Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sağlığın cılkı çıktı

23 Nisan 2011 Cumartesi
\n

Ben, Genel Merkez

\n\n\n

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Milliyetten Aslı Aydıntaşbaşa İlhan Cihaneri nasıl aday yaptığını anlatmış:

\n

Denizli örgütüyle konuştuktan sonra cumartesi öğlen İlhan Cihaneri cep telefonundan aradım. Önce bir şey söylemedim, nasıl olduğunu sordum. İyiyimdedi ve daha ne diyeceğimden haberi olmamasına karşın Bundan sonra da CHPye her anlamda katkı sunmaya hazırımdedi. Partiye küskün olmaması, listelerde adını görmediği için \tfevri açıklamalarda bulunmamış olması bizim için başından beri önemliydi. Listelerde olmadığı için fevri konuşmamış ve CHPyi desteklediğini söylemişti. Ben kendisineEvet senden bir talebimiz vardedim, Denizlideki durumu anlattım ve Seni milletvekili yapmak istiyoruzdedim. Önce şoke oldu, inanamadı, sonra kabul etti.

\n

Gürsel Tekinin benmerkez, daha doğrusu ben, genel merkezbiçeminden anlıyoruz ki, İlhan Cihaneri aday yapma konusunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlunun da partinin yetkili organlarının da zırnık katkısı olmamış. Gürsel Tekin, tek başına başarmış bu işi...

\n

Öyle mi?

\n\n\n

Müttefike Selam

\n\n\n

Türkiyenin yetiştirdiği ender uluslararası hukuk uzmanlarından birisidir emekli büyükelçi Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı. CHP Parti Meclisi üyesi de olmasına karşın Pazarcı, aday listelerinde yer alamadı. Bir meslektaşı, eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu ise Adanada birinci sıraya yerleşti.

\n

Bunun gerekçesini bir parti yetkilisi şöyle açıkladı:

\n

Büyük müttefikimize yakın durmak öncelikli hedeflerimiz arasına alındı.”

\n\n\n\n\n

Hekimler ve sağlık emekçileri, meslekleri için, ücretsiz-eşit sağlık hizmeti için eylem üzerine eylem yapıyorlar. İktidar oralı bile değil... İşi çok çünkü. Badem bıyıklıları profesör yapmakla meşgul.

\n

Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, onlara jet profesördiyor. Yöntem çok basit:

\n

Bu yöntemi Ankara, İstanbul ve İzmirde Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastanelerinde doçent unvanıyla klinik şefliği yapan ve gerekli temaslarıolduğu düşünülen birçok hekim kullanmış durumda. Hekimler arasında büyük rahatsızlık yaratan yöntemde doçentlik unvanını aldıktan sonra beş yılını tamamlayanlar çoğunlukla yeni kurulan üniversiteler olmak üzere üniversitelerin değişik birimlerini kullanarak profesörlük unvanını alıyorlar. Kadroları o üniversiteye geçiyor. Günler içerisinde, ilgili bir yasadan (2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 38. maddesi) yararlanarak tekrar Sağlık Bakanlığında görevlendiriliyorlar. Bakanlık da zaten çalışmakta olduğu birimde görevlendiriveriyor. Böylelikle bu hekimler, günler içerisinde, doçent gidip profesör dönüyorlar.

\n

Yükseköğrenim Kurumu Yasası gereği profesör olarak atanınca bu unvanı kalıcı olarak kullanmak için en az iki yıl fiili olarak üniversiteye hizmet etmek gerekiyor. Ancak bu yöntemle, ilgili hekimler pozisyonlarını hiç değiştirmeden, zaten yürüttükleri görevlerine devam ederek profesörlük unvanını elde edip kullanıyorlar. Bu hekimler atandıkları üniversitelere ya hiç gitmiyorlar ya da ayda bir gün gibi çok az gidiyorlar.

\n

Bayazıt İlhan, bir son örnek verdi:

\n

Geçen haftalarda İl Sağlık Müdürü yardımcı doçent oldu bu yolla. Ankarada Yıldırım Beyazıt Üniversitesi diye bir üniversite kuruldu. Kendisi oraya atandı, ama gidip ders filan vermiyor. Yalnızca o üniversitede yardımcı doçent yapıldı, yine İl Sağlık Müdürlüğünü sürdürüyor.

\n

Her nedense adı artık hiç anımsanmayan değerli gülmece yazarımız Suavi Sualp yaşıyor olsaydı, derdi ki:

\n

Oh ne âlâ, Muallâ...

\n\n\n

Bulur buluşturur

\n\n\n

Aday adayı olup da aday olamayan kimileri etrafta konuşmaya başlamışlar:

\n

Biz, aday adaylığı ödentisinin dışında kimi listelerde yer alabilmek için bir parti yöneticisinin hesabına da para yatırıldığını bilmiyorduk. Bilsek, bulur buluşturur verirdik.

\n

Bu konuşulanlara kıskançlık diyen de var, söylenti de. Gerçek diyenler de az değil hani. Ciddi ciddi tanık gösterenlere bile rastladık:

\n

Alan da veren de kendisini çok iyi biliyor.

\n

Hangi partide, kim mi yapmış? Partisi de kim olduğu da çok iyi biliniyor.

\n\n\n

KANIKSAMA

\n\n\n

Kimse görmüyor ya da görmek istemiyor.

\n

BDP alışkanlık haline getirdi: Başına bir şey gelmeyegörsün, sorunlarını hukuk içinde çözme yerine -ki bu yolla çözülebileceği son YSK bunalımında da görüldü- tehdide, şantaja başvuruyor. Taraftarları ortalığı savaş alanına çeviriyor. Türk bayrağı asan dükkâna molotofkokteyli ile saldırmanın adı da demokratik, sivil hak aramaoluyor.

\n

İşin en ilginç yanı, BDPnin şiddet üzerinden pazarlık yapmasının giderek kanıksanıyor olması.

\n\n\n

5 garanti

\n\n\n

CHP Ankara 2. bölge adayı Gökhan Günaydın, seçim kampanyasının çok iyi gittiğini bildirdi. Ankara il örgütü bir program çıkarmış. İlçe ilçe, semt semt dolaştıklarını aktardı. Ardından kenar mahallelere, köylere, GİMATa, OSTİMe gideceklerini, otobüs duraklarında, kahvelerde, alışveriş merkezlerinde, daha doğrusu her yerde olacaklarını söyledi.

\n

Kişisel gözlemini sorduk.Ankara 2. bölgede beş garanti, altıncı milletvekilliğini de alırızdedi. Siyasi hedefin ne olduğunu sorduk. Yedinciyi istiyoruzdedi.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları