Gülengül Altınsay

Seçim masalları

18 Haziran 2015 Perşembe

Ben de tatile çıkacağım ama bir türlü çıkamıyorum. Malum her yerde bir seçim furyasıdır gidiyor. Şimdi sıra Türkiye Futbol Federasyonu’nda. Ülke hükümet kurma telaşı içindeyken anlaşılan bizim TFF taze seçilmiş olarak, koltukta karşılamak istiyor yeni hükümeti. İşleri sonraya bırakmak istemiyor. Ne olur ne olmaz öğle değil mi?

Bir varmış…
Aslında “Ne kuş ne deve” Kulüpler Birliği Demirören’i desteklediğini açıklayarak seçimin sonucunu tayin etmişti zaten. Nasıl olsa Türkiye Futbol Federasyonu yukarıdan talimatları uygulayacak “Ofis boy” konumunda bir kurum. Taraftar, futbolsever, taban umurlarında değil. Akılları fikirleri kendilerine bu koltuğu bahşedenleri memnun etmek. Oy verecekleri de gezilerde, uçaklarda ağırlamak.
Seçim ise formalite. Tabanın iradesinin yansımadığı bu tarz seçimlerle başa gelenler bir de herkesten saygı ve meşruiyet beklemiyorlar mı, işte ben ona hayret ediyorum.
Neyse ki şimdi iki aday daha çıktı da olup bitenler hakkında bir kaç eleştiri duyabiliyoruz. “Vatan, millet, memleket” adına yaptıklarını söyleyip bize dayattıkları icraatlar tartışılıyor en azından. Havadan gelen kaynaklar nerelere harcanıyor, bu da gündeme gelebilir belki.
Dilerim ileride bu konularda belirli bir şeffaflığa ulaşır kapalı kapılar ardında neler dönüyor anlayabilriz.

Bir yokmuş…
Aslında Türkiye Futbol Federasyonu’ndan önce seçim konusunu Beşiktaş Başkanı Fikret Orman gündeme getirmişti. Yaklaşık bir ay kadar önceydi. Galatasaray- Beşiktaş maçının başlamasına dakikalar kalmıştı ve Türk Telekom Arena’da telefonuma bir haber düştü. O sırada sürmekte olan Beşiktaş Mali Kongresi’nde kendisine karşı yapılan eleştirilere sinirlenen başkan genel kurul kararı almıştı. Ben de hemen yanımdaki arkadaşlarıma gösterdim haberi. Fakat çevremdeki meslektaşlarımın tepkisizliği şaşırtmıştı beni. Nedense kimse inanmamış, dahası yok saymıştı bu haberi. Sonuca bakıldığında bu kadar yaşanmışlığın ardından ben bir kez daha insanların sözleriyle yaptıkları arasındaki tezadın kurbanı olmuştum. Saf saf Beşiktaş Başkanı “Genel kurul” diyorsa genel kurul olur sanmıştım. Daha önce de nelere nelere inanmamıştım ki ben. Yeniden yapılanmadan tutun, stat şu gün bitecek bugün bitecek laflarına. Aşırı borçlanma duracak Beşiktaş düzlüğe çıkacak laflarına.. Baksanıza o günden bu güne ne genel kurul oldu ne de fikir değişimine dair her hangi bir açıklama. Sanki o sözler hiç sarf edilmemişti. Rutin transfer çalışmalarına başlandı hemen. En başta da teknik direktör değişimine gidildi..
Durumu deneyimli “Kongreciler”, “Başkan Mali Kongre’de ibra edilmeme korkusuyla bunu söyledi, sonra bindirilmiş kıtaları salona getirtip ibrayı sağlayınca unuttu kongre kararını” diye açıkladı.
Belli ki bir şekilde yönetime gelenler, her şeyi kulübün çıkarlarına göre değil, kendilerinin o koltukta kalması için ayarlıyor. Tabanın iradesinin yönetime yansımasını engelliyor.
Çok sayıda üyeliğin sırf gelecek mayıstaki kongrede oy kullanmasınlar diye aylardır bekletilmesi de bundan olmalı.

Yalancı çoban
Masaldan başladık. Masalla bitirelim. Umarım durum “Yalancı Çoban” hikâyesine dönmez. Sürüye kurt saldırdığında çobanın “imdat” çığlığına kimse inanmıyor olmaz. Ya da sürüye çoktan kurt saldırdı da bizim kulaklarımız mı sağırlaştı artık orası da meçhul?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024
Takım ne yapsın? 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları