Hikmet Çetinkaya

Fethullah’ın marifetleri...

25 Şubat 2018 Pazar

Tarihe not düşmek için - 29

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın “Çok Gizli” raporu masamın üzerinde duruyor. 10 Mart 1992’de “Teftiş Kurulu Başkanlığı”na gönderilen yazının sayı numarası 400/1 (79-92), konusu ise şu:
Bazı Emniyet mensuplarının illegal çalışmaları.
Okuyorum:
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti niteliklerini değiştirerek yerine şeriat düzenini getirmeyi amaçlayan, illegal ‘Fethullah Hoca’nın Talebeleri’ adlı örgütün, tüm Türkiye genelinde olduğu gibi, teşkilatımız içinde de örgütlendiği, özellikle hareket noktası olarak seçtiği polis kolejleri, polis akademisi ve polis okulları içindeki faaliyetlerini, Teftiş Kurulu’ndan gelen yazıya bağlı olarak askıya aldıkları, buna rağmen sempatizan kadroları ile bağlarını zayıflatmamak için toplantı ve çalışmalarını yoğun olarak sürdürdükleri ve illegaliteye son derece bağlı kaldıkları gözlenmiştir.”
Acaba “Fethullah Hoca’nın Talebeleri” adlı illegal örgüt, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp yerine “şeriat düzeni” getirmek için neler yapıyordu?
Gizli raporu okumayı sürdürelim:
“Elde edilen bilgiler doğrultusunda yapılan takip tarassut ve tahkikatlarda, Ankara Polis Koleji öğrencilerinin yüzde 50’sine yakın bir kesimi ile çeşitli şekillerde temas kuran örgüt elemanları, kendilerine yakın olanlar üzerindeki ajitasyon çalışmalarını sistemli olarak yürütmektedirler.
Örgütün yapılanmadaki temel stratejisine bağlı olarak, devlet dairelerinin önemli yerlerine yerleşme planını en tabandan uygulamaya koymaları, teşkilatımızda da gözlenmektedir. Gelecekte Emniyet teşkilatının bürokratlarını oluşturacak polis koleji öğrencilerinin koleje seçiminden itibaren her aşamada sistematik bir çalışmanın yürütüldüğü görülmektedir.
Örgütün, tüm yurt sathında çeşitli görünümler altında kurulu bulunan vakıf ve evlerde, ailelerinin izni ile yetiştirilen zeki, çalışkan öğrencilerin meslek okullarına yerleştirilme planından polis kolejleri de payını almıştır. Bu öğrenciler, polis kolejlerine geldiklerinde hiyerarşik sıra içinde sınıf, dönem ve okul imamları ve kadrolarının denetiminde ve görüşleri doğrultusunda eğitilmektedirler. Sınıfların ve okulun kendi bünyesinde sorumlu imamlarının olmasına rağmen, örgüte karşı asıl sorumlu olan, dışarıdan bir üniversite öğrencisidir. Örneğin; Ankara Polis Koleji 3. sınıflar sorumlusu SBF Kamu Yönetimi ... sınıf öğrencisi ... A ... buna bağlı olarak yine soyadı tespit edilemeyen Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Tarık ..., Gazi Üniversitesi Arap Dili öğrencisi ... Ö ..., polis kolejinin ve akademisinin sorumlularıdır.”
Sınıf ve okul imamları neler yapıyorlar?
İşte yaptıkları işler:
“Cumartesi ve pazar günleri öğrenciler sınıf imamlarının belirlediği adreslerde 5-6 saatlik bir eğitim çalışmasına katılmaktadırlar. Genelde polis koleji ve polis akademisi öğrencilerini birbirleri ile karşılaştırmamaya özen gösteren idareci kesim, öğrencilerin (...) adresinde bulunan (...) B...’nın dükkânında sivil elbise giymelerini ve daha sonra toplantı evlerine gitmelerini sağlamışlardır. Yapılan bu toplantılarda masumane sohbet ve çay partilerinden sonra ‘Nur Külliyatı’ ile ilgili kitapların okunması ve açıklamaları yapılarak Fethullah Gülen’in kaset ve videoları seyrediliyor; öğrencilerin konulara olan yatkınlığına göre değişik grup toplantılarına katıldıkları gözlenmiştir.’’
Fethullah Hoca bakın daha neler yapıyor.
“Fethullah Gülen grubunun Ankara liderinin (...) Lisesi (...) öğretmeni ... Ö... isimli şahsın olduğu; Fethullah Gülen ile direkt irtibatlı olduğu, emir ve direktifleri kendisinden aldığı, Ankara ili ve ilçelerinde örgütlenme çalışmalarını yönettiği; haftanın değişik günlerinde il dışında düzenlenen toplantılara katıldığı, özellikle esnaf kesiminin toplantılarına katılarak esnaf üzerinde sempati uyandırdığı; böylece maddi çıkar teminini kolaylaştırdığı, kendisinden habersiz hiçbir işin yapılmadığı, kendi görüşleri doğrultusunda faaliyet gösteren evler, okul ve pansiyonların bütün iaşe giderleri, harcamalarının kendisi tarafından yapıldığı; zengin esnaf ile para toplamak amacıyla yapılan toplantılara ‘himmet toplantısı’ adının verildiği; bu tür toplantılara bizzat kendisinin iştirak ettiği, taraftarlarınca kendisine Ankara’nın valisi dendiği; amaçlarına hizmet için önlerine çıkabilecek engelleri aşmak amacıyla değişik kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolaştıkları, işlerini yaptırabilmek için rüşvet ve hediyeye başvurdukları söylenmektedir.
Kamu kurum ve kuruluşlarına kendi fikirleri doğrultusunda bulunan şahısları yerleştirmede tavassutta bulundukları ve bunda da başarı elde ettikleri; telefon irtibatını asgaride tuttukları, önemli haberleşmelerde kurye kullandıkları; Azerbaycan’a gruplar halinde kendi fikir ve düşüncelerini empoze edebilecek nitelikli elemanlar gönderildiği, kendi örgüt mensupları arasında söylenmektedir.”
Fethullah Hoca’nın gerçek yüzü İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı “Çok Gizli” raporda ortaya çıkıyor.
Demokrasi düşmanlarının devlet içinde nasıl yuvalandıklarını, bankalardan aldıkları kredileri “faiz haramdır” diyerek nasıl ödemediklerini anlatacağız...
Bu yazı 10 Mayıs 1994 tarihinde yayımlanmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları