Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
26 Oklu Cesaret
RTÜK, “Simpsonlar” adlı çizgi filmin CNBC-e’de 1 Kasım’da yayımlanan bölümüne ceza kesti. Gerekçeler arasında, “Kutsal sayılan kitap ve inançların kişisel çıkarlara alet edilemeyeceği gerçeğinin yadsınması”, “Tanrı’nın resminin, tasvirinin ve fiziki görüntüsünün mizah unsuru olarak da olsa temsilinin yapılması”, “Dini inançların popüler kültür içinde materyalizm eksenine oturtulması” vardı.
CHP’li Aykan Erdemir, bir basın toplantısı yaparak bu cezaya ve gerekçelerine karşı çıktı. Papa tarafından yönetilen, din kurallarına dayalı bir mutlak monarşi olan Vatikan’ın bile seyredilmesini uygun gördüğü Simpsonlar için RTÜK’ün daha tutucu bir değerlendirmede bulunduğunu dile getirdi.
Basın toplantısının hemen ertesinde, Tirancı tek parti döneminde kamu görevlilerinin muhalefet milletvekillerini hedef alması olağan devlet davranışlarından sayılabildiğinden, RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk, Twitter’dan Erdemir’e yanıt verdi:
“CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir dersini çalışmadan açıklama yapmış. Deve misali, düzeltilecek yeri yok RTÜK açıklamasının.”
Aykan Erdemir, Öztürk’ü yetki ve sorumluluklarıyla uygun düşmeyen biçemi konusunda uyardı. Nurullah Öztürk, sınır tanımıyordu, yine yanıt verdi:
“Cevabım ve tweetim kurumsal değil kişiseldir. Sizin eleştirinizin de çok ‘profesyonel’ olduğu söylenemez. Benim logom 26 oklu. Her biri bir ilke. Bunlar da kişiseldir.”
Aykan Erdemir diyor ki:
“Bir ana muhalefet milletvekilinin eleştirilerini ‘profesyonel’ bulmayan, CHP’nin 6 okuyla kendi ‘26 oklu logosunu’ kıyaslayarak polemik yapan bir kamu görevlisinin cüretini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.”
Anayasaya aykırı suç işlediği onaylanmış bir partinin rejimi değiştirme cesareti, devletin en küçük hücrelerine dek yansıdı bir kere. Haddini aşan aşana...
Üstümüze İyilik Sağlık
Meclis’e geçen hafta sunulan tasarının adı çok afili:
“Sağlık Bakanlığı’nca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun Tasarısı.”
Anlaşılacağı üzere, işin ucunda yine “para” var.
Tasarının içeriğini TTB Hukuk Müşaviri Özgür Erbaş satır başları ile şöyle yorumluyor:
- Tasarıda, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının verdiği hizmetlerin tümünün ihaleyi alan şirketlerden satın alınması öngörülüyor.
- “Tabip, diş tabibi, eczacı, veteriner hekim gibi memurlar ile bu hizmet sahasında çalışan yükseköğrenim görmüş fizikoterapist, tıp teknoloğu, ebe, hemşire, sağlık memuru, sosyal hizmetler mütehassısı, biyolog, psikolog, diyetçi, sağlık mühendisi, sağlık fizikçisi, sağlık idarecisi ile ebe ve hemşire, hemşire yardımcısı, (fizik tedavi, laboratuvar, eczacı, diş anestezi, röntgen teknisyenleri ve yardımcıları, çevre sağlığı ve toplum sağlığı teknisyeni dahil) sağlık savaş memuru” hizmetlerinin tamamının şirketlere devrinin önü açılıyor.
- Tasarı ile şirketlerin alacağı uluslararası kredilere hazine garantisi sağlanması, yapılacak anlaşmaların Resmi Gazete’de yayımlanmaksızın dış borç kaydedilmesi öngörülüyor.
- Türk ihale mevzuatına tümüyle aykırı olan “açık eksiltme” yöntemi, yasa kuralı haline getiriliyor. Yine tasarıda ihalelerin kimin tarafından onaylanacağı, harcama yetkilisinin kim olduğu, ihale komisyon başkanı ile harcama yetkilisinin aynı kişi olup olamayacağına dair bir dizi küçük ayrıntıya da yer verilmiyor.
Hastaların hastaneye gittiğinde “Sırtını aç, öksür de bir ciğerlerini dinleyelim” sözü ile tedavi edilme süreci sona erdi. Artık hastane müşterileri, daha kapıdan girer girmez şöyle karşılanıyorlar:
“Cebini aç, hele bir öksür de paraların rahat dökülsün.”
10 Yıllık Namus Borcu
Dr. Necip Hablemitoğlu, bundan tam 10 yıl önce 18 Aralık 2002’de öldürülmüştü. Dönemin başbakanı Abdullah Gül, “Bu cinayeti aydınlatmak devletin namus borcudur” demişti. Abdullah Gül, şimdi devletin başında ama namus borcu hâlâ ortada.
Son günlerde kimi yayın organlarında cinayetle ilgili dosyanın yeniden açılacağına ilişkin haberler üzerine Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak eşinin öldürülmesi konusunda bir gelişme olup olmadığını öğrenmek istedi. Ama, hani deyim yerindeyse bir duvarla karşılaştı.
Bunun üzerine Bilgi Edinme Yasası’na dayanarak Başbakanlık Bilgi Edinme Merkezi’ne dilekçe yazdı:
“Bu nedenle, Necip Hablemitoğlu suikastı nedeniyle yürütülen bir soruşturma olup olmadığı, yürütülen bir soruşturma var ise soruşturma numarası, gelinen aşama ve dosyanın hangi savcı eliyle yürütüldüğüne dair tarafımıza bilgi verilmesini saygılarımızla diler ve isteriz.”
Namus borcundan vazgeçtik, bilgi versinler bari...
Nobel
Genco Erkal açıkladı: Orhan Pamuk’u, Sivas yangınına ilişkin oyununa çağırmış. Pamuk, “Benim, orada görünmem politik olarak doğru olmaz” demiş.
Ne olur ne olmaz, Nobel’ini geri alırlar sonra...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- Emniyet müdürü kalp krizinden öldü!
- Bahçeli, Bakan Mehmet Şimşek'i hedef aldı
- THY yöneticilerinin son maaşlarını açıkladı
- Yeni 'şeyh' hayatını kaybetti
- CEO’su istifa etti!
- Konut fiyatlarında iki yıl sonra ilk yaşandı
- Noter çalışanının dikkati dolandırıcılığı önledi!
- Erdoğan’dan ‘PKK’ mesajı
- Fenerbahçe zirve yarışında yara aldı!
- 19 yaşındaki oğlu 29 yaşındaki üvey annesiyle kaçtı!