Gülengül Altınsay

Filmin sonu belli

21 Mayıs 2015 Perşembe

Kollarınızı iki yana gergin bir şekilde açın. Önce sıkıntılı bir olayı düşünüp ona yoğunlaşın. Sonra karşınızdaki insan sizin kollarınızı aşağıya indirmeye çalışırken direnin. Ardından aynı deneyi güzel bir anınıza yoğunlaşarak yapın. Direncinizin birden ne kadar çok arttığını hayretle göreceksiniz. İşte beynimiz bu kadar etkili olabiliyor fiziksel aktivitelerimizde.
Biz ise futbolcunun sadece ne kadar koştuğuna bakıp hakkında fikir beyan ediyoruz. O futbolcunun istediği halde ayaklarını bağlayan o kafa kondisyonunu hiç dikkate almıyoruz.
Oysaki olumsuz olaylardan çabuk etkilenip korkuya kapılan futbolcular bir takımda fazlaysa stresi yüksek maçlarda o takım başarılı olamaz.
Beşiktaş da böyle bir takım. Mesela kendisinden mutlak başarı beklenmediği için rahat çıktı Arsenal, Tottenham ve Liverpool maçlarına. Ama sonra “Liverpool’u eleyen takım Brugge’ü mü eleyemeyecek” noktasında Brugge’e karşı en gergin maçlarını oynadı. Ve ardından Beşiktaş tüm direncini yitirdi. Süper Lig’de 3 puan almak için çok zorlansa da liderliğe de ulaştı, ama o içlerine düşen kuşku ayaklarına pranga vurmuştu bir kere.

Hata kimin?
Bir takımın başarısında en önemli merci her zaman kulüp yönetimidir. Beşiktaş yönetimi ise bugüne kadar çok yanlış yaptı. Her şeyden önce alınan 1-2 galibiyetten sonra havaya girerek, Avrupa’da kupa kaldırmaktan falan bahsederek takımın sırtına aşırı yük bindirdi. Herkes elbirlik Beşiktaş’ı göklere çıkarırken ben “Yüksekten düşürülmek daha çok acıtır” uyarısı yapmıştım hep.
Ayrıca mantalite bir yana takım kadrosunda da çok eksiklikler var. Maç içinde oyun kalitesi bu yüzden sert iniş çıkışlar gösteriyor. Bunu Beşiktaş takımı olağanüstü güç koyarak kapatmaya çalıştı. Ama diyorum ya aşırı yükleme ve akla düşen kazanamama korkusu her şeyi tersine döndürdü.
Buna bir de çözülemeyen kocaman bir stat sorununu ekleyin.

Çözüm mü?
3 yıl önce maddi kriz nedeniyle eğrisi doğrusuna gelmiş, yeniden yapılanma için doğru bir yola girilmişti. Yola çıkan araba daha bir yıl bitmeden sağa sola çarpmaya başlasa da bir şekilde ilerleniyordu. Ama Bilic’in de gönderilmesiyle artık tamamıyla o yoldan çıkmış olacak Beşiktaş. Yine o eski günlük başarılara bel bağlayan köhnemiş sisteme dönülecek. Oysa ki bu yol F.Bahçe ve G.Saray’a özenen Beşiktaş’ı, Beşiktaş yapan eşsiz özelliklerini tasfiye edip rakiplerinin kötü bir kopyası yapacak olan yol. Ama şimdi konuşulan sadece Bilic’in yerine kimin geleceği. Üstelik daha lig bitmeden. Üstelik G.Saray maçı öncesi. Yaşananlar Beşiktaşlılığa hiç mi hiç yakışmıyor! Ayrıca dikkat: Bu pazar mali kongre var. Orman yönetimi 2014 sonu itibarıyla borcu 881 milyon TL’ye çıkardı. Sermaye artışı ve hisse satışından elde edilen kaynak eklenip stat harcamaları çıkarıldığında en az 381 milyon TL sokağa atılmış durumda. Orman yönetimi Demirören yönetimlerinin yolundan gidiyor. Kötü yönetimi gizlemek için şimdi dikkatleri iki yılı bile dolmadan gönderilen Bilic’e ve “yeni hoca kim olacak” sorusuna çekecekler.
Ama asıl soru şu: Bu kötü ve sonu belli filmi daha ne kadar seyredecek Beşiktaşlılar? 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları