Okur Temsilcisi’nin görevi

09 Aralık 2013 Pazartesi

Aslında uzun bir tanımı yok Okur Temsilcisi’nin. Kısaca şöyle tanımlayabiliriz: Gazetenin basılı ve internet sayfalarına gelen eleştirileri, ki bunların ille de düzenli okurlardan gelmesi gerekmiyor, haberlerde adı geçen kişiler, kurumlar da dahil, değerlendirmek, okurla bağ kurarak, anlamaya çalışmak ve editörlerin bilgisine sunmak. Editörlerin de herhalde gelen eleştirileri ciddiye almaları gerekiyor. Kuşkusuz her eleştiri haklı, yerinde olmayabilir, eleştirilenlere sert gelebilir. Yine de eleştirilerden yararlanmak editörlerin de gazetenin de lehine olacaktır. Eleştirilere verilen yanıtlar da yine Okur Temsilcisi tarafından değerlendirilecek, okurlara iletilecek, böylece okuyucu ile gazete arasında yararlı bir iletişimin kurulması sağlanmış olacaktır. Editörlerin hatalarda ısrar etmemesi ise her bakımdan faydalıdır. Nihayet Okur Temsilcisi’nin görevi, postacılıkla sınırlı değil; dili, haber kalitesi, gazeteciliğin kurallarına uygunluk açılarından daha iyi bir gazete, daha iyi bir internet sitesi amacına hizmet etmek.

Yine koordine
29 Kasım günkü gazetede “Cin şişeden çıktı” başlıklı haber... Şöyle bir tümce var: “Gülen cemaatine karşı uygulanacak tedbirler için ise Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu koordinesinde, (...)”. Yedi gün önce, manşetinde “Koordine zırh” diyeceği yerde “Koordineli zırh” diyerek olmayan bir sözcüğü kullanan gazetem, bu kez haberinde orada kullanması gereken “koordine”yi kullanıyor, ancak ne yazık ki başka bir yanlış yaparak... Koordine sıfattır, o kavramla ilgili isim ise koordinasyon... Koordine sıfatı koordinasyon ismi yerine kullanılamaz. “Koordinasyon Kurulu koordinasyonunda” demek de kötü Türkçe olur. Metni yazan yanlış Türkçeyi kötü Türkçeye yeğlemiş. Oysa dilimizde bu kavramı karşılayan eşgüdüm, eşgüdümlü sözcükleri var. “Koordinasyon Kurulu eşgüdümünde” dese ne de güzel olurdu. Yedi gün önceki manşette de “Eşgüdümlü zırh” aynı güzellikte olmaz mıydı? Hem ödünç aldıklarımızın yerine kendi sözcüklerimizi kullanırdık hem de yanlışlardan kaçınmış olurduk. Böylesi de Cumhuriyet’e çok yakışırdı doğrusu. Saygılar. Emre Yazman

Aytmatov Rus Yazarıdır
Ankara sayfasındaki “Yaşar, çapan giydi” başlıklı yazıda “Yenimahalle Belediyesi’nin sınırları içerisinde bulunan ünlü Kırgız yazarın adının anıldığı Cengiz Aytmatov Caddesi’nden duydukları memnuniyeti...” şeklinde devam eden haberin beni çok üzdüğünü dile getirmek isterim. Cengiz Aytmatov tüm eserlerini Rus dilinde yazmıştır ki, onun için kullanılan Kırgız yazar tabiri yanlıştır. Kırgız dilinin yetersizliğinden söz eden bu yazar, Rus dilini göklere çıkarmıştır. Aytmatov Kırgız asıllı Rus yazardır. Saygılarımla. Roza Kurban

Okurlardan kısa kısa

Yanıtlar gecikmesin
Cumhuriyet okuru olarak, başka gazetelerden keyif alamamakla birlikte, gazetemizin daha da doyurucu, yanlışsız olması dileğimdir. Gazetemden, özellikle tarafsız olmasını beklerim. “Okur Temsilcisi” köşesi için teşekkürler. Ayrıca bulmaca ustamız Sedat Yaşayan’dan bir isteğim var. Pazar bulmacasının yanıtı için iki hafta beklemek, bulmaca keyfini bozuyor. Gerekirse kitap armağanını kaldırın ama yanıtlar için bir haftadan fazla beklemeyelim. (Diğer bulmacalarda nedense sık hata yapılıyor, umarım bu durum da değişir.) Saygılarımla. Gülçin Özpeker

Engelliler gününü görmediniz
Bugün engelliler günü. Çoğu gazeteye baktım. Sadece engelliler için bugüne özel haber yapan Milliyet gazetesini kutluyorum. Öteki gazeteleri de duyarsızlıklarından dolayı huzurunuzda bir engelli olarak kınıyorum. Saygılarımla. Unutmamak lazım ki HERKES BİR ENGELLİ ADAYIDIR. CUMHURİYET gazetesini hemen hemen her gün alırım, severek okurum. Neden haber yapmadınız engelli günü için? Biz engelliler çok duygusal oluruz. Barış Günaydın

