen işler.
Yanlış anlayış
Bir de sanki 2 ayaklı maç oynanacakmış gibi defansif orta saha ile çıkıldı. Atiba-Necip ikilisinin verimsiz olduğu bilinirken. Zaten tartışmalı 3 yeni transfer de böylesi önemli maça kurtarıcı gibi sürüldü. Oysa birbirini tanıyan eski futbolcularla sahaya çıkılabilir, Umut 2. santrafor olabilirdi. Nitekim Oğuzhan, Dorukhan ve Umut girdikten sonra Beşiktaş hareketlendi. Kartal yaşlı oyuncuları tercih ederken PAOK’un 2 golünü atan ve 3. golün de asistini yapan 18 yaşındaki oyuncusunun altyapıdan olması manidardı. Ve tabii Beşiktaş’ın en iyisinin de altyapıdan 19 yaşındaki Ersin olması da. Yönetim zorluklardan, zamansızlıktan yakınabilir, bir yere kadar haklı da olabilir fakat yönetimler zaten zorlukları çözmek için varlar. Şampiyonlar Ligi’ne girebilmek her şeyin önünde olmalıydı. Ayrıca Trabzon’un durumu ve UEFA maç tarihleri çok önceden belliydi.
Transfer oyunları
Beşiktaş’ın transfer politikasına gelince. Anlayışlarda değişen bir şey yok ne yazık ki. Yine yaşlı ve ne oldukları belli kiralık oyuncuların peşindeler. Yine yeniden yapılanma konusunda çalışmalar olduğu halde bildik köhnemiş yolları tercih ediyorlar. Kadro yapılanması bir kenara itilmiş durumda. İsimlere takılıp kalınıyor. Ve yine sezona çok eksik bir kadro ile giriliyor. Özellikle Gökhan ve Burak’ın yeri hâlâ boş. Oysa önce buralara çoktan çözüm getirilmeliydi. Sonra da korkarım olmayan paralar harcanarak akşam pazarından birileri alınacak. Ne diyelim; şu PAOK maçı da ders olmadıysa söyleyecek bir şey yok...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu