G.Birliği’nin lige kötü başlamasına önlem olarak teknik direktörünü değiştirdi hemen. Kolaycı bir yoldu ama Mehmet Özdilek’le ne fark etmiş derseniz maç ilerledikçe anlaşıldı bu etki. Oyunu on sekizlerinin önünde sıkıştırdılar, topu kapınca hızlı çıktılar. Daha maçın başında Beşiktaş 11’ine baktığınızda ise Güneş’in, Özdilek’in işini kolaylaştırdığı anlaşılıyordu. Mesela Gomez on sekiz yayının içinde top bekledi. Arkasındaki Quaresma arkadaşlarının ne yaptığına bakmadan topla gezindi. Dörtlü defansın önünde Atiba’nın yanına konan Sosa kaleden uzakta edilgen alanda kaldı.
Yine de ilk on dakikada savunmayı çıkartıp ileride bastı Beşiktaş. Ancak Gomez ve Quaresma başta olmak üzere forvetler bundan çabuk vazgeçti. Ardından G.Birliği uzun toplarla rakip kaleye akmaya ve şansını uzaktan şutlarla denemeye başladı. Gol hemen 23’te, sert bir ortada topun Tosic’in kafasına çarpmasıyla geldi. Rakibi on sekiz üzerinde iyi karşılayamazsan sonuç bu. Zaten Siyah - Beyazlılarda defans rakip atağa kalktığında geriye kaçıyor. Gomez’li Quaresma’lı forvet çok ilerde kalıyor. Takımın boyu uzuyor.
Ve Güneş ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. Sosa’nın önünü tıkayan Quaresma’yı ve Quaresma yüzünden sürekli oynadığı pozisyondan olan Olcay’ı çıkardı orta alana Necip’i forvete Cenk’i aldı. Sadece iki oyuncu değişmişti ama yepyeni bir on birle ve anlayışla başladı ikinci yarıya Kartal. Cenk’in yanına gelmesiyle, zaten hiç beceremediği “tek santrfor” yalnızlığından kurtuldu Gomez. Hatta Atiba da forvete katıldı. Yelpaze gibi gelerek karşı kaleyi ablukaya aldı Beşiktaş. Atak inisiyatifini tamamen ele geçirdi. Cenk ve Gökhan bildik rollerini değiştirince G.Birliği savunması edilgen kaldı; 66’da Cenk’in sert ortasında Gökhan’ın kafa vuruşuyla beraberlik golü geldi. Ardından sayısız pozisyon üretti Siyah - Beyazlılar ama bir türlü galibiyet golünü bulamadı.
Sonuçta iki ayrı Beşiktaş seyrettik dün akşam. Ve apaçık gerçek de ortaya çıktı; Beşiktaş şampiyon olacaksa maçları kazanmalı, kazanmak için de ikinci yarıdaki Beşiktaş gibi oynamalı.