Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kürtaj mı, Al Sana Kürtaj Hikâyeleri

03 Haziran 2012 Pazar
\n

\n

\n

\n\n\n

Kürtaj konusunda yazmayacağımdiye yemin ettim. Ancak bir de baktım, iş ciddileşiyor. Yakında yasak gelecek. Ben de yeminimi bozdum. Ve kürtaj yasalaşmadan önce tanık olduğum, yasal olmayan, gizli yapılan kürtaj hikâyelerini anlatmaya karar verdim.\n

\n

Bunları kadınları sevmeyen iktidara ve iktidar başına adıyorum:\n

\n

Önce Sevgülün hikâyesini anlatmak istiyorum. Sevgül dünyalar güzeli bir kadındı. Oturduğum evlerden birinde kapıcıydılar. Sevgül her gün evlere temizliğe gider, 6 çocuğunun okuması için canla başla çalışırdı. Özellikle üç kızının okuması onun için hayati bir meseleydi, onların başkalarının tuvaletlerini temizlememesi için yapmayacağı fedakârlık yoktu.\n

\n

Sürekli kendi kendine Bu kadar çocuk yeterderdi. Bu kadar çocuk yeter. Gebe kalmamak için kendine göre çeşitli yöntemler denerdi. Ama oldu işte. Sevgül, gene gebe kaldı. İlk aklına gelen çocuğu aldırmaktı. Ama koca itiraz etti. Allahın verdiği can aldırılmaz.Sevgül günlerce ağladı. Yeniden doğurmak için gücü yoktu. Yoluna koyduğu her şey aksayacaktı. Onun bir süre çalışmaması demek, çocukların sefil olması demekti.\n

\n

Günler böyle geçti. Çocuk karnında büyüyordu. O sırada gittiği evlerden birinde kürtaj yapan bir yerin adresini öğrendi. Ve bir gün kararını verdi. Adresin kapısını çaldı, elinde kefenlikdiye bir kenara koyduğu paralar terden sırılsıklam olmuşlardı. İçeri alındı. Bir an her şey ona çok pis geldi. Koltuklar, masalar toz içindeydi. Gözlerini yumdu. Elindeki paraları kapıyı açan, yeşil giysili, ağzını açtığında altın dişleri parıl parıl parlayan kadına uzattı.\n

\n

Bir süre tozlu koltukta bekledi, daha sonra onu yan odaya aldılar. Doktor sadece soyundedi. Ve o ürkek, titreyerek soyundu, ardından çatalaçıktı. Doktor önce onu muayene etti, çocuk üç aylıkdedi, alamam”. Sevgül ağlamaya, yalvarmaya başladı. Doktor tamamdedi ve altın dişleri parıl parıl parlayan kadın içeri girdi ve Sevgülün koluna bir iğne yaptı.\n

\n

Sevgül uyandı, önce nerede olduğunu kavrayamadı, ağlamaya başladı. Daha sonra altın dişleri parıl parıl parıldayan kadın elbiselerini getirdi. Onları güçlükle giydi ve kapıya yöneldi.\n

\n

O gece Sevgülün kanaması oldu, önce geçerdedi, kocasını uyandırmayı göze alamadı, kanama arttı ve sonra tüm evi uyandıran bir çığlık attı ve bayıldı.\n

\n

Onu bir ambulansla hastaneye ben götürdüm, doktorların azarlarını ben işittim. Bu kürtajı kim yaptıdiye sordular. Bu cinayetdediler. Ne söyleyeceğimi bilemedim. Sevgül çok geçmeden aşırı kanamadan öldü. Ölürken gözlerinin önünde yalnızca parıl parıl parıldayan altın dişler vardı.\n

\n

Hastaneden çıkarken düşündüm: Sevgül vaktinde, sağlık koşulları uygun bir hastanede kürtaj yaptırsaydı, uzun yıllar yaşayacak, kızlarının düğününde halay çekebilecekti.\n

\n

Belki de bu nedenden, kürtaj belli bir aya kadar yasal olduğu gün Sevgül aklıma düştü. Kim bilir bilmediğimiz daha kaç Sevgül hayalleriyle birlikte ölüp gitmişti.\n

\n

Şimdi biraz canımız sıkılacak, ben de bunları yazarken pek mutlu değilim. Kibrit çöpüyle düşürülen ceninlerden, doğar doğmaz bir gazeteye sarılıp çöp tenekesine atılan yeni doğmuş bebeklerden söz etmek istiyorum. Hepimizin bu konuda bilgisi var. Bu nasıl büyük bir çaresizliktir. Hiç düşündünüz mü?\n

\n

Galiba Sait Faikten okumuştum, şöyle diyordu: Yolda insanlar nedense saati hep bana sorarlar.Beni de bütün belalı durumlar bulur.\n

\n

Öyle de oldu. Yıllar önce tamirat yaptırdığım terzide 16 yaşlarında gencecik bir kız vardı. Bir gün yanıma yaklaştı, Ablacığım bir şey konuşabilir miyiz?dedi, Olur, konuşalım”. Çok sevdiği, deliler gibi âşık olduğu erkek arkadaşı onunla cinsel ilişkiye girmek istemiş, Nasılsa seni isteteceğim, karım olacaksındemiş. O da onu kırmamak için kabul etmiş ve gebe kalmış.\n

\n

İki gözü iki çeşme ağlıyor. Erkek arkadaş anında askere gitmiş, ne yapacağını bilmeden ağlayıp duruyormuş, ailesine söylerse babası mutlaka öldürürmüş. Parası da yokmuş.\n

\n

Anlaşılan iş başa düştü. Bir risk alıp işe koyuluyorum. Doğru dürüst bir yer bulmaya çalışıyorum, o iş tamam, kızımızı ben götüreceğim. Bana geliyor, birlikte temiz bir muayenehaneye gidiyoruz. Doktorun odasına girerken bana sarılıp öyle bir ağlıyor ki, içim ürperiyor.\n

\n

Bir süre sonra iş tamam. Bana hayatı boyunca minnettar olacağını söylüyor.\n

\n

Ayrılıyoruz. Yıllar sonra bir gün kapı çalınıyor, açıyorum, o küçük kız büyümüş, bir kız çocuğunun elinden tutuyor. Boynuma sarılıp çocuğunu bana tanıştırıyor. Adı Işıl”. Ve bir an gözleri doluyor: Acaba aldırdığım erkek miydi, kız mıydı?”\n

\n

Bilmiyorumdiyorum. İyi ki, ona iyi yer, uzman bir doktor bulmuşum. Bir hata yapılıp, merdiven altı bir muayenehanede kürtaj olsaydı, ya bir daha hiç çocuğu olamayacak bir durumda olsaydı?\n

\n

Bırakın kürtaj yasal kalsın, herkesin, parasız pulsuz genç kızların bir Işıl ablası yoktur.\n

\n

Kürtaj hikâyeleri bu kadar...\n

\n

Bu arada hem Uludere; hem THYde grevin yasaklanması, 45’i teknik 305 personelin işten çıkarılması gargaraya getiriliyor.\n

\n

Havacılık özel uzmanlık isteyen bir alan. 45 teknik elemanın yeri hemen nasıl doldurulacak, bu nasıl bir katliam!\n

\n

Birkaç uçak düşerse sorumlusu hiç kuşkusuz 305 personeli kapının önüne koyan iktidar olacaktır.\n

\n

Benden söylemesi!\n

\n

Not: Bu pazar saat 14.00te kadınlar Kadıköyde buluşuyorlar. Bedenimiz bizimdir!demek için. Duyurulur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları