Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Nükleerin Sorumlusu Yoktur...'
\n\n\n
Profesör Hiroaki Koide’ye göre işin içinde çok çıkar odağı vardır.
\nBugün Kyoto Üniversitesi Nükleer Reaktörler Araştırma Laboratuvarı profesörlerinden ve Japonya’da atomla ilgili düşüncelerine en çok kulak verilen Koide’nin okuyucularımıza özetle de olsa aktarmayı yararlı gördüğümüz söyleşisi yukarıdaki başlığı taşıyor.
\nİktidarın politikalarını eleştirdiği için neredeyse kırk yıldır bilimsel yalnızlığa itilen, araştrma laboratuvarının bütçesi kısıtlanan Koide’nin nükleerin riskleriyle ilgili uyarıları duymazlıktan gelinmişti. Fukuşima faciasından sonra 2011’de yayımlanan iki kitabı (Nükleer... Yeter Artık ve Nükleer Yalan) yabancı dillere çevrilmemiş olsa da yılın en çok satan altı kitabı arasında yer almıştır. Konuyla ilgili ‘Blog’ları Fukuşima faciası konusunda en çok izlenenler arasındadır.
\n***
\nFukuşima faciasından alınması gereken dersler nelerdir?
\n- Reaktörleri insanlar kullanır. Ve bu sıfır hatasız değildir. Eğitimimin ardından hayatımı atoma hasretmeyi düşünüyordum. Muhafazakâr bir öğrenci sayılırdım. Sonra 1970 başlarında Onagawa Santralı’nın inşasına karşı yapılan gösterilere katıldım. O zamanlar gösterilerin nedenini anlayamamıştım. Zamanla araştırmalarım geliştikçe nükleerin tehlikesi konusunda bilinçlendim. Japonya deprem ve tsunami riski kuşağında olan tek ülke değildir. Günümüzdeki bilim düzeyi nükleer enerjinin dünyanın neresinde olursa olsun büyük riskler taşıdığını ortaya koymaktadır.
\nJapon hükümetinin nükleer konusundaki tavrı hakında ne düşünüyorsunuz?
\n- Utanç duyuyorum. Facia konusundaki tepkisini birden fazla nedenle suçlamak mümkündür. Riskleri küçümsemek, bilinmesi gerekenlerin üstünü örtmek, halkın facia öncesi bulundukları yeri boşaltmalarını gecikmeden sağlamak, tehlikeli alanı dairesel biçimde genişletme yanlışına düşülerek radyoaktif yayılmanın rüzgâra göre genişlediği gerçeğini gözden kaçırmak...
\nPeki hükümet ne yapmalıydı?
\n- Santrallar derhal devreden çıkarılmalıydı. Fukuşima benzeri bir facianın yinelenmesinde Japonların ayağa kalkması olanaksızdır. Elektriksiz kalma tehdidi ise aldatmacadan ibarettir. Bugün üretimi durdurulmuş olan termik santralların yeniden devreye sokulması ülkenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek kapasitededir.
\n- Araştırmacılar yıllardır Tokyo’nun politikalarına neden destek vermişlerdir?
\n- Nükleer enerji devletin politikasıydı. Akademik çevreler ve medya bu politikayı destekliyordu. Bu hayhuyda kendilerini kaybeden bilim adamları sosyal sorumluluklarını unutmuşlardı. Devlet ve santralların işleticileri herhangi bir kazanın olmayacağına inanmışlar ya da inanma riskini göze almışlardı.
\n- Ama Japonların tarihte atomize olan ilk halkı olarak atomun riskini bilmeleri gerekmez miydi?
\n- Çok sayıda Japon için atom bombasıyla nükleer enerji arasında fark vardır. Ayrıca politik çıkarlar da söz konusudur. Nükleer enerji elektrik şirketleri için çok kârlıdır. (Ayrıca elektrik Japonya’da dünyanın diğer ülkeleriyle kıyaslanmayacak ölçüde pahalıdır.) Mitsubishi ağır endüstri kuruluşu, Toshiba, Hitachi gibi santral yapımına giren şirketler rantabilite mantığıyla hareket ederler ve devlet onların boyunlarındaki dizgini serbest bırakır.
\nDahası politika da işin içindedir. Japon Anayasası’na göre savaş yasaklanmıştır. Bununla birlikte gerektiğinde hızlı bir biçimde atom bombasına sahip olmak düşüncesiyle bölünebilir uranyum ya da plutonyum gibi fissil materyele ihiyaç vardır. Bununsa nükleer santrallardan elde edilmesi mümkündür. Bir başka etken de kıyıda köşede kalmış belediyelerin nükleer santralların geri kalmış bölgelere refah getireceği sanısına kapılmalarıdır.
\nNükleerden enerji bazı sosyal kategorilerin kurban edilmeleri üzerine mi bina edilmektedir? Burada bir ayrımcılıktan söz edilebilir mi?
\n- Evet bu konuda bir ayrımcılıktan söz edilebilir. Genellikle santrallarda çoğu sendikalı olan işçiler yerine ‘Nükleer Romanlar’ adı verilen geçici işçiler çalıştırılır. Ayrıca ülkenin geri kalmış bölgelerinde yaşayanlar nükleerin yaratacağı olumsuzluklarla mücadelenin nasıl yapılacağından habersizdirler. Dolayısıyla da savunmasız durumdadırlar.(1)
\n\n(1) Le Monde, 8. 12. 2011. Söyleşi: Philippe Pons.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı