Gülengül Altınsay

Karanlık yıllar

14 Ocak 2016 Perşembe

Karanlıklardayız. Ama karanlıklardan aydınlıklara bir gün çıkacağız elbet. İstanbul’un göbeğinde bomba patlıyor, ülkenin bir bölümünde sokağa çıkma yasağı var ve insanlar cenazelerini bile kaldıramıyor.
Çocuklar ölmesin” diyenler, “barış” diyenler terörist muamelesi görüyor. Ve biz bu kaos ortamında kalmışken hayatın içindeki diğer olaylar önemini kaybediveriyor. İster istemez.
Amaç belli; halkta psikolojik çöküntü yaratmak, korkutmak, sindirmek.
Halktan, vatandaştan, insanlardan, çocuklardan, kadınlardan yana olmak diye bir seçenek yok onlara göre. Barış ve özgürlük de.
Ama halkın önü açılmayınca, oyun oynamak için sokağa çıkan çocuklar kurşunlara hedef olunca sonuç karanlıktan başka bir şey olmuyor.

Nereden nereye?
Herkes bir durup şu tabloya baksın lütfen. Daha birkaç yıl öncesinde olimpiyat oyunlarını düzenlemenin eşiğinden döndü İstanbul. Son anda Tokyo’ya karşı kaybettik… Şimdi o İstanbul’un göbeğinde Hipodrom Meydanı’nda canlı bomba patlatıyor.
Daha birkaç yıl önce Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapmak üzereydik… Şimdi ülkenin bir bölümünde spordan eser yok. İnsanlar gökyüzünü bile göremiyor. Dört yıl öncesinde her spor dalında iddiamız, kendi çapımızda gelişmemiz, başarılarımız vardı… Şimdi artan ölü sayıları sadece.
Londra Oyunları’na 111 sporcuyla katılmıştık… Rekorlar gelmişti. Ancak kolay başarı ve çok para kazanma hırsı yüzünden çoğu dopingli çıktı atletlerin. Şimdi Rio’ya zar zor 50-55 kişiyle gidebileceğiz belki…
Sorun değil; Sultanahmet olayıyla birlikte 17 kez canlı bombaya maruz kalan bir ülke olduk artık. Eşsiz bir dünya rekoruna sahibiz. Tek rakibimiz Bağdat.

Biraz vicdan, biraz akıl
Onu bunu suçlayacağımıza şu geçen dört yıla biraz vicdanla, biraz akılla bakalım lütfen.
Vicdan: insanın var olduğu günden bugüne gelişmişlik düzeyini gösteren en önemli şey değil mi zaten?
Vicdanımıza seslenelim. Ve vicdanımızı seslendirelim.
Çarşı’nın deyişiyle, “Bugün siyahız ama bir gün beyaz da olacağız”...
Nasıl mı?
Barış ve özgürlükten yana olursak… Bu ülkede yaşayan herkesin temel haklarına saygılı olursak…
O zaman neler olabileceğini gördük zaten… Çok değil dört yıl önce.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları