Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Asıl Çöken Ilımlı İslam!

16 Şubat 2014 Pazar

Bu sözü çok severim, “denizler durulmaz dalgalanmadan”. Yaşadığımız günler zaman zaman bizi karamsarlığa sürüklese de ben iyi ki bunları yaşıyoruz, noktasındayım. Başka ülkelerin tarihlerine, yaşadıkları olaylara bir bakın. Örneğin demokrasi kültürünün az çok oturduğu ülkeler, bu duruma şıp diye gelmediler. Bir İspanya’yı düşünün, bir Şili’yi.
Biz de o yollardan farklı bir biçimde geçiyoruz. Başbakan istediği kadar savunsun, çöken bir şey var, bu da Ilımlı İslam. Apaçık görülen o ki, sermaye de bunu gördü, bu ılımlı İslamla, bu cehaletle ülke yönetilemiyor.
Diktatörlükle hiç yönetilemez. Şunu bilmemiz gerek, Türkiye coğrafi olarak belki de dünyanın en kıymetli gayrimenkulünde oturuyor. Hani şöyle uzakta, kıyıda köşede bir ülke olsak, demokrasiden uzaklaşmamız kimsenin gözüne batmayacak. Ama öyle değil, burası enerji geçiş yolları üstünde. Kuzeyinde Rusya, hemen altında İran, güneyinde Irak ve Suriye ve Avrupa’ya çok yakın. Üstelik NATO ülkesi. Hadi biz izin verdik diyelim, dünyayı yöneten şirketler ve onların emrindeki iktidarlar izin vermez.
Öte yandan, Amerika’nın başını çektiği ılımlı İslam projesi tüm coğrafyada gümlemiş durumda. Bizde de! İslamın ılımlısı, azı çoğu olmuyor, tıpkı gebelik gibi. Ya var ya yok! Varolduğunda da radikal. Kafa kesmeci!
Hiç kuşkusuz, bugünler bize, buna hepimiz dahiliz, kendi demokrasimizi sorgulamak hakkını ve görevini veriyor. Hep birlikte hukuk nedir, bunu öğrendik. Demokrasilerde erkler ayrımının değerinin ne olduğunu öğrendik. En önemlisi cehaletle ve Allah’ın emirleriyle bir ülkenin yönetilemeyeceğini öğrendik. Evet, hiç konuşmadığımız din ve Tanrı kavramlarını konuşur olduk. Bu da az şey değil.
Fakat öğrenmekle iş bitmiyor, ne yazık ki, mevcut hiçbir (BDP hariç) partinin işine gelmediği için seçim barajı olduğu gibi duruyor. Seçim barajının yüzde on olduğu bir ülkede kimse demokrasiden ve çoğulculuktan söz etmesin. Bugün, muhalefet partileri bizi cepte keklik görüyor ve “bana muhtaçsınız” diyorlarsa ve bir türlü, özlediğimiz muhalefeti yapmaktan uzak duruyorlarsa bunun nedeni hiç kuşkusuz seçim barajıdır. Bizlerin muhalefet partilerine de ciddi uyarılar yapmamızın zamanıdır
Öte yandan, içinde bulunduğumuz durum, gerçek anlamda hiçbir yatırım yapmayan, hâlâ devlet ihaleleriyle varlığını sürdüren bir sermaye kesiminin de yenilgisidir. Çünkü artık apaçık ortaya çıkmıştır ki, devlete yaslanmadan tek adım bile atamamaktadırlar. Bütün bankalarının toplam mevduatı bir Amerikan bankasından daha az olan bir ülkede, zaten buna ihtimal yoktur.
Artık açıkça bilmemiz gerekir ki, ülkemiz bir kara para cennetidir. Vergi sistemimiz bu nedenle yıllardır yerinde saymaktadır. Belki bu içinden geçtiğimiz dönem bize vergi meselesinin önemini de kavratır. Çünkü ancak vergi verenler bunun hesabını sorarlar.
Ve nereden kazandın yasası? Ecevit hükümeti bu yasayı söz konusu ettiği için gitmişti. Ama artık zamanı geldi. Nereden kazandın arkadaş?
Görüyorsunuz, deniz fırtınalı ama hiç kuşkunuz olmasın, bu fırtına er ya da geç diner ve yepyeni arınmış bir denizde hep birlikte yüzeceğimiz zamanlar gelir. Hiçbir şey, geriye dönmez. Bir süre öyle görünse de... Bu Tanrı’nın değil doğanın yasası.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları