Bu sütunu okuyanlar UEFA’nın hukuk cinayeti hakkında yazmış olduğumuz ilk yazıyı herhalde hatırlarlar. Şu anda yaşananlar ve içinde bulunduğumuz ortam, yani bir “kumpas..” iddiası ile oluşan gündem ise savımızda ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor! Hafızanızı tekrar irdeleyin bakalım... TFF başkanımız halen Yargıtay’da bekleyen şike davası için “Yargıtay’dan gelecek karar bizi kesinlikle etkilemez.. Biz kararımızı verdik ve bu durum artık değişmez…’’ demedi mi?
Aslında Sayın Başkan doğruyu söyledi... Sivil mahkemenin kararı Futbol Disiplin Kurulu’nun aldığı kararı hiçbir şekilde etkilemez ve değiştiremez... İnanmayan, UEFA ve FIFA’nın yönetmeliklerine bakar... Futbol dünyasının hangi kurallar manzumesi ile idare edildiğini öğrenir. Futbolun anayasa mahkemesi olan Tahkim kurullarının neden kurulduğunu sorgular... FIFA ve UEFA’ya bağlı liglerde, kulüplerin müsabakalara katılabilmeleri için her yıl futbol ile ilgili problemlerde sivil mahkemelere gitmemelerini nasıl kabul ve taahhüt ettiklerini gözlemler. Durum bu kadar net ve açıkken UEFA nasıl olur da kendi koyduğu kuralları kelimenin tam anlamıyla ayaklar altına alarak çiğner. Disiplin kurulları hangi hak ve cesaretle bağlı ülkelerin disiplin kurul delillerini hiçe sayarak sadece sivil polis tape ve delillerine itibar eder. TFF kendi disiplin delilleri yerine neden polis tapelerini UEFA’ya gönderir
Sakın kimse bize UEFA böyle istedi de biz tercüme edip gönderdik demeye kalkışmasın. UEFA’ya “TFF olarak bizim kurullarımız yargılamayı işte bu delillerin ışığı altında yaptı. Sivil mahkeme delillerine bizzat sizlerin koymuş olduğu kurallar gereği itibar edilemez” demek bu kadar zor muydu? Ayrıca bir kurum nasıl kendi kendine şike yapabilir? İnsan unsuru olmadan bunun gerçekleşmesi mümkün mü? Kişiyi cezalandırmadan kurumu nasıl ateşe atarsın? Önce kuruma cezayı kesip sonrasında sivil mahkemenin kararına göre hareketini belirlemek UEFA yönetmenliklerinin neresinde yazılı? Neresinden bakarsanız bakın, tam anlamıyla trajikomik bir olay... Peki, şimdi ne olacak? Bütün bu hukuk rezaletlerinden sonra Yargıtay, UEFA beklentisinin aksine cezayı onaylamaz veya yeniden yargılama sonrasında delillerin geçersizliği kanıtlanıp TFF’nin kararı doğrultusunda bir durum ortaya çıkar ise İsviçre’deki futbol baronları ne yapacak? Doğrusu çok merak ediyoruz...