Okurumuz internet sitesinde yayımlanan görsel haberlerle ilgili şikâyetinde, söz konusu haberlerde kadının meta olarak kullanıldığını öne sürüyor ve şöyle diyor: “Sitenizde ekteki ekran görüntüsünde sanırım anlatmak istediğim şeyi bulacaksınız ama ben birkaç sözle belirtmek istedim. Geçen gün sizin de köşenizde başka bir okurdan aynı şikâyetin geldiğini belirttiğinizi öğrendim.
Biz Cumhuriyet takipçileri kadının bir meta olmasından, tecavüze uğrayan keçinin magazinleştirilip hayvan tecavüzlerinin ‘boş’ bir olaya indirgenmesinden, playboyun sadece ‘seks’ diye bağıran çıplaklığından iğrenen insanlarız. Umarım, çok güzel bir dostumun da çalıştığı bu güzide kurum böylesi bayağılıklardan kendini kurtaracaktır. ‘Seks satar’ sözünü hatırlatarak iyi çalışmalar dilerim.”
Barış Şen

İnternet sitesinde görsel haberler
Okur Temsilcisi’nin notu:
İnternet sitemizin yöneticisinin konu ile ilgili görüşünü aldım. Şöyledir: “Okurumuzun eleştirdiği haberlere bir göz atalım: Beyaz kadınları boynuna ‘atkı’ yaptı haberi, Hintli sanatçı Nate Hill’in, siyah-beyaz ayrımına dikkat çektiği bir fotoğraf performans çalışması. Yani okuyucumuzun bayağılıkla suçladığı haber bir sanat haberi. Okuyucumuzun bakış açısına göre sinema, tiyatro, resim, heykel gibi sanatlarda da kadın unsuru, seks unsuru gösterilmemeli.
Bir diğer haber; stres düşmanı kilo aldırmayan sutyen. Giyilebilir teknolojiler alanında büyük bir adım atmayı planlayan dünya teknoloji devi Microsoft, kadınlarda stresin neden olduğu aşırı yemek yeme sorununu önlemeyi amaçladığını açıklıyor. Bunu haberleştiriyoruz. Yani bir bilim teknoloji haberi. Bir kadın iç giysisini seks objesi olarak gören okurumuza göre sutyen resmi yerine ne kullanılabilirdi?
Bir diğer yakınılan haber. Playboy’un fotoğrafları medyaya sızdı. Dünyaca ünlü Playboy’a 60’ıncı yıldönümü için özel çekim yapılıyor ve bu fotoğraflardan birkaç kare medyaya sızıyor. Playboy sadece çıplak kadın fotoğrafları yayımlayan bir dergi değildir. İçinde politik, sanatsal, sportif birçok bilgi ve keyif veren röportajların da yer aldığı bir dergidir. Ve bu nedenle de 60 yıldır yayın hayatını sürdürmektedir. Örneğin, 12 Eylül darbecilerinin kan kusturduğu 80’li yıllarda Türkiye’de Boxer dergisi bir erkek dergisi olarak yayına çıkmıştı. Derginin içinde, hiçbir yayın organında göremediğiniz, darbecilere muhalif röportajları bulabilirdiniz.
“Tecavüze uğrayan keçi mahkemeye çıkarıldı” başlığını attığımız haber için magazinleştirme, hayvan tecavüzlerinin ‘boş’ bir olaya indirgenmesi olarak yorumlamak, gerçeklere göz kapamaktır. Ülkemizde de çok yaygın olan ensest ve hayvan tecavüzlerine iktidarın arzuladığı gibi gözümüzü kapamamızı mı istemektedir sayın okur.
İnternet sitesine günde yaklaşık 200 haber girilmekte. İnternet servisindeki az sayıdaki arkadaşlarımız büyük bir özveriyle 24 saat süreyle gündemi, ajansları, dünya gazetelerini, fotoğrafları takip ederek anında haber hizmeti sunmakta. Ve sayın okurlar, yazarlar dahil her yazıyı, her haberi tek kuruş dahi ödemeden ister telefonundan, ister tabletinden, isterse evdeki, işyerindeki bilgisayarından okuyabilmektedir. İnternet sitesine giren bir okur, para verip aldığı gazetedeki gibi önüne konulanı okumak zorunda değildir. Yüzlerce haber arasında seçer, ilgisini çekeni tıklar okur. Her gün anı anına verilen siyaset, spor, dünya, ekonomi, teknoloji, sanat, çevre, sağlık vs.. haberlerinin arasında verilen 10 tane magazin(!) haberini (ki verilen örneklerin hiçbiri magazin değil) örnek gösterip, pespayelikle suçlamak emeğe saygısızlıktır.
Cumhuriyet okuru bunları okumaz diye peşin hükümle yaklaşanlara, her gün en çok okunanlar bölümüne bir göz atmalarını da rica ederim. Sonuç olarak gri merdivenlerden değil, rengârenk merdivenlerden yanayız. Saygılarımla” Oğuz Güven

Cumhuriyet.com.tr

Yayın Yönetmeni

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları