Gülengül Altınsay

Özeleştiri asla...

13 Mart 2019 Çarşamba

"Baksanıza Beşiktaş’ta kazan kaynıyor ve her tür laf havalarda uçuşuyor, nereye gittiği belli olmayan. Yönetim adına Başkan hep birilerini nankörlükle suçluyor, imalı laflar ediyordu hep zaten. Ama o birilerinin kimler olduğunu bize hiç söylemiyordu" Gülengül Altınsay yazdı...

Baksanıza Beşiktaş’ta kazan kaynıyor ve her tür laf havalarda uçuşuyor, nereye gittiği belli olmayan. Yönetim adına Başkan hep birilerini nankörlükle suçluyor, imalı laflar ediyordu hep zaten. Ama o birilerinin kimler olduğunu bize hiç söylemiyordu.

Ar, namus, dürüstlük, sadakat, ihanet sözcükleri hiç dilimizden düşmüyor. Rahat rahat başkaları hakkında ithamlarda bulunabiliyoruz bunlar üzerinden. Ve bunu yaparken de açık olmamak, lafın kime gittiğini net bir şekilde belirtmemek bir başka alışkanlığımız. Yani adı olmayan üçüncü çoğul şahısları hedef alıp karanlığa kurşun sıkmak.

Baksanıza Beşiktaş’ta kazan kaynıyor ve her tür laf havalarda uçuşuyor, nereye gittiği belli olmayan. Yönetim adına Başkan hep birilerini nankörlükle suçluyor, imalı laflar ediyordu hep zaten. Ama o birilerinin kimler olduğunu bize hiç söylemiyordu.

Aynı hastalık bir süredir Şenol Güneş’e de bulaştı. Tamam Hoca’nın Milli Takıma gideceği kesinleşti. Ne ki ayrılma koşulları netleşmedi. Kimse şu anda içerde neler yaşanıyor bilmiyor. Evelemeli gevelemeli laflardan da kimse bir şey anlamıyor. Öyle olunca Güneş maç sonu röportajlarda bile öfkeli öfkeli bol bol namustan, dürüstlükten söz edip duruyor.

İKİ YILLIK BAHAR

İki yıl üst üste iyi bir moment yakalandı, iyi futbolcularla, iyi futbolla içerde dışarda başarılar geldi. Ama hep tekrarladığım gibi Yönetimin transferi araç değil amaç haline getirmesiyle takım sürekli değişti. Böylece takımda uyum diye bir şey kalmadı. Bu arada kaynaklar feci şekilde çarçur edildi. Gelinen noktada borçlar ayyuka çıkmış takım ise yamalı bohça gibi. Başarı tesadüflere kalmış durumda.

Şampiyonlukların baş mimarı Güneş bu duruma ortak oldu. Puan kayıpları ve yenilgiler geldikçe de “pozisyona girdik ama atamadık” bahanelerine sarılmaya başladı. Açıkça “istemediğim transferler yapıldı elimdeki kadroyla bu kadar” diyemedi bir türlü.

HOCA DA DAĞILDI

Bu arada konuyla alakalı değil ama eldeki kadroyla daha iyisi yapılabilir miydi, bence yapılabilirdi. Yani Hoca da dağıldı tıpkı takımı gibi. Kendine ihanet edip pas yeteneği olan oyunculardan vaz geçti, Quaresma’ ya göre takım yapıp başarı umdu. Ve baştan kaybetti. Geçen sezonu dördüncü olarak bitirmek bile işe yaramadı, aynı sistemde ısrar etti.

Şimdi Güneş’e yeni bir kapı açıldı; Milli takım. Açıldı ama o süreç de açık yürütülemedi belli ki. Güneş neden herkese saldırıyor ki; “İki takım birden asla çalıştırmam diyen” kendisi… Şimdi

söylediğinin tersini yapıyor ve hem Milli Takıma gidiyor hem de sezon sonuna kadar Beşiktaş’ ı bırakmıyor. O zaman iki şey yapabilir: Bir, Beşiktaş’tan istifa edebilir, iki, “fikrimi değiştirdim böyle uygun gördüm” diyebilir.

Bu kadar basit.

Basit olan başka bir konu da para konusu… Herkes bu dünyada bir iş akdiyle çalışıyor. Alacağı belli, vereceği belli. “Para da neymiş” gibi sert laflar edileceğine, başkanla hoca bir açıklama yapar, “şu kadar alacağı var ya da yok, bu kadarı ödenecek ya da ödenmeyecek” diye, bu iş kapanır. Şeffaflık dedikoduları bitirir öyle değil mi?

Fakat böyle olmuyor. Başarısızlık gelince hep “meleklerin cinsiyeti” türünden içinden çıkılmaz tartışmalar atılıyor taraftarın önüne… Ya da yeni günah keçileri. Şimdi de imdada Karius yetişti zaten. Haydi ona vurup içimizi boşaltalım.

İKİNCİLİK ŞANSI

Ama olan yine Beşiktaş’a oluyor. Hala ikincilik şansı varken bu tarz kulüp içi çekişmelerin futbolcuları nasıl etkileyeceği hiç düşünülmüyor.

Görülüyor ki herkes birbirini eleştiriyor, suçluyor ama kendinden pek memnun. Yani karşı tarafı her türlü yerden yere vurabilirsiniz ama kendinizle asla hesaplaşmazsınız.

Yani bizde her türlü eleştiri yapılır, ama özeleştiri asla.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024
Takım ne yapsın? 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları