Kötü haber dünyanın neresine giderseniz gidin peşinizi bırakmıyor. Ljubljana’daki son günümde aldım Taksim’de patlayan canlı bomba haberini. Masumların kurban edildiği gergin günler bitmiyor ne yazık ki. Ve bir kez daha gördük; barışın kıymetini bilememişiz biz. Oysa ki hayat da futbol da barış içinde yaşarsak anlamlı.
Beşiktaşlı taraftarlar böyle bir günde bile takımlarını yalnız bırakmamışlardı Başakşehir’de. Desteklerini canla başla sürdürdüler. Şenol Güneş’in stoper olarak Alexis’in yerine Necip’i tercih etmesi şaşırttı herkesi. Ne var ki hem Eto’o’nun kontrolü hem de topu defanstan oyuna sokma açısından olumlu bir karardı bu. Ama ısınırken sakatlanan Tolga’nın yerine Boyko’yu alması tercih değil zorunluluktu. Karşılaşma başladığında görüldü ki Antalya hiç de beraberliğe razı değildi. Açık ve atak futboluyla Beşiktaş’ı bayağı zorlayacaktı. Nitekim ilk 20 dakika Beşiktaş’ın oyun kurmasını engellediler. Siyah - Beyazlılar ilk golü bir bulsa rahatlayacaktı. Bunun için tam 27 dakika beklediler. Atiba, Oğuzhan ve Sosa’yla ligin çok üstünde bir orta sahası var Beşiktaş’ın. İşte o iki orta alan oyuncusu Sosa ve Oğuzhan işbirliğiyle Kartal ilk golünü buldu. Bulmakla kalmadı, oyunda hâkimiyet de kurdu, 2. golü de aradı.
52. ve 53. dakikalarda hakem Hüseyin Göçek, art arda Beşiktaş lehine verilmesi gereken penaltıları korkup veremedi. Antalyalının açıkça elle kestiği pozisyondan sonra Göçek’in abartılı biçimde ‘penaltı değil’ hareketi yapması telaş kokuyordu. Anlaşılan şampiyonluk yolundaki Beşiktaş’a haklı bir penaltı verecek cesur bir hakem çıkmayacak. Siyah - Beyazlılar bir türlü kendilerini rahatlatacak 2. golü bulamadı. Çünkü son hareketlerde telaşlı davrandılar. Beşiktaş yine de 113. kuruluş gününde oyunun denetimini elinde tutup 3 puanı aldı. Ama bundan sonra vites yükseltmeleri ve gol yollarında daha dikkatli olmaları gerek.