İsteksiz ve de kazanma arzusundan mahrum olursan liginde henüz maç kazanamamış ve kalite bağlamında senden çok aşağıda olan rakibe işte böyle puan verirsin! Atılan tek golün ardından sanki 90 dakika bitmiş ve maçı alarak 3 puanı cebine koymuş gibi ikinci golü aramak ve işi garantiye almak için rakibin üzerine gideceğine, bıkmadan usanmadan yan pas ve geri pas yaparsan işte böyle hüsrana uğrarsın Beşiktaş!
Uzun zamandır futbolu bilenlerin bile yorumlayamadığı bir durum var ülkemizde. Trilyonluk yıldızlar neden şut atarken topun altına girerek vurur? Bu her takımımızda görülen hastalık yüzünden Beşiktaş’ın Asteras önündeki tüm şutları stadı aştı! Bu futbolcular neden topa vurmasını bilemiyor... Hocaları bunlara topa nasıl vurulacağını veya bir diğer deyişle nasıl şut atılacağını öğretemiyor mu? Ya da bu oyuncular ülkemizde iki yıl top koşturan Roberto Carlos’a hiç bakmadılar mı? Carlos’un 40 metreden attığı frikikler bile kalenin üzerinden gitmezdi!.. Neden diye merak etmediler mi? Aslında nedeni çok basit, Carlos ayağını topun altına sokacağına ortasından vurur da ondan. Bu basit gerçeği bilmek için âlim olmaya da gerek yok.
İnanın maçı izlerken her an rakibin tesadüfi bir gol atacağını hissettik. Aslında tesadüfen değil organize bir kontratakla gollerini atarak evlerine mutlu döndüler. Golün gelebileceğini ben hissettim de kenarda olan Bilic aynı tedirginliği yaşamadı mı? Hal ve hareketlerinden o da aynı duyguları yaşadı ama bana göre devre arasında bunu telafi edecek eylemi gerçekleştirecek hareketleri futbolcularına aşılayamadı!
Sonuç olarak Kartal grubunun en zayıf halkası olan rakibine diş geçiremeyerek çok ama çok önemli bir fırsatı kaçırdı! Beşiktaş nedense kendisinden daha güçlü olan rakipleri karşısında gösterdiği başarılı futbolu kendisinden zayıf ekiplere karşı gösteremiyor. Arsenal maçı ile dünkü ve Rize karşılaşması bu durumu kanıtlamıyor mu? Bilic buna bir çare bulamaz ise gruptan çıkma hayali kâbusa dönebilir! Bizden hatırlatması.