Hayat tabii ki devam ediyor. Ama nasıl bir hayat? Toplumun şiddet ve nefret girdabına girdiği bir hayat mı?
Kesinlikle direneceğiz. Fakat çok zor günler geçirdiğimiz de kocaman bir gerçek. Sağduyunun ülkeyi terk ettiği de.
Böyle bir hayatta futbol da devam ediyor.
Lider Başakşehir’in galibiyetinin hemen ardından Beşiktaş da Kasımpaşa karşısında 3 puan peşinde.
Boş tribünler önünde başlıyor maç. Az sayıda olsalar da sadece konuk Beşiktaş taraftarlarının seslerini duyabiliyoruz.
Taraflar karşılaşmanın başında birbirlerine yakın oynama becerisi gösterince sıkışık bir futbol çıkıyor ortaya. Dolayısıyla bizi heyecanlandıracak pozisyonlar da olmuyor. Quaresma’nın 10 numara gibi 2 forvetin arkasında oyuna başlaması, pas trafiği hızını yavaşlatıyor.
Siyah-Beyazlılar ceza alanı dışından attıkları şutlarla sonuca gitmeye çalışıyor. Kilitleri açmak için asıl önemli olan rakibe göre vitesi yükseltmekte. Bunu ilk kez 32’de bir kontra atakla elde ediyor Beşiktaş ve golü de buluyor.
İlk yarım saatteki sıkışık oyun da biraz açılıyor böylece. Bu kez de karşılıklı pas hataları takımların akışkan futbol oynamalarını engelliyor. Şenol Hoca, Q7’yi kenara çekiyor ama yine fazla bir şey değişmiyor.
2. yarıya Kasımpaşa gollerle başlıyor adeta. İlk 5 dakikanın içinde gelen 2 gol birden yiyor Kartal. Savunmanın kolay geriye yığılmasının sonucu bu.
Ve Kasımpaşa savunmaya Beşiktaş gol arayışına geçiyor. Ne var ki Kartal, ne oyunu hızlandırabiliyor ne de etkili bir baskı kurabiliyor. İnanılmaz bir ağırlık vardı Beşiktaşlı futbolcuların ayaklarında. Bir de son vuruş beceriksizlikleri eklenince skor değişmiyor.
Güneş’in Kerim ve Olcay kartları da sonuç vermiyor ve Beşiktaş, Kasımpaşa’da yenilmezlik unvanını kaybediyor.