Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Medyanın Derin Sessizliği
Geçen hafta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yasadışı dinlemeleri yayımlayanlar hakkındaki şikâyetler için iki takipsizlik kararı verdi. İlginçtir, şikâyetlerden birisi cemaatten, diğeri yolsuzluktan soruşturulanlardan geliyordu. Savcılık verdiği kararda hem halkın haber alma hakkı, kamu yararı açısından dinlemelerin yayımlanmasının suç oluşturmadığına karar verdi hem de kararında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuyla ilgili içtihatlarına atıf yaptı.
Medya ise kendisini yakından, çok yakından ilgilendiren bu takipsizlik kararını nedense görmezden geldi. T24’te Arzu Yıldız’ın duyurduğu karar bir iki internet sitesinde ve Cumhuriyet’te yer buldu. Eğer gözümden kaçtıysa özür dilerim ama geniş işlenmesi gereken bir haberdi. Çok sayıda gazeteci bu yasadışı dinleme kayıtlarını yayımladıkları, haberleştirdikleri için ifadeye çağrılmış durumda. Bu bir yana, konuya gazetecilik açısından da yaklaşılması ve var olan kimi tereddütleri gideren bu kararın okuyucuya geniş bir şekilde duyurulması gerekmez miydi?
Bu tutum da acaba yaygınlaşan baskı karşısında otosansürün bir başka belirtisi mi diye düşünmeden edemiyor insan. Freedom Hause raporunu yazan kendini gizleme gereği duyduğuna göre, gazete yöneticilerinin de “başımıza iş almayalım şimdi” diye düşünmeleri ve “Es geçiverin, hiç mi haber atlamadınız” demiş olmaları mümkündür
Zeytin Ağacı mı, Çınar mı?
İnternet sitenizde yer alan haberde koca çınar ağacını bize zeytin ağacı diye yutturmaya çalışıyorsunuz ya!.. Bravo sizlere... Hayret doğrusu. Hiç inceleyen yok mu bu fotoğrafı? Cumhuriyet’e bu yakışıyor mu?.. Kadir Duranlı
Okur Temsilcisinin notu: İnternet sitesinde yer alan ağaç Payas’ın simgesi haline gelmiş olan Zeytin ağacıdır. Çınar değildir. Bu bilgiyi Payas Belediyesi’nin internet sitesinde de bulabilirsiniz. Hikâyesi de ilginçtir. Kanuni’nin sadrazamı Sokullu 15 dönümlük zeytin bahçesine bir külliye yaptırmak istemiş ve ağaçların tamamını kestirmiş. Kalan tek ağacı da anı olarak bırakmışlar. Ağacı kes inşaat yap anlayışı o zamanlardan kalma demek ki...
Cumhuriyet’in Şehitleri
Genç değilim artık, orta yaşı ise çoktan geçtim. Cumhuriyet’in verdiği 90. yıl eklerine bakınca -unuttuklarım da dahil- ne çok anılara sahip olduğumu bir kere daha anladım. Bir yandan mutluluk duyarken diğer yandan buruk bir acı sol yanımı kapladı.
Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Cavit Orhan Tütengil (Otobüs durağındaki kaldırıma düşen cansız bedeni hâlâ gözlerimin önündedir.) Ahmet Taner Kışlalı, Bedrettin Cömert, Ümit Kaftancıoğlu, Onat Kutlar ve Uğur Mumcu.. (Yağmurlu, karlı bir günde Ankara’da Uğur’lamıştık sonsuz yolculuğuna.) Faşistlerin, şeriatçıların bombalı saldırılarında parçalandılar, kurşunlarına hedef oldular. Onlar, tüm yazılarında ülkemizin aydınlık geleceğini ve bu konuda karşılaşılan sorunlarını dile getirdiler.
Ve diğerleri, şimdi aramızda olmayanlar: Aslında 90 yılın tarihi bu isimlerin tarihidir. Dünyada hangi gazete bu kadar basın şehidi vermiştir ki? Ve Türk gazeteciliğinin tarihinde hangi gazete bu kadar onurlu yazarı bağrından çıkarmıştır... Cumhuriyet’in 90. yılı kutlu olsun. Hasan Çatak
Okurlardan kısa kısa
Jimnastik mi, cimnastik mi?
5 Mayıs günkü “Okur Temsilcisi” sütunlarında okur Ali Durmaz’ın “Cimnastik mi, Jimnastik mi?” başlığıyla verdiğiniz yazım yanlışı eleştirisindeki bir ayrıntı çok can yakıcı, çok düşündürücüydü. Çünkü Sayın Durmaz, eleştirisinin ikinci tümcesine “Türk Dil Kurumu’nun resmi internet sitesinde” diye başlıyor. Türk Dil Kurumu ulu önder Atatürk’ün miras hukukunun çiğnenip vasiyetnamesinin yırtılıp atılması pahasına “Atatürkçü!” 12 Eylül yönetimince 1983’te zorbalıkla oluşturulan Türk-İslam Sentezi aşılı kuruma dönüştürüldü. Ayrıca sayın okur; Dil Derneği’nin, Ali Püsküllüoğlu’nun yetkinlikle hazırladıkları yazım kılavuzlarına ya da şimdilerde Epsilon’ca basılmakta olan Ömer Asım Aksoy damgalı “Yeni Yazım Kılavuzu”na zahmet edip bakabilirse “cimnastik” yazımının da geçerli olduğunu görebilir. Tıpkı “jurnal/curnal” gibi, “jokey/cokey” gibi... Saygılar, esenlikler. Aziz Naci Doğan
‘Able Seaman’ Kıdemli Denizci Demektir
3 Mayıs 2014 tarihli Cumhuriyet’in son sayfasında yer alan “Afyon’daki Anzaklar” başlıklı haberde günlükleri söz konusu edilen Anzak askerinin adı Able Seaman Albert Knaggs olarak verilmekte ve bu ad, haberin değişik yerlerinde üç kez geçmektedir. “Able Seaman” söz konusu Anzak askerin adının bir parçası değil, “becerikli/kıdemli denizci” anlamına gelen bir nitelemedir. Askerin adı ise Albert Edward Knaggs’dır. Mezar taşında, adının altında da “Able Seaman Royal Australian Navy” yazmaktadır. İlgili kişilerin bilgisine sunarım. İyi çalışmalar dilerim. Tunç Tayanç
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu