Oysa ki ne hayallerle gelmiştik Lyon’a. Önce stada girerken internetten satışlar nedeniyle büyük kargaşa yaşandı. Sonra da daha maç başlamadan Lyon ultralarının Beşiktaşlıları kışkırtmasının ardından bizim birkaç sorumsuz da ses bombası attı. Hemen altlarında oturan Lyonlular da yoğun sesi bahane edip sahaya indi. Böyle taraftarlık mı olur? Beşiktaş’a sabotaj gibi bir şey bu. Şimdi cezayı kulüp yiyecek, takım yiyecek. Birkaç kendini bilmez yüzünden.
Neyse ki maç ertelenmedi geç de olsa başladı. Ve fakat Lyonluların tetikte olduğu en küçük harekette sahaya yeniden inecekleri önlerindeki bariyerlerin yerde olmasından belliydi. Sonra akıl ettiler ve polis dizdiler.
Bravo bizim çocuklara. Olaylardan etkilenmeyip gayet iyi başladılar maça. Üçüncü net pozisyonla da golü buldular.
Ama bu kez de sevinçten yine meşaleler yine ses bombaları.. Yani sabotaja devam. Ama Kartal golden sonra da etkili oyununu aynen sürdürdü. Çünkü atakta da savunmada da kendi futbolumuzu oynamayı başardık. Ve oyunumuzu Lyon’a kabul ettirdik. Sakinliğimizi koruduk. Topu olumlu kullandık.
Golün kahramanı Babel ve Talisca da kanatlarda hareketliydiler, değişerek oynadılar. En önemlisi de savunmada topun arkasına çok iyi geçtik. Adriano sol beke kayıp savunmayı dörtleyince Mitrovic öne çıktı, önde bastı.
Özellikle son yarım saate girerken Lyon oyunu bizim alana yıktı. Çünkü giderek fazla top kaybı yapmaya başlamıştık. Kaptırılan toplar hızla bize dönmeye başladı. Şenol Güneş de orta alanda etkisiz Mitrovic’in yerine Necip’i sonra da Oğuzhan’ın yerine Tolgay’ı aldı. Oğuzhan’ı çıkarmak hataydı. Ardından iki gole engel olamadık. O ana kadar çok iyi olan Fabri 2. golde hatalıydı ne yazık ki.