Hikmet Çetinkaya

Diren Halkım, Kazanacaksın!..

28 Aralık 2014 Pazar

Gökyüzü yine siyaha büründü, hava soğudu, yağmur yağmaya başladı...
Böyle havalarda hüzünlenirim hep!
Maviler giyinmiş gökyüzü, umutlarımı, sevinçlerimi çoğalttığından olacak.
Aklıma bir soru geldi gökyüzüne bakarken:
“Hayatın açılıp kapanan perdelerini bilen var mı?”
Nereden geldi bu soru aklıma?
İnsanın tarih boyunca çırpınıp durması... 3 bin yıl önce bu topraklarda hangi uygarlıkların olduğu... O süreçten bugüne neler olup bittiği!..
Yıllar önce okumuştum, kim söylemiş kim yazmış onu da anımsamıyorum.
Üç duvarlı dünyanın dördüncü boyutu salona açılır, gerçek dünyaya karışır; sahnedeki oyuncularla salondaki izleyiciler arasında bir bağ kurulurmuş...
Hem oyuncular hem izleyiciler bu konumlarının bilincinde olurlarmış...
Oyuncu oynadığını seyirci oyunu izlediğini bilir; ama perde kapandıktan sonra alkış seslerinin ne kadar yükseleceği bilinmezmiş...
Oyuncu başarılı, oyun güzelse alkış sesleri yükselir, perde üçdört kez açılır kapanırmış...
Seyircinin tavrı şuymuş:
“Oyuncu oynamadı, yaşadı!”

***

Hayat tıpkı bir tiyatro sahnesi....
Rol yapmak zordur, hele onu yaşamak olanaksız...
Çünkü hayat tiyatro sahnesi değildir...
Sadece hayatın perdeleri vardır!
Yaşadığımız coğrafyada hayatın perdeleri yoksulluğa, hukuksuzluğa, rüşvete, talana, yağmaya açılır...
Köşe dönücülük helal sayılır!
Eh Müslüman toplumların baskıcı rejimleri olduğuna göre buralarda “haram lokma” helaldir!
Hayat sudan ucuzdur!
Çocuklar, insanlar öldürülür, bir süre sonra katiller dışarıya çıkar...
Ethem Sarısülük’ü Gezi eylemleri sırasında Ankara’da öldüren polis için Emniyet’in yardım kampanyası başlatması Sarısülük ailesinin içini acıttı...
Erk Acarer’in dün Cumhuriyet’te yayımlanan haberini okurken geçmişe doğru bir yolculuk yaptım...
Genç ölümleri, faili meçhulleri, işkenceleri düşündüm!
Yardım kampanyasını Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü düzenliyor...
Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük bakın ne diyor:
“Devlet katillere yardım kampanyası düzenliyorsa düşünmek gerekir!”
Biz laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde mi yaşıyoruz yoksa polis devletinde mi?

***

Hayat bir tiyatro sahnesi değil...
Laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde birey, yasal ve anayasal haklarını kullanır...
Demokratik ve özgür toplumlarda düşünceyi ifade özgürlüğü suç değildir...
Türkiye’de bunlar 1970 yılında da suçtu, 2015 yılına girerken de suç!
Cinayet işleyen güvenlik güçleri, faili meçhul cinayetleri işleyenler bugün aramızda...
Hele hele Gezi eylemleri sırasında çocuklarımızı öldürenlerin çoğu koruma altında...
Halkımız gün gelecek direnecek ve kazanacak!
Demokrasimizi ve özgürlüklerimizi daha ileriye, aydınlık günlere götürecek.
Yargıda dürüst, evrensel hukuktan, adaletten, eşitlikten yana yargıçlarımız sayıları az olsa da var...
Bakın Soma’nın Yırca köyüne!
Termik santralı kurmak için binlerce zeytin ağacını kesen Kolin şirketine karşı davayı, Danıştay 6. Dairesi’nin kararıyla kazandı.
Yargı acil kamulaştırmayı durdurma kararı verdi.
Köylüler şimdi “Zararlarımızın karşılanması için hukuk mücadelesi vereceğiz” diyor...

***

Tiyatroda oyunlar çoğunlukla ya üç ya da tek perdelidir...
Elbet tek kişilik oyunlar da vardır!
İnsanın hayatın içinde ne zaman rol yaptığı ya da yapmadığı anlaşılmaz...
Bir gece sonrası salt gerçek yaşamda değil tiyatro sahnesinde de yaşanmaz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları