Gülengül Altınsay

Kıyılmıyorsan kayrılıyorsun

17 Aralık 2015 Perşembe

Dünkü Cumhuriyet’te Hilmi Türkay’ın haberiydi: Fenerbahçe- Başakşehir maçının gözlemcisi İsmail Hakkı Köklükaya maçın hakemi Cüneyt Çakır’a hitaben Aziz Yıldırım’ın “Her zaman aynı b… yiyorsun” dediğini rapor etmiş. Nerede mi? Dili olsa da konuşsa bizim bilmediğimiz daha kim bilir neler neler anlatacak olan soyunma odası koridorlarında tabii…
Ülkemiz için ve de bizim futbol dünyamız için başkalarının işine karışmak ona işini öğretmek sürpriz mi peki? Ve hep kendi lehinde kararlar vermesi için hakemlere baskı kurmak? Ama tabii bunu yapabilmek için arkanızda büyük bir camianın gücünün olması da şart. Aynı şeyi Kasımpaşa, Mersin, Gaziantep yöneticisi yapsa mesela sonuçları aynı mı olur onu da siz tahmin edin.

Al gülüm ver gülüm
İşin en kötü yanı ise ortamın giderek kirlenmesi ve bu tarz olayların olağan karşılanması. “Güçlüysen, yetkiliysen her zaman haklısın” söyleminin kabul görmesi. Adaletin, dürüst oyunun, kardeşliğin, barışın onların elinde çevir çevir oyna bir oyuncağa dönüşmesi. Şükür ki gidişatı tersine döndürmeye çalışanlar da var; Dürüst yöneticiler, dürüst antrenörler, dürüst sporcular, dürüst gazeteciler... Zaten Dünya onların sayesinde dönmüyor mu? Darbe yiyorlar, canlarından bezdiriliyorlar, hapislere atılıyorlar ama hep varlar ve de var olacaklar… Şenol Güneş mesela yaptığı açıklamalarıyla bu anlamda sürekli uyarıcı oldu, ezberleri bozmaya çalıştı. Gerçi onu pek iyi dinlemediler; “Duayen Hoca yine iyi laflar etmiş” deyip ‘önlerine baktılar’ ama olsun. En son “İşini iyi yapacaksın, iyi yapamayacağın işe girmeyeceksin. Futbol emek ve akılla yapılabilecek çok ciddi bir iştir” diyor Şenol Hoca.
Yani futbolda kalıcı başarının ancak akıllı çalışanlarla ve emek harcayarak kazanılabileceğine işaret ediyor.

Ezberler bozulunca
Oysa ki bizde çarklar farklı işliyor. Hemen herkes sorunu kendisinde değil başkalarında arıyor. Ve en kolayı; içi boşaltılmış adalet sözcüğüne sarılmak. Sahada adaletin temsilcisi de hakem olduğuna göre hedef tahtasına konulan kişi de o. Beşiktaş-G.Saray maçının hakemi üzerine gidilmesinin nedeni de aynı. En fazla polemik yaratılabilecek alan çünkü. Mustafa Denizli’nin açıklamalarını da başka türlü yorumlamamak gerek. Büyük büyük kıymak yerine anlaşılmasın diye ince ince kıymış Mete Kalkavan Galatasaray’ı. Bu sözler bana geçmiş yılları hatırlattı hemen. “Şerefli ikincilik” unvanını aldığı yıllarda Beşiktaşlılar bu kavramı çok iyi öğrenmişlerdi fakat dertlerini kimselere anlatamamışlardı. Ve hatta ince ince kıyılmanın yanı sıra kalın kalın kıyılmak da Beşiktaş’ın makus talihi olmuştu. Belki de bu yüzden her Beşiktaş’ın kıyılmadığı maçın ardından “Beşiktaş kayırılıyor” lafları ortalığa atılıyor. Öyle ya bu pozisyon değişikliğinin anlamı başka ne olabilir? Kıyılmıyor; üstelik bir iki pozisyonda da hakem takdir hakkını Beşiktaş lehine kullanmış. Olacak iş değil yani. Ezberler bozuluveriyor. İnsanlar geçmişten bugüne Beşiktaşlıların hakem şikâyetlerine o kadar alışmışlar ki Beşiktaş’ın kıyılmaması ve hakemden şikâyetçi olmaması bile bir kayırılma olarak yorumlanabiliyor. Oysa ki şu haftaya kadarki hakem kararlarına baktığımızda- sadece Kasımpaşa’yı ve biraz da Trabzon’u hariç tutuyorum- kimse hakemlerden fazla şikâyetçi olmamalı.
Ve Şenol Güneş’in söylediği gibi herkes asıl kendi işini en iyi şekilde yapmaya bakmalı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları