Gülengül Altınsay

Büyük hedeflerin varsa

24 Aralık 2015 Perşembe

Yol biter, ömür biter ama transfer bitmez bizde. Sanki sahada oynanan futbolu güzelleştirecek tek bir şey varmış o da yeni yeni transferlermiş gibi.
Oysa ki transferlerin ötesinde futbolu yükseltecek o kadar çok temel faktör var ki… Oyuncuların kalitesi kadar oyunun sahada nasıl yönetildiği de önemli mesela. Bizde maçlar faul düdükleriyle sürekli kesildiğinden akıcı futbol oynamak zorlaşıyor.. Zaten liglerde futbolun kalitesini sadece çalınan faul düdüğü sayısıyla ölçmek bile mümkün.
Son Osmanlıspor karşılaşmasında toplam 37 kez faul atışıyla durmuş oyun. (Penaltı da verilseydi 38 olacaktı). Osmanlıspor 27, Beşiktaş 10 faul yapmış. Zaten Süper Lig’de şu ana kadar kendisine en fazla faul yapılan takım Beşiktaş. Ya da en fazla oyunu kesilen takımı Beşiktaş.
Premier Lig’de Arsenal ve Manchester arasında geçen son haftanın en çekişmeli maçında ise çalınan faul sayısı sadece 16.
Bizde Premier Lig’e göre top yaklaşık (63’e, 53 gibi) on dakika daha az oyunda kalıyor. Bu fark faul düdüklerinin çokluğundan mı yoksa oynama istediğimizin azlığından mı artık orasını bilemem.
Aslında yazıya başlarken asıl niyetim Beşiktaş’ın kaleci meselesine değinmekti. Pek çok kulüp kaleci mevkiini önemsemez. ‘İyice’ bir kaleciyi yeterli bulur. Yabancı futbolcu sayısının 3-4 ile sınırlı olduğu yıllarda bile “yabancı hakkını kalede kullanmak yanlış” diyen otoritelere(!) karşı kalecinin bir takım için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Bir takımda ilk ve son adamların önemine dikkat çekmiştim.
Beşiktaş son adam konusunda iyi transferler yaptı diyebiliriz ama kale için aynı şeyi söyleyemeyiz.
Cech mi Mesut mu?
Arsenal en iyi sezonlarından birini yaşıyor. Bu sezonun en önemli farkı Mesut’un inanılmaz formu ve kaleye yıllardır ilk kez üst düzey bir kalecinin geçmesi bence. Nihayet maçın kaderini değiştirebilecek bir kalecisi var Arsenal’in. Eğer Topçular sezon sonunda şampiyon olursa bunu kaç kişi idrak eder bilemem ama en büyük katkı Mesut’la birlikte Cech’ten gelecek. İşin garibi bizde iyi kaleci alsanız da sorun bitmiyor. Çünkü kulüplerde kaleci performansını yükseltme konusunda da büyük zaaflar var. Bu yüzden kaleci antrenörlüğü yeniden dikkatle gözden geçirilmeli. Çünkü kale eleştiriye en açık mevki. Kurtarırsın kurtarırsın, bir tane yersin, konuşulan hep o olur.
Ama ne kadarını kurtarıyorsun ne kadarını yiyorsun?
Üst düzey kaleciyle vasat bir kalecinin farkı işte bu oranda gizli. Dünyanın en büyük kalecisi de abuk sabuk gol yer. Ama iyi bir kaleci böyle kaç tane yer? Seninki kaç tane yer? İşte asıl soru bu.
Ekstra bir tek kurtarış hayati olabilir. Öyleyse büyük hedefleri olan kulüplerin işi şansa bırakma gibi bir lüksleri olamaz.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları