Karakartal’da kelebek etkisi olumsuz anlamda sürüyordu son haftalarda.
Önce Gökhan’ın o malum ‘küfür’ nedeniyle cezalı duruma düşmesi, sonra Olcay’ın tartışmalı bir sarıyla atılması ve Veli’nin de cezalılara katılmasıyla Siyah - Beyazlılarda 11’in üç elemanı bu maç için yoktu.
Bu yüzden bu maç Beşiktaş’ın üzerindeki olumsuz etkiyi tersine çevirmek için önemliydi.
Ancak rakip günümüzün geçerli futbolunu oynamaya çalışan bir “akım gibi takım”dı.
Ayrıca bu karşılaşmayla Beşiktaş orta sahası yeni şekliyle sınavdan geçecekti.
Orta alanda daha çok kesici rolündeki Veli yoktu. Çift yönlü Sosa ve Oğuzhan görev yapacaktı burada.
Maç başlayınca ortadaki dörtlüden Atiba ve Oğuzhan biraz geride, Sosa’yı sağ kanatta gördük.
Forvette ise Demba Ba da Cenk’in biraz arkasında gibiydi.
Karşılaşmaya taraflar birbirlerini kollayarak temkinli başladı.
Tempo düştü ve tatsız bir oyun çıktı ortaya.
Ve Beşiktaş hızlı kanat atakları için Gökhan ve Olcay’ı çok aradı.
Defansta ise top çıkarmakta zorlandı her zamanki gibi. Yan toplarda da edilgen kaldı.
Böyle bir oyunda duran toplar ve karamboller öne çıkar...
Nitekim Başakşehir kornerden golü bulmakta zorlanmadı.
Beşiktaş’ın işi daha da zorlaştı. Başakşehir’in bu haftaya kadar sadece üç gol yemiş olması raslantısal değil. Yardımlaşarak çok uyumlu bir şekilde alan kapatıyorlar.
Beşiktaş’ın artık kaybedecek bir şeyi yoktu.
Ne var ki her atak girişimi rakibin çok daha tehlikeli karşı ataklarına dönüştü.
Beşiktaş ilk defa dikine ve hızlı oynayınca Demba Ba’yı boş pozisyonda topla buluşturdu. O da sert vuruşuyla önce direği sonra ağları buldu.
Gene Kerim Frei hızını konuşturup kaleye indi, kaleciden dönen topa da yetişti. Ve Beşiktaş’ı öne geçirdi.
Ardından Pedro’nun kırmızı kart görmesiyle Siyah-beyazlılar on kişi kalınca Bilic takıma savunmacı doldurdu.
Amaç skoru korumaktı. Bugüne kadar bu taktik tutmamıştı.
Ama bu kez tuttu.
Başakşehir iyi bir takım ama bitiriciliği eksik. Bu yüzden skoru değiştiremediler.
Eksik Beşiktaş, Kerim’in hızı sayesinde üç puanı aldı ama sorunları sürüyor.