Hikmet Çetinkaya

Sevda...

15 Şubat 2018 Perşembe

Bir kadın düş kuruyordu mavi zamanlar içinde.
Bir kadın yorgun bir gecenin sabahında gülümsüyordu...
Sanki uzun bir yolculuğa çıkmıştı kadın...
Gri yalnızlıklarla çoğalan kent, yarı aydınlık bir günün içinde telaşları, heyecanları topluyordu usulca...
Çocuklar uyanıyordu. Çocuklar anlatılan masallara inanmıyordu...
Salonun tam orta yerinde duruyordu kadın. Kadın uzun boylu, iri gözlüydü...
Bir şarkı ona yeni mevsimleri tanıştırıyordu...
Erkekse uzun divanın üzerinde kadını izliyordu. Mor çiçekli perdeden bir ışık çizgisi boşluğa düşüyordu...
Tutkular adım başı büyüyordu. Zamansız bir sevda kadının kirpiklerinde filizleniyordu. Umutla birleşen bir ses, sınırsız sevişmeleri çağırıyordu.
Erkek o anda çok eskilere doğru yolculuğa çıkıyor; kimi kaçışların, terk edişlerin resmini çiziyordu.
Kadın, erkeğe sokuldu ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Soluksuz bakıştı ikisi de o anda. Bir tutku bedenlerini alev alev tutuşturdu...
Her sabah yaşlı güneşle uyanan sevgililer gibiydi kadınla erkek...
Kadın bir çığlık attı...
Dedi ki:
“Seni seviyorum!”
Erkek, kadının saçlarını okşadı...
Mavi zamanlar içinde düş kuran sevdiği kadına Philippe Chabaneix’in dizeleriyle yanıt verdi:
“Senden gelir her ne varsa dünyada,
Sensin acısı-tatlısı gecelerimin.
Değişmem saçlarını kıpkızıl yangınlara,
Denizler kadar derin güzel gözlerin.
Güneşlerinde doğmuşsun ekim akşamlarının,
Hayatı sende bulurum ölümleri sende.
Salt isteklerine bağlı ey tatlı kadın,
Neylersin benden uzak kuzey ellerinde?”

***

O sabah yağmur yağıyor İstinye sırtlarına...
Mavi zamanlar içinde düşler kuran kadın, siyah ipek çarşaflarda uyanıyor...
O sabah kadının çocuksu yüreği “bir kuş gibi” çarpıyor...
Erkek ise Yannis Ritsos’la buluşuyor İyonya Denizi’ne bakarken...
Diyor ki:
“Nasıl da güzelsin... Korkutuyor beni güzelliğin!..”
İlkyaz ayının gümüş iç çekişleriyle bezenmiş şiirler gibi coşkulu bir günü kucaklıyor. Loş barları ve denizci meyhaneleriyle gençleşmiş kente meydan okuyor...
Uzak ve solgun çocukluğundan sıyrılıp akşam alacası bir kasabaya gidiyor birden. Çatılardaki kargaları ve hüzünlü gençliğini anımsıyor...
Metin Altıok’un “Bir gün ölürüm” dediği dizelerinde sabahçı kahvelerini, umutsuz aşkları bir anı tüneğinde yaşıyor...
Bir şeyler mırıldanıyor Metin’den, mavi zaman içinde düş kuran kadına duyurmadan:
“Bunları yap sakın unutma,/ Mum yak bir aşkın sıcak anısına,/ Suyla hesaplaş, rüzgâra sür yüzünü,/ cesedini bul bir yokluğun kıyısında./ Bunları yap sakın unutma.
Yasını tut günlerce ağla/ Mandalı düşmüş bir kapak/ Göğsünün kuşsuz kafesinde,/ Tak tak vururken sızlayan boşluğa,/ Yasını tut, günlerce ağla.
Sonra git yeni bir aşkı bulmaya,/ Bir yağmur sonrasının/ Duru aydınlığında,/ Yıkanmış avlun, dinmiş avuntunla,/ Sonra git yeni bir aşkı bulmaya.”

***

Kadın, erkeğe bakıyor, erkek kadına...
Son tren kalkışa hazırlanıyor...
Artık gitme zamanı mı?
Kadın, erkeğin burnuna götürüyor sağ elinin baş parmağını. Erkek kadının kirpiklerinden öpüyor... Sabah mı, gece mi hiç belli değil...
O koskoca kent bir sabah grinin yalnızlığında çoğalırken, akşamın yorgun zamanı içinde kendini bulmaya çalışıyor...
Kadın ve erkek salonun orta yerinde vedalaşıyor...
O sırada çocuk çığlıkları duyuluyor sokakta. Yaşamın içinde açan çiçekler gülümsüyor.
Erkek, kadına soruyor:
“Ay mı yorgun yoksa güneş mi?”
Kadın gülümsüyor:
“Bana kalırsa ikisi de çok yaslı...”
Kadın saçlarını savuruyor mavi zamanın içinde düş kurmadan...
Kadın kapıya yönelirken son kez bakıyor erkeğe... Tıpkı Anna Ahmatova gibi sesleniyor:
“Artık aynı bardaktan içmeyeceğiz
Ne suyu ne tatlı şarabı
Erken sabahlarda öpüşmeyeceğiz,
Ve birlikte gözlemeyeceğiz camdan akşamı.
Sen güneşle soluklanıyorsun, ben ayla.
Ama yaşamadayız bir aynı sevdayla.”
Mavi zamanlar içinde düş kuran kadın çıkıp gidiyor...
Homeros’un Hesperos’u anlattığı gibi şaşırıyor erkek...
Gecenin karanlığında başka yıldızlar arasında kaybolan kadın belki de masaldaki gibi Atlas Dağı’nın tepesinden gülümsüyor...
Kim bilir?.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları