Trabzonspor kan kaybetmeye devam ediyor. Bordo - Mavililer bir hafta arayla önce Beşiktaş’ı, sonra da G.Saray’ı ağırladı. Avni Aker’deki bu ağırlama Trabzonspor’a pahalıya mal oldu. İki derbiyle son 5 maçta kaybedilen 13 puan “kaza” denip geçiştirilebilir mi? “Kaza” dediğiniz, sezonda bir, bilemediniz iki kez yaşanabilir. Arka arkaya yaşanıyorsa, bir yerlerde bir şeyler yanlış gidiyor demektir. Mersin, Sivas ve Beşiktaş maçlarında kaybedilen puanlar için “Akıllar Şampiyonlar Ligi maçlarında” dendi. Peki, G.Saray ve G.Birliği maçları için gerekçe ne olabilir? Özellikle Beşiktaş ve G.Saray’ın bu sezon yaptığı transferlerin takımlarına kısa sürede yaptığı katılar özendiriyor. Süper Lig’deki yabancı futbolcular takımlarını sırtlarken Trabzonspor’da tam tersi yaşanıyor. Geçen sezonki başarıda büyük emeği olan Egemen, Engin, Jaja, Umut, Selçuk ve Yattara’nın yerlerine yeniden kazanılan kaptan Tolga’nın yanı sıra bilinen Vittek, Volkan, Halil, Zokora, Celustka ve bilinmeyen Adrian, Henrique ile Şenol hoca ‘var olma’ savaşı veriyor. İyi mücadelenizi her geçen gün iyi futbolla buluşturamazsanız böyle sonuçlara da alışmalısınız. Bu uzun maratonda tabii ki hatalar olacak. Önemli olan, bu hatalardan gerekli dersleri çıkarabilmek. Trabzonspor’un bu sezonki gollerinin çoğunda imzası bulunan futbolcusu Burak da son haftalarda suskun. Adı golle anılan bu çocuğu Ulusal Takım, Şampiyonlar Ligi ve Süper Lig yükü ve sorumluluğu yordu. Zamanı gelmişken söylemeliyim ki öncelikle; aklı kalede, iki ayağını kullanabilen, hava toplarında etkili, çabuk ve çalışkan bir partnere gereksinimi var. Bu hem takım hem de kendisi için iyi olacaktır. Gelinen noktada Burak’la da Burak’sız da olmuyor. Trabzonspor’a gönül verenlerin beklentileri takımlarının bir an önce toparlanması ve eski günlerine dönmesi. Adres hiç değişmedi, Şenol Hoca. Biraz daha gayret, kolay gelsin!..